3175842_3_e701_des-policiers-sur-les-lieux-de-l-attentat-qui-a_ec89973bca0915ef66368952d0d76f1b

 

43 ölü, en az 50 yaralı… Üstelik rakamların artmasından endişe ediliyor.

Türkiye dün 15 dk arayla Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen iki patlamayla sarsıldı. Patlamaların ilki Reyhanlı’daki belediye binasının yanındaki bomba yüklü bir araçla, ikincisi ise 500 metre ötedeki PTT binasında gerçekleşti. Yayınlanan ilk görüntülerde, insanın kanını donduran sahneler yaşanırken, halkın galeyana geldiği ve Suriyeli mültecilerin bulunduğu kamplara saldırdığı öğrenildi. Olaylar şimdilik, polisin kontrolünde yatışmış gözüküyor. Ancak can kayıplarıyla beraber bölgede ciddi manada maddi hasar var.

Saldırılarla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay “Saldırıyı düzenleyen örgüt ve mensuplarının Suriye’deki rejim yanlısı El Muhaberat örgütüyle bağlantılı oldukları belirlenmiştir. Örgüt de bellidir, kişiler de büyük oranda bellidir. Plaka tespitleri vesaire yapılmıştır. Menfur hadisenin Suriyeli sığınmacılarla, Suriye muhalefeti ve Suriyeli sığınmacılarla ilgisinin olmadığı kesindir” derken Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise saldırı hakkında Almanya ziyareti esnasında “Eylemi yapanlarla, Türkiye’ye sığınanları hedef gösterenler aynı odaklar” diye konuştu. Suriye cephesinde ise Enformasyon Bakanı Umran el-Zoubi, saldırıların bir terör olayı olduğunu ve bu olaya hakkında Suriye’ye yapılacak gelişigüzel herhangi bir ithamın “kabul edilemez” olduğunu söyledi.

Peki saldırı açısından yorumlanacak başka neler olabilir? Öncelikle Türkiye açısından bir istihbarat zaafiyeti olduğunu söylemek gayet mümkün. Her ne kadar ilginç şekilde, saldırının üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra biraz da alelade bir tavırla, saldırının Suriye’deki rejim yanlısı bir örgüt tarafından yapıldığı söylense de istihbarat anlamındaki büyük zaafiyet, gizlenecek gibi gözükmüyor. Saldırıdan önce MİT tarafından Suriye plakalı iki tane şüpheli aracın, saldırı planında olduğuna dair raporlarını bu yazının yazıldığı saatlerde öğrenmiş olsak da, herhangi bir önlem alınamamış olması kafalarda giderilmesi zor soru işaretleri bıraktırıyor. Bu soru işaretlerininse acele bir tavırla saldırganların kim olduğunu, saldırı öncesi planların aslında bilindiğini açıklamakla gideceği de pek mümkün gözükmüyor. Kısacası ortada aceleyle kapatılmak istenen bir güvenlik zaafiyeti var.

Yorumlamaya değer bir diğer kısım da saldırının zamanlama bakımından oldukça ilginç bir dönemde gerçekleşmesi. Hatırlanacağı üzere iki gün öncesinde, Başbakan Erdoğan NBC televizyonuna yaptığı açıklamada ABD’ye, Suriye hava sahasını uçuşa kapaması durumunda ve Suriye’ye bir kara harekatı gerçekleştirmesi durumunda destek vereceğini söylemişti. Açıklamanın “kara harekatı” kısmı ise sonradan sadece “hava sahasının kapatılması” ibaresiyle değiştirildi. Başbakan’ın bu açıklamaları aslında, saldırının Suriye’deki rejim yanlısı bir grup tarafından yapıldığı konusundaki şüpheleri yoğunlaştırsa da, işin değişik bir yüzünü incelemek ve farklı bir sonuç elde etmek adına saldırıdan bir kaç gün öncesine ve bir kaç gün sonra gerçekleşecek bir olaya bakmamız yeterli olacaktır.

