1923’de bilim ve sanatın zirve yapacağı hayaliyle kurulmuştu cumhuriyet. Yazıktır ki bu gayesini unuttu gün geçtikçe. Nedense bilim ve sanat yerine politik fikirler konuşuldu yıllarca. Sosyalistlik, kapitalistlik, liberallik, komünistlik, ülkücülük, milli görüş ve bunun gibi bir bu kadar daha yazılabilir. Bu her ideoloji, içinde binlerce genç, yaşlı; çalışan, işsiz; kadın, erkek binlerce takipçi bulunduruyordu. Peki bilimciler ve sanatçılar nerede? Türkiye Cumhuriyeti’nde yetişen ve dünyaca tanınan bilim insanı sayısı iki elin parmaklarını geçmez kanısındayım. Bu yazı işte o birkaç kişiden birini aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakan yardımcılığını yapmış o kişiyi, Erdal İnönü’yü, ölüm yıl dönümünde anmak için yazılmıştır.
Erdal İnönü, 6 Haziran 1926’da, İsmet ve Mevhibe İnönü’nün oğlu olarak Ankara’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da yaptı. Liseyi Ulus’taki Gazi Lisesi’nde okudu. 1947’de yeni kurulan Fen Fakültesi’nde fizik öğrenimi gördü, sonra ABD’ye gitti. Doktorasını, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde kozmik ışınlarla ilgili Christy yönetiminde çalışmasıyla aldı. Daha sonra Princeton Üniversitesi’nde ünlü fizikçi Eugene Wigner’le (1902-1995, Nobel Fizik 1963) matematiksel fizik üzerine çalıştı ve fizik dünyasında Wigner-İnönü Büzüşmeleri (Grupların ve Temsillerin Kontraksiyonu) olarak bilinen buluşunu yaptı. Grup teorisinde yeni bir yöntemdi bu. Yurda dönünce Ankara Üniversitesi’nde fizik asistanı olarak göreve başladı.
Eğitim süreci böylece bitti ve askerliğinin de sonlanmasıyla akademik hayatı başladı.
- 1957-1960 arasında Amerika’da “Atom Enerjisinden Yararlanma” programı içinde çeşitli üniversite ve enstitülerde araştırmalar yaptı.
- 1964-1974 arasında ODTÜ’de teorik fizik profesörü olarak çalıştı.
- Türkiye’nin ve ODTÜ’nün en hararetli ve tartışmalı zamanlarında Teorik Fizik bölüm başkanlığı, Fen Edebiyat Fakültesi dekanlığı ve üniversite rektörlüğü gibi üst düzey görevlerde bulundu , onun döneminde ODTÜ Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun en önemli araştırma merkezi haline geldi.
- 1974-1982 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde profesörlük ve temel bilimler dekanlığı yaptı.
- 1982’de TÜBİTAK’ın İstanbul’da kurulan Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü (Feza Gürsey Enstitüsü) müdürlüğüne atandı.
- 2004’te uluslararası alanda en saygın bilim ödüllerinden biri olan Wigner Madalyası’nı aldı. (Bu madalyayı bir de ünlü fizikçimiz Feza Gürsey almıştır.)
Erdal İnönü hakkındaki birkaç alıntı:
Boğaziçi Üniversitesi fizik profesörü Meral Serdaroğlu anlatıyor:
“Bölüm’de ve fakültede araştırma ve üniversite ortamını güzelleştirmek, gençleri desteklemek ve araştırmacılara daha çok olanak sağlamak için her zaman uğraşan bir idareci ve hepimizin yaptıklarını dikkatle dinleyen, destekleyen ve bize güç veren bir çalışma arkadaşımızdı. Bilim sevgisi hiç sönmedi. ABD’ye gitmeden evvel hastanede son defa görüştüğümüzde, “Artık fiziğe değil tıbba katkı yapıyorum. Yeni buldukları bir ilacı bende deneyecekler” demişti. Erdal Bey’i çok özleyeceğiz.”
