Eğrisiyle-Doğrusuyla Sabit Kur Sistemi

Özellikle son günlerde yaşanan dövizdeki artış ister istemez “sabit kur sistemine geri mi dönülmeli? ” sorusunun gündeme gelmesine sebep oldu. Peki, nedir bu sabit kur sistemi? Sabit kur, yerel para biriminin değerinin, başka bir para biriminin veya para birimleri sepetinin değerine veya altın gibi başka bir değere bağlandığı kur düzenidir. Bu düzende sabitleme oranı Merkez Bankası tarafından belirlenir ve Merkez Bankası değiştirinceye kadar aynı kalır.

Türkiye’de 1980’lere kadar sabit kur rejimi uygulanmıştır. Bu zamana kadar TL’nin büyük değer kaybında devalüasyonla düzeltilmeye çalışılmıştır. 1980’lerden sonra Türkiye, Merkez Bankasının sürekli yön verdiği dalgalı müdahaleli kur sistemine geçmiştir ve bu 2000’lere kadar sürmüştür. 2001 krizi öncesi Türkiye tekrar sabit kur sistemine geçse de, bu çok uzun sürmemiş ve alınan kararlar doğrultusunda dalgalı kur sistemine geçilmiştir bu sistem günümüzde de halen devam etmektedir. Peki, bu sistem yararlı mıdır yoksa zararlı mı?

İlk olarak yararlarından bahsedecek olursak; sabit kur sisteminde, kurlar sabit tutulduğu için ekonomik birimlere uzun vadede planlama, fiyatlama ve yatırım yapma olanağı tanımaktadır. Bu da ticaret hacminin genişlemesine ve ülkenin kalkınmasına yardımcı olan önemli bir husustur. Örneğin bugün yerli bir teknoloji firması kurdaki hareketlerden dolayı geleceğe dönük plan yapamıyor ve bu onların büyümelerini kısıtlıyor. Sabit kur sistemlerinde ekonomik birimler geleceğe yönelik ücret ve fiyatları beklenen kur artış oranına uygun olacak şekilde belirleyerek, enflasyonun düşürülmesine yardımcı olabilirler. Ek olarak, olası bir Dünya ekonomik krizinde, bu kur sistemini benimseyen ülkeler esnek kur sistemini benimseyen ülkelere göre daha az etkilenir. Bu sistem özellikle Finansal araçların ya da piyasaların esnek bir döviz kuru sistemini uygulamaya imkan verecek kadar gelişmediği ülkelerde büyük yarar sağlar.
doviz-kurlari-hakkinda-bilinmesi-gereken-terimler
Dezavantajlarına gelecek olursak, sabit kur sistemi para politikasına kısıtlama koymaktadır. Uygulanan para politikası, döviz kurunun sabitlendiği ülkenin uyguladığı para politikası ile uyuşmaması ve kar hedeflerinde sapmalar meydana gelmesi durumunda ortaya çıkacak istenmeyen sermaye hareketlerini ve merkez bankası müdahalelerini zorunlu kılabilir. Sermaye girişleri enflasyon üzerinde baskı yaratabilir. Sermaye çıkışları ise rezervlerde erimeye neden olabilir. Bununla yakından ilgili bir başka konu da, sabit kur düzeni süresince yaşanabilecek yüksek enflasyonun yarattığı risklerdir. Ülkede, kurun bağlandığı para birimlerinin kullanıldığı ülkelere göre daha yüksek oranlarda enflasyon yaşanması, yerel para biriminin gerçek piyasa değerinin, sabitlenen kurun altına düşmesine yol açacak ve bu da olası bir krize ortam hazırlayacaktır. Öte yandan kur sistemindeki sabitlenme sonucunda döviz arz ya da talep fazlası oluşacaktır. Bu da ekonomik politikalarda sürekli değişikliğe gitmeye neden olacak ve bir istikrar ortamının oluşmasına engel olacaktır. Ek olarak, normal bir ülkede ihracatın azalması ve dolayısıyla ülkeye giren dövizin azalması çok büyük bir etki yapmayabilir. Ama sabit kur sistemini benimsemiş bir ülkede ihracatın azaltması piyasalarda deprem etkisi yaratabilir. Kısa vadede ihracat ve ithalat fiyatları ayarlanamayacağından yurt içi istihdam ve üretim azalacaktır.

Sözün özü, her ne kadar sabit kur sistemi Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için çıkış yolu olarak görünmese de, günümüz koşulları dikkate alındığında en azından üzerine konuşulması gereken bir konu. Çünkü yabancı para birimleri özellikle Dolar ve Euro son yıllarda TL’ ye karşı çok büyük değer kazandı ve bizde bunu eli kolu bağlı izliyoruz.

 

Kaynakça

https://www.ekodialog.com/uluslararasi_ekonomi/doviz-kuru-sistemleri.html

http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/b2428c80-f801-4c24-96ce-5224a023bec2/GenelAg-SSS.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACEb2428c80-f801-4c24-96ce-5224a023bec2

http://www.mevzuatdergisi.com/2006/08a/03.htm

Leave a Reply