Futbol sektörü – 1’e devam olarak yazdığım bu yazıda son yazımda da belirttiğim gibi başarı için yapılması gerekenler ve Dünya’daki başarı örneklerinden bahsedeceğim. Bir önceki yazıda belirttiğim üzere, üzerinde durulması gereken en önemli unsur futbolun marka değeridir. Futbolun marka değeri ne kadar iyi olursa, o kadar çok seyirci, o kadar çok sponsor futbolun içine dahil olur ve bu da uluslararası başarıya doğru giden yolu açmış olur.
Marka değerinin artırılması için yapılması gerekenler, güven ortamı sağlamak ve rekabeti güçlendirmek olacaktır. Bu noktada hakemlerimizden bahsetmek isterim. Hakemlerimizin iyi maç yönettiğini düşünen pek yoktur. Hatta hakemlerimizi dönem dönem şike ile suçlarız. Profesyonel hakemliğin olmadığı bir süper ligimizin olması, durumu açıklıyor aslında; kimisi polis, kimisi mühendis, kimisi müfettiş. Hakemlerin meslekleri şeklinde arama yaptığımız zaman karşımıza çıkan sonuçlar durumun vahametini ortaya koyuyor. Hakemlerin sadece hakemliğe odaklanarak futbolcu gibi antrenman yaparak maçlara hazırlanmaları, hakemlerin maç yönetimini doğrudan etkileyecektir. Aynı zamanda insanların hakemlere olan güveninin artmasını sağlayacak, dolayısı ile futbola olan güvenin artması sağlanacaktır. Hakemlerimizin aldığı paralara baktığımızda neden başka işler yaptıkları anlaşılıyor. Bu sene artan maç başı ücretler ile birlikte biraz iyileşen şartlar diğer ülkelere kıyaslandığında yine geride kalıyor.
Yine marka değerini artırmak için yapılması gereken bir diğer hamle de Aziz Yıldırım’ın çıkmak istediği havuz sisteminin Anadolu kulüplerinin lehine değiştirilmesi olacaktır. Taraftar konusunda sıkıntı yaşayan Anadolu kulüpleri, buradan gelecek olan para ile daha iyi rekabet edebilecek ve bu rekabet oyuncuları bireysel olarak daha iyi bir konuma getirecektir. Bu sayede milli takımda oynayacak olan futbolcular da daha iyi bir düzeyde mücadele edebilecek duruma geleceklerdir. Tüm bunlar, futbolun güzelleşmesine, bu sayede marka değerine doğrudan katkıda bulunacaktır.
Futbol kulüplerinin yapması gerekenlere gelecek olursak başta altyapı faaliyetleri gelir. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş son 5 yılda 297,4 milyon Euro’luk bonservis ödemesi yaptı. Almanya’da Dünya Kupası’nı kaldıran neslin yetiştiği dönemde 5 yılda altyapılar için harcanan para ise 350 milyon Euro oldu. Geçen sezon transfer döneminde en fazla zarar eden 2. ülkeyiz. Dünya futbolunda bazı örneklere baktığımızda, futbolumuzda nelerin değişmesi gerektiği daha iyi anlaşılacaktır. Ajax’ın futbolcu yetiştirme politikası göz önüne alındığında, altyapının ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyor. 50 senedir yapılan yatırımlar ve altyapı öğrencilerine ayrılmış ‘gelecek’ tesisi Ajax’ın altyapıya ne kadar önem verdiğini gözler önüne koyuyor.
Yine buna ek olarak son yılların ekonomik çöküşten toparlanarak lig şampiyonu olan, şampiyonlar ligi finali gören Borussia Dortmund bu seneki kötü performansına rağmen, batma eşiğindeki bir kulübün doğru bir finansal planlama ile neler yapabileceğinin göstergesi.
Ekonomik kriz Portekiz’i etkilemez dedirten Porto, son 10 yılda futbolcu satışından yaklaşık 800 milyon Euro gelir elde etti. Hatta bir ara teknik direktörleri Andre Villas Boas’ı da Chelsea’ye 15 milyon Euroya sattı. Porto Gözlemci ekibi de altyapı ile koordineli bir şekilde çalışarak satın alıp veya yetiştirip sattığı oyunculara bakıldığında dünya futbolundaki önemli isimlerin yolunun Portodan geçtiği görülüyor.
PORTO’NUN 2004-2014 SEZONLARI ARASINDA 20 MİLYON EURONUN ÜZERİNDE SATTIĞI OYUNCULAR
2004: Paulo Ferreira – Chelsea – 22 m
2004: Deco – Barcelona – 23 m
2004: Ricardo Carvalho – Chelsea – 33 m
2007: Anderson – Manchester United – 34 m
2007: Pepe – Real Madrid – 32 m
2008: Jose Bosingwa – Chelsea – 23 m
2008: Ricardo Quaresma – Inter Milan – 25 m
2009: Lucho Gonzalez – Marseille – 21 m
2009: Lisandro Lopez – Lyon – 25 m
2010: Bruno Alves – Zenit – 23 m
2011: Radamel Falcao – Atletico Madrid – 50 m
2012: Hulk – Zenit – 60 m
2013: Joao Moutinho – Monaco – 28 m
2013: James Rodriguez – Monaco – 50 m
2014: Eliaquim Mangala – Manchester City – 50 m
Toparlamak gerekirse, iyi pazarlandığında akıl almayan gelirler elde edilebilen futbol sektöründe son günlerdeki meşhur haber ise İngiltere Premier Ligi yayın hakları geliri oldu. Televizyon kuruluşları Sky ve BT, İngiltere Premier Lig’in 2016-2019 sezonundaki maçlarını yayınlamak için, toplam 5,136 milyar sterlin ödeyecek. Tüm bunlara ek olarak 96 milyon Euro’ya transfer ettiği oyuncunun bonservisini forma satışından çıkarabilen bir kulüp olan Real Madrid var. 200 milyar Euro’ya ulaşan hacmi ile futbol sektörü çok büyük bir sektör, ancak Türkiye’nin bu pastadan daha iyi bir pay alabilmesi için daha profesyonel stratejilere ihtiyacı var.
Kaynakça
http://www.medyatrabzon.com/d/news/82662.jpg
http://www.milliyet.com.tr/ne-yaptin-porto-772-milyon-euro—-1925036-skorerhaber/
http://www.aksiyon.com.tr/spor/fc-porto-varken-portekiz-batmaz_529936
http://www.sabah.com.tr/spor/futbol/2015/01/09/bunlari-da-unutmayalim
http://spor.haberturk.com/futbol/haber/1041544-premier-lige-dudak-ucuklatan-gelir