Dünyaca ünlü Osmanlı tarihçimiz Halil İnalcık anlatıyor:
1990’larda Erdal İnönü, UNESCO’ya Akdeniz kültürünün bir bütün olduğunu belirterek Akdeniz’de kıyısı olan her ülkenin bir Akdeniz Enstitüsü kurmasını öneriyor. Önerisi UNESCO genel kurulunda kabul ediliyor. Hemen her ülke İtalya, Tunus, Yunanlılar, bu enstitüyü kuruyorlar; ama bizde kurulamıyor. İnalcık “Bizde böyle bir enstitü bütün çabalarına rağmen kurulamadı. Bizim ne kadar hantal bir idare altında bulunduğumuzun başka bir misalidir bu.” demektedir. (Tarihçilerin Kutbu, İş Bankası Yayınları 2005)
Eugene Wigner ile bir diyalog:
Büyük fizikçi Eugene Wigner, Macaristan’dan Amerika’ya gitmişti. Bir gün İnönü, ona Türkiye’ye dönmek istediğini söylüyor. ‘Bunun üzerine Wigner bir an durduktan sonra, bana beklemediğim bir şey söyledi: “Macaristan ve Türkiye gibi ülkelerde bir insan bir alanda sivrildi mi, artık her alanda ondan görev beklerler; buna dikkat et” dedi. Ben de kendi kendime, “Nereden çıktı bu?” dedim. Fakat sonradan baktım ki çok haklıymış.’
O bir politikacı değildi, bilim adamıydı. ODTÜ de ve Boğaziçi Üniversitesi’nde profesörken de bilim adamıydı, SHP ve DYP koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcılığı yaparken de bilim adamıydı. Onu, meclis hararetli tartışmalar içindeyken kendi kendine teoremler çıkarmaya çalışan kişi olarak tanıyoruz. Mütevaziliği de bir bilim adamına yakışır düzeydi. El öptürmekten, çanta taşıtmaktan, kendi geçişi için yolların kapanmasından hiç hoşlanmazdı. Gezilerde omuzlara alınma talebine karşı “İnönü Yatışı” denen tekniği geliştirmişti. Çok defa meclise yürüyerek ve korumasız gitmişti. Neşeli, esprili ve samimi bir insandı. Türkiye cumhuriyetinin görmek istediği bilim adamı modeliydi. 2007’nin 31 Ekiminde yani tam 7 yıl önce Erdal İnönü hayatını kaybetti. Bu bilim adamını, Gazete Bilkent ekibi olarak ve özellikle bilim teknoloji birimi olarak saygıyla anıyoruz.
Yazımı Erdal İnönü’nün bir sözüyle bitiriyorum.
“ Pişman olduğum bir şey yok, ama hayatım baştan yazılsa sadece bilimle ve yazmakla uğraşırdım.”
Eserleri
▪ 1923-1966 Dönemi Matematik Araştırmaları Bibliyografyası ve Bazı Gözlemler (1973)
▪ Group Theoretical Methods in Physics (1983; Meral Serdaroğlu’yla birlikte)
Erdal İnönü’nün diğer yapıtları;
▪ Mehmet Nadir Bir Eğitim ve Bilim Öncüsü (1997)
▪ Anılar ve Düşünceler 1. Cilt (1996)
▪ Anılar ve Düşünceler 2. Cilt (1998)
▪ Anılar ve Düşünceler 3. Cilt (2001)
▪ Kurultay Konuşmaları
▪ Fikirler ve Eylemler, Tarih, Bilim ve Siyaset Üzerine Konuşmalar(1999)
▪ Bilim Konuşmaları (2001)
▪ Üç yüz Yıllık Gecikme Tarih, Kültür, Bilim ve Siyaset Üzerine Konuşmalar(2002)
▪ Bilimsel Devrim ve Stratejik Anlamı (2005)
▪ Türkiye’de Temel Bilimde İlk Araştırmalar (2007)
[box_light]Kaynak[/box_light]
http://atominsan.net/bilimin-onculeri/erdal-inonu-1926-2007.html