Antik Yunan’da Homoseksüellik ve Biseksüelliğin Faydaları

Antik Yunan’da bilindiği üzere homoseksüellik oldukça yaygındır. Fakat homoseksüelliğin ve biseksüelliğin toplumdaki etkileri ve toplumda meydana getirdiği anlamlar aslında pek de bilinmemektedir.

 [box_light]Paiderastia (Oğlancılık) Yunanlılarda Topluma Kabul Edilme Kuralıydı[/box_light]

pederastyAntik Yunan’da erkek çocukları, ergenliğe girene kadar -ki ergenlik, erkek çocukların kıllanmaya başlaması olarak kabul edilmektedir- kendilerinden yaşça büyük erkeklerle cinsel ilişki yaşamaktadırlar. Yaşadıkları, anal yolla yapılan bu ilişkide, pasif taraf olan çocukların toplumda kabul edilme durumu ancak bu şekilde mümkün olabiliyordu.

 Oğlancılık, Yunanlılarda topluma kabul edilme kuralıydı. Erastes ( ilişkide aktif rol oynayan yetişkin erkek ), pais ( oğlan çocuğu) ile arkadan birleştiğinde, erişkin erkeğin spermi, oğlan çocuğuna erkeklik aktarıyordu. Oğlan çocuğunun bu dönemden geçmesinin belirli amaçları vardı, elbette. Çocuğu o ana kadar birlikte yaşadığı kadınların arasından çekip alarak, iyi birer vatandaş örneği olan yetişkin erkeğin kollarına vermek onu edilgen ortamdan kurtarmak ve bir baba, bir vatandaş haline getirmek demekti. İyi bir vatandaş olarak yetişen oğlan, ileride bir erastes, bir savaşçı, bir avcı olacaktır” [1]

 

 Ergenliğe girdikten sonra ise bu ilişki sona eriyordu. Erkek çocuğu hala bu ilişki şekline devam ederse, bu durum homoseksüellik olarak tanımlanıyordu.

 

[box_light]Ordu ve Biseksüellik[/box_light]

degas_spartan_girls Öncelikli olarak, Antik Yunan’da orduya giren insanlar, ailelerinden tamamen uzak, tek varlıkları orduya hizmet etmek olan kişilerdi.  Dolayısıyla, tek sahip oldukları insanlar, birbirleriydi.  Tüm gün beraber egzersiz yapıyor, beraber uyuyup kalkıyor, beraber yemek yiyor ve beraber savaşıyorlardı. Savaşırlarken ise çift halinde savaşıyorlardı. Yani birbirini kollayan iki kişi savaşta ekip arkadaşının can vermemesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Peki, iki savaşçının arasındaki güçlü bağ nasıl sağlanıyordu?

 Savaşta çift olan savaşçılar, günlük ordu hayatında duygusal ve cinsel bir bağlılık içinde oluyorlardı. Duygusal ve cinsel olarak birbirlerine bağlı olduklarından, aralarındaki bu samimiyet, onların savaşta birbirlerini sonuna kadar koruyup kollamalarına yol açıyordu. Ordu’dan sonra bir özel hayatı olduğu tadirdeyse, bu savaşçı bir kadınla evlenebiliyor, ona aşık olabiliyordu. Fazla dile getirilen bir durum olmamakla beraber kanımca bu durum oldukça mantıklı bir biçimde işleyen ve savaşları kazanmada büyük rol oynayan bir sistemdir. Ayca, bu tarz benzeri uygulamaların Yeniçerilerde ve Samurayarda olduğu saptanmıştır.


[box_dark]KAYNAKÇA[/box_dark]

Leave a Reply

3 comments

  1. Burhan AYDIN

    Konuyu yunan kültürü ve gelenekleri açısından güzel özetlemişsin.Ancak günümüzde bunun karşılığı var mı.Kültürel olarak oğlancılığı benimseyen toplumlarda bu durum travma nedeni olmayabilir.Ancak farklı bir kültür ve inanışsa sahip toplumlarda ki bu katagoriye ülkemizde girmektedir bu durum bir travma nedenidir.Üstelik yıkıcı bir travma.
    bence bu konuyu da yazınızda işlemeniz çok daha güzel bir yazının ortaya çıkmasına katkı sağlardı.
    Saygılarımla.

  2. isimsiz

    Tamamen dayanaksız bir yazı samuray yada yeniçeri ile de Tarihe bir zırvalık getirmiş Yunan Kültüründe de Tarihinde de pek az rastlanan bir uygulamayı Sanki Antik yunanda süregelen örf ve adetleri gibi Anlatılmiş böyle tarihciler olunca yazık oluyor dunya tarihine kaynaklar da yetersiz

  3. Ahmet Evren

    ” farklı bir kültür ve inanışsa sahip toplumlarda” demişsiniz de haremde özellikle iç oğlanları diye bir kavram olduğunu, bazı padişahların cinselliği onlarla öğrendiğini (4. Murat) Osmanlı’da “Oğlanlar kışlıktır, sıcak olur. Kadınlar soğuktur, yaz için iyidir” gibi deyişlerin olduğunu unutuyorsunuz galiba. Yeniçerilerdeki uygulamalara girmemiş olması olmadığı anlamına gelmiyor, nitekim yazar en sonda küçük de olsa bu konuya değinmiş.