Şehitler, deprem, 13 yaşındaki N.Ç’ nin başına gelenler… Ahh şu bizim karanlık gündemimiz. Böyle bir gündemle nasıl mutlu olabiliriz ki? Gelin birkaç dakika için kafamızı kaldırıp kendi penceremizden dışarı bakalım. Yaşadığımız bu karanlık gündemi unutmaya unutturmaya sonuna kadar karşıyım; amacım sadece biraz nefes alabilmek, aldırabilmek.
Pencerenin diğer tarafında görünen o ki; bizim evin asi bir o kadar da haylaz çocuğu kış iyiden iyiye kendini göstermeye başladı bile. Sonbaharı yavaştan geride bırakıp kışa geçme evresindeyiz yani; yağmur, çamur, soğuk, rüzgâr, ayaz ve bol güneşsiz günlerle dolup hatta taşacağımız evre. İçimizi ve bütün ruhumuzu ısıtan bir mevsimin tam aksine bütün mutsuzluğuyla ve ruh çöküntüleriyle gelir kış. Oysaki hazır bile değilizdir daha, lahana gibi kat kat giyinmeye, iliklerimize kadar işleyen soğuğa. Depresif rahatsızlıklarıyla gelir kış ama bir süre sonra kendini sevdirir bizim haylaz çocuğumuz ve böylece farklı pencerelerden bakarız ona. Mesela görülmeye değerdir; ilk yağan karda ilk iz bırakan kişi olmaya çalışmak ya da her bir kar tanesinin düşüşünü izleyip hepsinin farklı bir şekle sahip olduğunu düşünmek. Yağmur altındaki kentin gri büyüsü, insanların telaşı koşuşturmacası büyüleyicidir. Sızlanmanın çok da faydası yoktur yıllık rutin ziyaret başlamıştır bile, bize düşen ısınmanın yollarını aramaktır. İşte size pek yabancı olmadığınız ısınma tarifi: 1 adet battaniye, 1 fincan sıcacık kahve ya da çay, eğer varsa ayakucu biblomsu kafasını okşayabileceğiniz evcil hayvan (çok da zorunlu olmamakla birlikte) , ve milyonlarca içinizi ısıtan kış şarkısı. Ne de olsa kış şarkılarla güzeldir. Örnek teşkil etmesi açısından kendi playlistimden birkaç kış parçası isterseniz işte öneriler:
1) Pink Floyd – Goodbye Blue Sky: Buradaki vedaya maruz kalan ‘mavi gökyüzü’ kavramı her ne kadar ikinci dünya savaşındaki Almanların uçak ve bombalarına tekabül etse de benim en favori kış şarkımdır ve hipnozvari bir etkisi olan efsanevi bir şarkıdır.
2) Lhasa De Sela – De Cara A La Pared: Baştan sona yağmur kokan bir şarkıdır. Dinlerken o büyülü sese ve yağmur damlalarına karışmamak imkânsız. Yazın 40 derece sıcaklıkta bile yağmurlu gri birkaç dakika yaşatma garantisi verir.
3) Stina Nordenstam – Winter Killing: ‘The World is Saved’ albümümün en büyülü parçalarındandır. Dinlenmeye başlandığı andan itibaren ‘soğuk karlı bir kış gecesine şömine başı ve bir kadeh sıcak şarap’ etkisi yapar.
4) Bulutsuzluk Özlemi – Yağmur: ‘Yağmur yağıyor yine, hüzün çöküyor üstüme’ diye bir başlangıç yaparak bizi kış depresyonuna sürükler ama yaşattığı etki; her hüzün içinde bir parça huzur barındırır.
5) Edson – Sunday, Lovely Sunday: Kışlar her zaman depresif değildir; takarım sevgilimi koluma yağmur çamur her haliyle güzel diyen pembe gözlüklü arkadaşlara gelsin bu şarkıda o zaman.
6) Beck – Everybody’s Gotta Learn Sometimes: Masalsı, kış konseptli, her izlediğimde bir kere daha âşık olduğum filmin âşık olduğum soundtrack parçasıdır.
7) Blur – The Universal: Klibinde kullanılan beyaz temasının kış değil de süt beyazına gönderme yaptığını öğrendiğimde yıkıldığım ama senelerdir vazgeçilemeyen kış şarkılarımdan düşmeyen Blur klasiğidir.
8) Tori Amos – Winter: Tori Amos’un en az kendisi kadar güzel olan bu parçasında bize ‘kışı düşününce içimde bir sıcaklık hissediyorum’ diyerek kışı en güzel haliyle anlatır ve sevdirir. İhtiyacımız olan bir parça kar.
Benden şimdilik bu kadar. Tarifimi bütün bir kış uygulamanız ve mutlu bir kış geçirmeniz dileğiyle.