screen-shot-2016-04-19-at-233427

Bazı kaybedişler vardır, “kaybettik” demeye diliniz varmaz. İşte dün Fenerbahçe erkek basketbol takımı böyle bir kaybediş yaşadı. Sezon başından beri Euroleague’de öyle güzel işler yaptılar ki en sonunda hak ettikleri yerdeydiler. Final maçına kadar 23 galibiyet ve sadece 5 kayıpla gelmişlerdi, bu da yetmezmiş gibi geçen yıl final yolunda kaybettikleri Real Madrid’e 3-0 gibi bir play-off skoru ile net bir mesaj verip sonunda yeniden Final Four’da hatta Final Four final maçında yani hak ettikleri yerdelerdi.

Ancak final maçı için her şey çok güzel giderken CSKA Moskova farkı bir anda açtı, ilk yarı bittiğinde 20 sayı fark vardı. Sonra üçüncü çeyrek oynanıyorken uyuyan dev yavaş yavaş uyanmaya başladı. Dördüncü çeyrekte ise o uyanan dev, uyku mahmurluğunu atıp 20 sayı farkı kapattı ve maç, aynı Laboral Kutxa maçı gibi uzatmaya taşındı. Tam umutlarımızın yok olduğu anda bu durum gerçekleşti. Çünkü bir şeyi unutmuştuk. Sahip olduğumuz takım Avrupa’nın en iyi koçu Zeljko Obradovic‘e, 1.78 boyuna rağmen kocaman yüreği olan Bobby Dixon‘a, bir ressam edasıyla maçı işleyen Luigi Datome‘ye, bir Yunan sihri olarak doğan Kostas Sloukas‘a, smaçların ve blokların aranan ismi Jan Vesely‘e ve formaya hakkını veren 11 isme daha sahip bir takımdı. Soruyorum size; başka hangi Türk takımı 20 sayı geriden gelip farkı kapatabilirdi? Bu kaç kez görülmüştür? Kaç takım bunu başarabilmiştir? İşte, Koç Obradovic’in  öğrencileri bunu başardı.

Fotoğraf: gettyimages.com

Fotoğraf: gettyimages.com

Fakat peri masalında her şey bu kadar güzel gidemezdi, cadı rolünü üstlenecek birine ya da birilerine ihtiyaç vardı ve o kişiler geç kalmadı: Luigi Lamonica ve Damir Javor… Fenerbahçe taraftarı henüz Ivan Bebek kabusunu unutamamışken yeni bir kabus daha ortaya çıktı. İtalyan ve Sloven hakemler maçı resmen katletti, verilmeyen fauller, çalınmayan hatalı yürümeler hatta ve hatta Fenerbahçe aleyhine verdikleri fauller ile takımın emeğini çöpe attılar. Sanıyorum ki son düdük çaldığında takımın yüzündeki hayal kırıklığı ifadesi bu yüzdendi. Hak ettiğini alamamış olmak

Bir önceki yazımda da bahsetmiştim. Her zaman kazanmak önemli değildir. Bazen öyle kaybederseniz ki herkes hakkını helal eder. İşte bu o türden bir kaybetmekti. Göz dolduran cinsten… Beşiktaşlıların yıllardır söyledikleri, tişörtlere yazdıkları bir kelime vardır: “Gururlan“. Maçı kaybettikten sonra aklıma ilk o kelime geldi “gururlan“, gerçekten böyle bir gururlanmak olamazdı. Kaybetmek bile bu denli gurur yaşatamazdı insana…

Bu yüzden her şeye rağmen o kupayı, ben size veriyorum…indir

Geçen yıl ilk kez Euroleague’de final four’a, bu yıl da ilk kez finale kaldık. Seneye de inanıyorum ki ilk kez o Euroleague kupasını kaldıran biz olacağız, çünkü bu gururu hak eden, bu işe daha fazla emek veren bir takım daha göremiyorum!

Basketbol adına yaşattığınız tüm güzel duygular için Zeljko Obradovic ve öğrencilerine teşekkürlerimle…

Leave a Reply