İranlılar ve Ermeniler arasındaki ilişkiler bundan 3000 yıl öncesine dayanmaktadır. Persler tarafından Erivan’a adını veren Erebuni Kalesi’nin inşa edilmesi iki millet arasındaki ilişkilerin temelini atmıştır. Yıllar geçtikçe dostlukları pekişmiş, Dandanakan ve Malazgirt Savaşları’nda bazı Ermeni cemaatlerine Farslılar tarafından destek verilmiştir. Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle beraber bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk ülkelerden biri İran, aynı Türkiye gibi. O yıllardan bugüne İran ve Ermenistan arasındaki ticaret hacmi 1995 ve 2004 yıllarında tavan yaptı. Bu ikilinin ilişkilerinin son yıllarda geçmişten daha çok güçlenmesinin sebeplerine kısaca değinmek istiyorum.
İran, Batılı devletler tarafından tecrit edilmesi, Ermenistan ise Doğu komşusu Azerbaycan ve Batı komşusu Türkiye tarafından tecrit edilmesi münasebeti ile kader ortaklarıdır. Şimdi hem İran’ın hem de Ermenistan’ın ticaretinin gelişmesini bölgesel düzeyde ele alalım.
Ermenistan, İran’ı dünyaya açıldığı kapı olarak görüyor. Zira, kuzeyde Türkiye ve Azerbaycan ile güzel ilişkiler kuran Gürcistan’ın da Ermenistan ile problemleri devam etmekte. Savaş halinde olduğu Azerbaycan ile sınır kapısı bulunmayan Ermenistan, Türkiye’nin Ermeni Açılımı çabaları süresinde göstermiş olduğu bayağı tutum vesilesiyle Türkiye tarafından açılması muhtemel bir sınır kapısından da olmuştur. Bu noktada Ermenistan’ın tek çıkış noktası İran’dır. Sarkisyan da İran’ı Ermenistan’ın tek nefes borusu olarak tanımlamıştır. Üç tarafı kapalı olan Ermenistan, İran ile temelde enerji odaklı ticaret yürütmektedir. 1994-1995 yıllarında Azerbaycan ve Batılı güçler arasında imzalanan anlaşmalara binaen, Azerbaycan 8 milyar dolarlık enerji anlaşması imzalamıştır. Bu çerçevede İran, Azerbaycan’dan %5’lik bir pay istemiş, Azerbaycan ilk etapta bu payı vermiş olmasına rağmen, ABD’nin baskıları dolayısıyla geri çekmiştir. Bunun üzerine İran da hem Rusya ile Hazar Deniz’inde petrol ve doğalgaz aramalarına başlamış, hem de Ermenistan ile ticaret hacmini en yüksek noktaya çıkarmıştır. 1995 yılında Ermenistan-İran arasında ekonomik ve siyasi işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru hattı’nın Ermenistan ve İran’ı izole etmesi sebebiyle de 147 km uzunluğundaki Erivan-,Tebriz doğalgaz boru hattı döşenmiş 2008 yılında tamamlanmıştır. Günümüzde Ermenistan İran’dan gelen gaz sayesinde ısınmaktadır. Bu noktada Ermenistan da İran’a aldığı enerjiyi elektriğe dönüştürerek ödemeye çalışmaktadır. Bu durumdan ilk etapta hoşnut olan Rusya, Ermeni pazarını kaybetmekten korktuğu için bazı yaptırımlarda bulunmuştur. Örneğin; İran ve Ermenistan inşa etmek istedikleri boru hattının çapının 1420 milimetre olmasını kararlaştırmışken, Rusya’nın Ermenistan üzerinde baskı kurması nedeniyle, hattın çapını 700 milimetreye indirmek zorunda kalmıştır. Böylelikle İran’ın Ermenistan’ı kullanarak uluslararası piyasaya girme hayali suya düşmüştür.
Ermenistan enerji açığından bu vesileyle kurtulmuş, aynı zamanda bazı ürünlere de İran sınır kapısından kolayca erişme şansı bulmuştur. Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal İstatistik Servisi’nin kaynaklarına göre; Ermenistan, İran’dan temel olarak, mineral hammaddeler, kimyasal maddeler, molibdenim, gıda ürünleri, alçı ve çimento, otomobil, sanayi ürünleri, teçhizat, elektrik enerjisi, taş ürünleri, değersiz metal ve canlı hayvan ithal etmektedir. Buna karşın Ermenistan İran’a, mineral hammaddeler, gıda ürünleri, kereste ve elektrik enerjisi ihraç etmektedir. Ermenistan, toplam ihracatının yüzde 8,3ünü İrana yaparken, toplam ithalatının yüzde 5,4’ünü İran’dan yapmaktadır. İran’ın Ermenistana olan ihracatı ise, milli gelirinin yüzde 5inin altındadır. Bu noktadan hareketle; Ermenistan pazarının İran ekonomisi için büyük bir öneme sahip olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir. Demek istediğim ikili ticari ilişkiler İran’dan ziyade, doğu ve batı komşusu tarafından tecrit edilmiş Ermenistan’a fayda sağlamaktadır.
