Kasım ayında, günümüz modern sanatının en önemli isimlerinden biri Ai Weiwei, Dover Street Market ve V Magazine’le birleşip harikalar yarattı. Bu, göz ardı edilemeyecek bir konuda, geç kalınmış bir yazı.
Ai Weiwei günümüzün en aktüel ve en baştan çıkarıcı eserlerinin bir kısmına imza atmaya devam ediyor. Çin’e, Weiwei’ye Comme des Garçons tarafından yollanan bir iletide yaratıcı, yeni bir fikir arandığı ifade edilmiş. Sonradan ortaya çıkan elbiselerin kaotik hali sanat ve moda dünyasının ilgisini çekmeyi başardı. Comme des Garçons’un yaratıcı isimleri Ganryu, Noir Kei Ninomiya, 1205 Craig Green Gosha Rubchinskiy Hood By Air Jacquemus KTZ Lee Roach Melitta Baumeister Phoebe English Proper Gang Shaun Samson ve Sibling tasarımlarını Weiwei’nin projesinde kullandılar. On dört farklı boya on dört farklı elbisenin üzerine döküldü. “Kıyafetin üstüne dökülen boya, tasarımın halini değiştirir. Çakışan iki fikir arasında ortak bir zemin bulur. Yer çekimi ve giysilerin formu eşsiz bir an yaratarak birleşir. Kültürel ürünleri hazır giyimmiş gibi kullanmak, yaratıcılıklarını kutlayarak yeniden yorumlar. Bu hareketim onların yaratıcılıklarına karşı duyduğum saygının bir ifadesidir.” diyor Ai Weiwei. Boya dökülürken kısacık bir an için giysiler yeni birer anlam kazanıyor. Tasarımların geçiciliği ve canlılığına vurgu yapan Weiwei Comme des Garçon markasına gerçek anlamda “renk katmış”.
Ai Weiwei Çin hükümeti tarafından uğradığı işkenceler sebebiyle sıkça gündeme geliyor. Eserlerini yorumlayan bazıları onun günümüz Warhol’u olduğunu ifade ediyor. İfade özgürlüğü ve insan haklarını desteklemeyi hayat amacı edinen Weiwei, eserleri aracılığla tüm dünyayla iletişim kuruyor. Böylesi bir sanatçıyı moda sahnesinde görmek tüm sanatseverlerin ilgisini çekmiş durumda. Modayı ve sanatı birbirinden ayırmanın yanlış olduğu böylece bir kere daha gözler önüne serilmiş oluyor. Moda, tasarımcının kendini ifade etmesiyle ilgilidir, sanat da öyle. Yaratıcının estetik çığlığı dünyaya verdiği bir mesajdır. Tasarımcılar kendi eserlerine birer kova boya dökerken Weiwei ile el ele verip, bozulmayacak, yorumlanmayacak ne bir eser ne de bir düşünce vardır, demeye çalışmış. Aktivizm ve sanatın ayrımına karşı çıkan Çinli sanatçı, modanın sığ, baş kaldırıların anlamsız olduğunu düşünen baskılayıcı çoğunluğun sesini bozmaya devam ediyor. Yaratıcı her düşünceye saygıyla yaklaşmak medeni insanın doğal hali olmalıdır der gibi bir eser daha yaratmış.
İfade özgürlüğünün acınası ve gülünç şekilde yok olduğu ülkemizde sanatın ya da sanatçının çektiği sıkıntıyı yadsımak neredeyse imkansızdır. Bu sebeple Türkiye’de yaşayan çoğu insanın sanatçının yaşadığı sıkıntıları anlaması oldukça kolay olmalı. Moda dünyasında da sanatçının sesini duyurması etkileyici bir sahne ortaya çıkarıyor. Comme des Garçons’un başkanı Adrian Joffe çalışmayı şu kelimelerle ifade etmiş: “Gerçek bir bir başkaldırı, dünyayı boş veriş, ortak bir ruh.”