Uluslararası medya temmuz ayının son gününden itibaren bir Arjantin iflası safsatası tutturmuş, gidiyor. Arjantin’e karşı yürütülen bu ekonomik linç girişimini, iyi analiz etmek gerekiyor. Çünkü bu olay iyice irdelenmezse, aynı problemle gelişmekte olan ülkelerin tamamı, özellikle Türkiye de karşılaşabilir. Arjantin’in dış borçlarını ödeyemediğine ikna eden uluslararası medya, Amerika’nın Arjantin’i yıldırma politikasının maşası olarak kullanılıyor. Kredi derecelendirme kuruluşları da cabası.

Uluslararası alanda bu kadar yankı uyandıran haber tabii ki Türkiye’de de ilgiyle karşılandı. Gerek sol gerekse sağ basında, farklı senaryolar üzerine kurulan köşe yazıları yayınlandı. Sol basın “Arjantin iflas etti, sırada biz varız.”, sağcı basın ise “İşte sağlam irade, işte güçlü Türkiye!” senaryoları üzerine yüzlerce yazı ve haber yayınladı. Tabii ki bunların çoğunda herhangi bir araştırma yok, tamamen ezberden yazılan yazılar.

İlk olarak, kendimize soralım. Arjantin’in iddia edilen ve iflas ettiği öne sürülen dış borcu ne kadar? Cevap veriyorum, 1.3 milyar dolar. Peki, ikinci sorumuza beklemeden geçelim. Arjantin, Güney Amerika’nın kaçıncı büyük ekonomisi? Hemen cevap veriyorum, 3. En büyük Latin Amerika ekonomisi Arjantin’in elinde. Akıllı bir insan şunu sorgular. 610 milyar dolarlık ekonomiye sahip olan bir ülke nasıl olur da 1.3 milyar gibi bir rakamı ödeyemez? Aslında bal gibi de öder ama, “leşçi akbabalar” ödeyemiyormuş gibi gösterir, herkes de buna inanır. Son 10 yılda 175 milyar dolar ödemiş bir Arjantin var karşımızda. 1.3 milyar doları mı ödeyemeyecek?

Olayın buralara gelme süreci şöyle gerçekleşiyor: Arjantin, 2011’de aşırı borç yükünden dolayı krize giriyor. Ülke gelirinin yüzde 166 gibi bir oranda borcu olan Arjantin, iflas bayrağını çekiyor. Dönemin yöneticileri, hızlı gidip gelen başbakanlar, olaya çözüm bulma yoluna gidiyorlar. Borçlu şirketlerle ve fonlarla masaya oturan devlet büyükleri, fonların alacaklarının yüzde 75’inden vazgeçmesini sağlıyorlar ve borçları ödenmek üzere yeniden yapılandırıyorlar. İş bu bazı fonların aklı fikri “akbabalıkta” olduğu için oyunbozanlık yapıyorlar ve anlaşmayı reddettiklerini açıklayıp, Arjantin’i para babaları olan Amerika’ya dava ediyorlar.

Amerikan mahkemeleri de davayı Arjantin aleyhine sonuçlandırıp 1.3 milyar doları ödemeleri için 13 gün veriyorlar. Arjantin hükumeti de Amerikalı arabulucularla görüşüyor fakat niyeti baştan belli olan Amerikalılar, Arjantin’i affetmiyor. Üstüne de S&P gibi kredi derecelendirme maşalarını kullanıp Arjantin’in kredi notunu “tercihli temerrüte” çektiriyorlar. (Tercihli temerrüt de borcunu ödeyemeyip, iflas eden ülkeler için geçerli bir kredi notu.)

arjantiniflas1

Arjantin’de hükumet tarafından ülke duvarlarına asılan pankartlarda, “Leşçi akbabalara karşı birlikte mücadele!” yazıyor.

Arjantin’i uluslararası kıskaca almalarının en büyük nedeni, Arjantin’e boyun eğdirmek istemeleridir. Kendi yolunu çizen, kendi borçlarını IMF’ye sormadan yapılandıran Arjantin’in yolu kesilmek isteniyor. Ayrıca, İsrail’i katil ilan eden, İsrail ordusuna katılanları vatandaşlıktan çıkaran Arjantin’i dava eden şirketin sahibinin de Yahudi kökenli olması gayet manidar gözüküyor. Uluslararası alandaki her savaşta, Avrupa ve Amerika’yı sorumlu tutan da Arjantin. Bütün bunlar üst üste bindiğinde bu yıldırma politikası çok manidar. Ne diyelim; #direnArjantin #occupyArgentina

patria-o-buitres-1024x575

Arjantin Ekonomi Bakanı Axel Kicillof’un söylediği Patria o Buitres!(Vatan ya da Akbabalar!) sözü Arjantinlilerin şimdiden gözdesi oldu.

Leave a Reply