Gelelim İran’ın Ermenistan ile iyi ilişkiler kurmasının sebeplerine. İran’ın Ermenistan’a bu kadar yaklaşmasının iki ana sebebi vardır. Bunlardan birincisi, İran’daki Türk nüfusudur. Bağımsız kaynaklara göre, İran nüfusunun %38’i Azerilerden diğer %3’ü ise farklı Türkmen boylarından oluşmaktadır. Dolayısıyla, ilerleyen zamanlarda Azerbaycan’ın İran’daki Türklerle Turan fikriyatı altında muhtemel birleşme isteği İran’ın geleceği için tehdit oluşturmaktadır. Bu durumda İran her fırsatta Kuzey İran’da Türklerle bir arada yaşayan 120.000 kadar Ermeni azınlığa büyük imtiyazlar vermiştir. Örneğin, Ermeniler, dillerinde eğitim yapabilmekte, istedikleri yere ibadethane açabilmekte ve alkol alabilmektedirler. Bunun yanında İran da Ermenilere kiliselerinin içlerinde bir nevi sözde Ermeni Soykırımı’nı anlatan müzeler açmalarına izin vermektedir. Tebriz’de yer alan kiliselerin çoğu bu görev doğrultusunda hizmet vermektedir. Böylece İran, ülkesindeki azınlık Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali sırasında açık olarak doğalgaz ve petrol yardımı yapmış, Türkiye ve Azerbaycan’ın sınırları kapattığı bir dönemde, gıda ve hammadde satarak ticaret hacmini arttırmıştır. İran’daki Türk nüfusunun tepkisini çekmemek için, Ermenistan’a Azerbaycan karşısında güçsüz kalmaması için gizli silah yardımları yapmıştır. Bu durum İran’ı Ermenistan nezdinde diplomatik ve ekonomik alanda stratejik bir ortak konumuna getirmiştir.
İkinci konu ise, İran’ın Ermenistan vesilesiyle Batı dünyasının baskısından kurtulma çabalarıdır. Bu noktada İran, Yahudi Lobisi’ne karşı Ermeni Diasporası’nı kullanma çabası içerisindedir. Böylelikle kendi elinin uzanamayacağı yerleri Ermeni Lobi’si sayesinde ulaşmak istemektedir. Bu perspektifte Erivan’daki İran Büyükelçisi Muhammed Reis Eylül 2014’te bu durumu şu şekilde özetlemektedir: “İki ülkenin İran gazını Ermenistan toprakları üzerinden batı devletlerine ulaştırma konusunu görüştük. Ermenistan’ın bu işbirliğiyle Türk-Azerbaycan ablukasından kurtulmaya, biz de Batı yaptırımlarının etkisini azaltmaya çalışıyoruz.” İran ve Ermenistan daha önce de ekonomik ilişkilerde yeni atılımlar yapmak için bir araya gelmişlerdi. “Nezavisimaya Gazeta” tarafların ilgi çeken büyük ölçekli projelerin uygulanması için anlaşmalar imzaladıklarını yazmıştı. Ermenistan’dan İran’a yeni bir yüksek akımlı elektrik hattı çekmek söz konusuydu. Erivan’a ise petrol boru hattı yapımı ve Ermenistan sınır bölgelerinde bir petrol rafine işletmesinin inşası planlanmıştı. Bir de iki ülkeyi birbirine bağlayan demiryolu ağları hakkında konuşulmuştu. Son olarak ise İran, Ermenistan’a kendi kara yollarından Basra Körfezine bedava ulaşmayı teklif etmişti. Bu bağlamda her iki tarafta Erivan üzerinden serbest ticaret bölgesi oluşturmaya sıcak bakıyor. Aynı zamanda İran ülkesindeki Ermenilerle olan ilişkilerini ve Ermenistan Cumhuriyeti ile yaptığı anlaşmaları göstererek Avrupa Birliği’ne ve BM’ye azınlıkların haklarını savunan, özgürlükçü bir İran profili sunmaya çalışmaktadır. Burada da yine Ermeni Diaspora’sını kullanmak en akıllıca adım olarak görülmektedir. Erivan’da yer alan İran Camisi’nde geçtiğimiz senelerde Ermeni-İran kardeşliğine vurgu yapan Ruhani ve ondan önce aynı konuyu ele alan Ahmedinejat’ın tutumları bu ilişkinin boyutunu gözler önüne sermektedir.
Sonuç olarak Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ile gelişen İran-Ermeni ilişkileri, 1995, 2004 ve günümüzde doruk noktasına ulaşmıştır. Ermenistan, temelde enerji ihtiyacını gidermek, dış dünyaya Basra Körfezi ile açılmak ve hammadde açığını kapatmaktır. Elde edilen istatistiki verilere göre de bu ilişkinin en büyük kazananı Ermenistan gibi görünüyor. İran ise bu evliliğin meyvesini Azerbaycan’ın gelişmesini engelleyerek, Ermeni Diasporası’nı yurtdışında kendi izolasyonunu yok etmek için kullanarak, Ermenistan üzerinden uluslararası piyasaya doğalgazını satmaya çalışarak ve dünyaya Ermenilere iyi davranan cici devlet görünümü vererek yemek istemektedir. Şahsi kanaatim, İran’ın bu planlarının geçmişte tutmadığı gibi gelecekte de tutmayacağıdır. Çünkü Ermenistan’ın hiçbir koldan çıkış yolu bulunmamakta, İran gazını pazarlamak için bir geçiş özelliği taşımamaktadır.