Müzik endüstrisine en parlak isimleri sunmayı her daim başarabilen İngilizler, geçtiğimiz günlerde bu isimleri bütün dünyaya Brit Awards gecesi ile yeniden duyurdular. 2013 yılındaki sönüklüğün yerine bu sene bol bol ışıklar, balonlar ve çok daha iyi performanslar izledik. Punk akımının mohawk saçlarından esinlenilen siyah, hafif post-modern duruşlu yeni ödül tasarımı da fena olmamıştı diyebiliriz.
İngiltere’nin bu aralar medar-ı iftiharı olan ve “En iyi İngiliz Grup” ile “En İyi İngiliz Albüm” ödüllerini kapıp giden ağır abilerimiz Arctic Monkeys, R U Mine diyerek harika bir giriş yaptılar. Bu çocuklar Queens Of The Stone Age’in asıl ağır abisi olan Josh Homme ile takıla takıla mı bu hala geldiler bilemiyoruz; çünkü eski kısa saçlı, çekingen hallerini tamamen kaybetmiş, uzun saçlı sakallı, takım elbiseli, jöleli, – ne yazık ki altın kolyeli- ödül aldığında bile ağırlığından hiçbir şey kaybetmeyen adamlar var karşımızda. Alex Turner’ın ödülü aldıktan sonraki konuşmasını beğenenler de yerden yere de vuranlar da oldu ama kendi kanaatim AM albümleri gerçekten ödül almaya değerdi, en azından kategorideki diğer adaylara bakıldığında. Piyasada neredeyse artık ayırt bile edilemeyen sanatçıların, şarkıların üstüne iyi geldiler, adlarını çok sık duyar hale geldik ve İngiltere de bunu göz ardı etmeyip iki ödülle birden uğurladı Arctic Monkeys’i.
Yeni şarkısı Dark Horse ile Amerikan listelerinde günlerdir zirvelerde oturan Katy Perry de ödül gecesinde performans sergileyenler arasındaydı. Performansları hep görsel anlamda tatmin edici, renkli, farklı olan Katy Perry bir kleopatra olarak karşımızdaydı. Klibinde ilüminatinin malzemelerini bol bol barındıran, Roar veya Unconditionally’den daha başarılı bulduğum, E.T.’deki karanlık havaya sahip olan bu şarkıyı Katy Perry de karanlık bulduğunu söylemiş.
En son Super Bowl’daki şovu çok beğenilen Bruno Mars, bu geceki performansını da Treasure, güzel vokaller, danslar, klibindekine benzer parlak ışıklar ile gerçekleştirdi. “Uluslararası En İyi Erkek Sanatçı” Ödülü de onun oldu.
Ellie Goulding, I Need Your Love’ı önce gitarıyla söyledi sonra hemen arkasından Burn ile devam etti. Albüm kapaklarından, kliplerinden hep onunla eşleştirdiğim parıltılar, simler, Lights klibindekine benzer ışık huzmeleri vardı yine. Ellie de “En İyi İngiliz Kadın Şarkıcı” Ödülü ile ayrıldı geceden.
“Uluslararası En İyi Kadın Ödülü”nü alan Lorde’da sahneye çıkanlardandı. Nedense şarkılarını söylerken tuhaf hatta neredeyse korkunç hallere bürünen Lorde, Royals’ı Disclosure’ın White Noise’ı eşliğinde bir nevi remix gibi söyledi. Bende bir hayal kırıklığı yaratan nokta da buydu sanırım; Disclosure kesinlikle ödül almalıydı. Fakat sahnede Disclosure’ın albüm kapağında bulunan çizim halindeki kadın yüzünü neon halde Lorde’un yüzüne oturtmaları oldukça başarılıydı.
Beyonce ise XO şarkısını söylerken adeta bir kraliçe gibiydi. Kıyafeti, saçları her şeyiyle göz alıcıydı.
Geçtiğimiz yazda Get Lucky’sini şimdi de Happy’sini çok dinlediğimiz Pharrell Williams da Nile Rodgers ile performans sergileyenler arasındaydı.
Ödülleri kazanan isimler:
En İyi İngiliz Erkek Şarkıcı
David Bowie,
En İyi İngiliz Kadın Şarkıcı
Ellie Goulding
En İyi İngiliz Grup
Arctic Monkeys
En İyi Çıkış Yapan Sanatçı
Bastille
En İyi İngiliz Single
Rudimental feat Ella Eyre – Waiting All Night
Yılın En İyi İngiliz Albümü
Arctic Monkeys – AM
Küresel Başarı Ödülü
One Direction
Uluslararası En İyi Erkek Şarkıcı
Bruno Mars
Uluslararası En İyi Kadın Sanatçı
Lorde
Uluslararası En İyi Grup
Daft Punk
Yılın En İyi Klibi
One Direction- Best Song Ever