Saldırıdan 5 gün önce, Moskova’da bir araya gelen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov nihayet bir uzlaşı çağrısı yapmış ve Suriye’de devam eden krizin artık sona erdirilmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulunmuştu. Bu görüşme Suriye hükümetince gayet olumlu karşılanmıştı ve Suriye Dışişleri Bakanlığınca yapılan açıklamada “Suriye; Rusya’nın Birleşmiş Milletler Misakı ve uluslararası kanunlara dayalı sabit tutumuna inancından hareketle Rusya ve ABD arasındaki vizyon yakınlığını memnuniyetle karşılıyor” denmişti. Fakat aynı memnuniyet Suriye’deki muhaliflerde görülmemiş ve muhalifler Suriye’nin geleceği adına yapılacak muhtemel bir toplantıda, iki taraflı, yani Suriye hükümetinin temsilcilerinin de olacağı bir heyette bulunmayı reddetmişti. Muhalifler, barış görüşmelerinin ancak Esad hükümeti devrildikten sonra gerçekleşebileceğini belirtmişti.

Muhaliflerin bu memnuniyetsizliği, Türkiye’yi, muhaliflere destek veren önemli konumdaki bir ülke olaraktan elbette etkilemiştir ve etkileyecekti de. Nitekim Başbakan Erdoğan’ın 16 Mayıs tarihinde gerçekleştireceği ABD ziyaretinde ABD Başkanı Obama ile öncelikli olarak Suriye meselesini konuşacağı biliniyor.

Ancak Reyhanlı’da olan bu saldırılar, Türkiye’nin, ABD’nin Suriye meselesindeki tavrında biraz daha sert bir görünüm elde etmesi yönünde bir talepte bulunması için yeterli bir sebep olabilir. Bu da aslında Reyhanlı’da gerçekleşen saldırıların ortaya çıkış sebebi konusunda bizleri biraz şüpheye sevkediyor. Olayların bu kadar peşpeşe gelişmesi, Suriye’deki meselelerin git gide içinden çıkılmaz bir hal alması, aslında biraz da komplo teorisine kaçmayacak şekilde farklı senaryoların da düşünülebileceğinin habercisi.

Demek istediğim şudur ki; saldırı her ne kadar Esad hükümetinin destekçisi bir grup tarafından yapıldı dense de, muhaliflerle ve ara sıra İsrail saldırılarıyla başı dertte, muhaliflere yapılan kadarından mahrum bir destekle yıkılmamaya çabalayan bir rejimin durduk yere, 910 kilometrelik sınır komşusu olan bir ülkeyi savaşa çekecek bir hamleyle, saldırı gerçekleştirmesi biraz tuhaf bir düşüncedir.

Öyleyse, iş biraz değişik senaryolara kayıyor. Suriye’deki muhaliflerin artık rejimi devirmekten öte 7 Mayıs’ta Golan Tepeleri sınırındaki Filipinli 4 BM askerini kaçırmak gibi bir çok farklı aktiviteye giriştiği ve güven vermediği de aşikar. Reyhanlı’da bu can yakan, elem tohumlarının yağmur misali yağdığı olayda muhaliflerin de aslında bir parmağının olduğu bu bağlamda, düşünülebilir. “Kesin öyledir” demek doğru bir tavır değil ama Orta Doğu söz konusu olunca, işlerin içinde farklı hesapların da katılması gerektiği elzemiyet arz ediyor.

KAYNAKÇA

http://sana.sy/eng/21/2013/05/10/481321.htm

http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/05/08/erdoganin-abd-ziyaretinde-bir-ilk-yasanacak

http://www.zaman.com.tr/gundem_reyhanlida-agir-tahrik_2088842.html

http://www.lemonde.fr/europe/article/2013/05/12/attentat-en-turquie-ankara-accuse-damas_3175815_3214.html

http://www.amerikaninsesi.com/content/suriye-muhalefeti-baris-esat-siz-olur/1657273.html

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23261781.asp

http://www.nytimes.com/2013/05/12/world/middleeast/bombings-in-turkish-border-town.html?_r=0

 

 

Leave a Reply