Finansal okuryazarlık, doğru finansal kararlar verebilmek ve bireysel finansal refaha kavuşmak için gerekli finansal farkındalık, bilgi, beceri, tutum ve davranışların tümü olarak tanımlanmaktadır. Günlük yaşamda hepimiz kredi kartı kullanım alternatiflerini karşılaştırmaktan, ödeme yöntemleri arasında tercih geliştirmeye, ne miktarda tasarruf yapılacağından bunun nereye yatırılacağına ve en iyi koşullarda kredinin nereden temin edileceğine kadar birçok finansal karar alma aşmasında geçiyoruz ve bu kararları etkin biçimde alabilmek için de finansal okuryazar olmak oldukça önemli. Çünkü vereceğimiz ekonomik kararlarda ya da karşı karşıya kaldığımız finansal olaylarda finansal bilgiye ihtiyaç duyarız ve bunun için de bütçe, sigorta, tasarruf, yatırım, kredi, basit faiz, bileşik faiz, enflasyon, risk, getiri, bilanço gibi temel finans bilgilerine sahip olmamız gerekir.
Finansal ürün ve hizmetlerin artan çeşitliliği, ürün ve hizmet sözleşmelerinin karmaşıklığı gibi faktörler ile de birlikte belli düzeyde bir finansal bilgi, birikim, yeterli risk analizi yapabilme kapasitesi ve farkındalık artık doğru kararlar verebilmemiz için birer şart niteliği taşıyor.
Dünya genelinde düşük finansal okuryazarlık düzeyinin, finans piyasaları ve hane halkı başta olmak üzere, tüm topluma yayılma etkisi ve toplam potansiyel maliyeti; finansal krizlerle birlikte tam anlamıyla dünya genelinde gözler önüne serilmiş ve ülkeler finansal eğitim stratejileri geliştirmişlerdir.
Türkiye’de Finansal Okuryazarlık
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Finansal Eğitime Yönelik Uluslararası İşbirliğinin (INFE) finansal okuryazarlık düzeyini ölçmek üzere geliştirmiş olduğu anket, Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından 2012 yılında Türkiye’de de uygulanmış ve sonuçlar şu şekilde olmuştur;
Diğer Ülkelerde de olduğu gibi Türkiye’de de katılımcıların bölme ve ödenen faiz başlıklarında başarı oranlarının yüksek olduğu görülmektedir. Paranın zaman değeri sorusunda katılımcıların büyük oranı başarılı olurken Türkiye’de (%37) bu soruya verilen doğru cevap oranı oldukça düşüktür. Türkiye’de ödenen faiz başarısının, basit faizden yüksek; basit faiz başarısının da bileşik faizden yüksek olduğu ve risk ve getiri başlığının çeşitlendirme başlığına göre daha başarılı olduğu görülmektedir. Buradan yola çıkarak söyleyebiliriz ki Türkiye’de bireyler risk ile getiri arasındaki ilişkinin farkında fakat riski azaltmak için çeşitlendirmenin kullanılabileceği konusunda yeteri kadar bilgi sahibi değil.
Finansal okuryazarlık ölçümünde davranışların etkilerinin belirlenmesi amacıyla OECD INFE (2012) araştırması anketi çeşitli sorularla dikkatli alışveriş, bütçeleme, tasarruf ve yatırım gibi davranışlar hakkında da bilgi edinmeyi amaçlamış ve sonuçlar şu şekilde olmuştur;
Türkiye’nin kişisel mali durum takibi (%48), uzun vadeli hedef koyma (%36) ve aktif tasarruf ve yatırım alımı (%30) davranışları için olumlu cevap oranı oldukça düşük kalmıştır. Aktif tasarruf ve yatırım oranının düşük olması, sermaye piyasalarına katılımı azaltmakta ve dolayısıyla büyük projelerin hayata geçirilmesi, mülkiyetin tabana yayılması vb. gibi sermaye piyasasının sağladığı imkânlardan yeteri ölçüde faydalanmamızı engellemektedir. Gelişmekte olan bir ülke olarak uzun vadeli hedef koyma ve aktif tasarruf/yatırım yapma oranının düşük olması bizim için problem olmaktadır. Son yıllarda, bireyleri yatırıma teşvik edebilmek için Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)’ne %25 devlet desteği gibi uygulamalar hayata geçirilse de maalesef bireylerin yatırım yapma oranı henüz istenilen düzeyde değildir.
Bu veriler doğrultusunda Türkiye geneli finansal okuryazarlık endeksi 59.4 olarak hesaplanmıştır. (OECD çalışmasındaki diğer ülkelerin ortalama puanı: 62.3) Dolayısıyla söylenebilir ki zorunlu harcama borçlarını borç ile kapatma davranışı da göz önüne alındığında toplumun yarısı finansal danışmanlığa ihtiyaç duyuyor. Bu amaçla Kalkınma Planları, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı, ülke çapında yapılan anketler ve G20 çerçevesinde belirlenen Yenilikçi Finansal Tabana Yayılma ilkeleri dikkate alınarak; Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları, Haziran 2014’de yayınlanmıştır. Bu planlamalar ile birlikte eğitim ve kullanılan dilin sadeliği gibi çalışmalar hem devlet işbirliği hem de özel sektör işbirliği ile günümüzde halen sürdürülmektedir. Fakat gelişmekte olan bir ülke olduğumuzu göz önünde bulundursak eğer Finansal Okuryazarlık bizim için oldukça önemli bir konu ve Finansal Okuryazar oranımızı arttırmak için daha fazla ve etkili çalışmalar sürdürmemiz gerekiyor.
Kaynakça
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Genel Ağ Sitesi
- OECD/ INFE Finansal Eğitim Ulusal Stratejisi Üst Düzey İlkeleri
http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TCMB+TR/TCMB+TR/Bottom+Menu/Egitim-Akademik/Finansal+Egitim/Konuya+Iliskin+Kaynaklar
- Dünyada ve Türkiye’de Finansal Hizmetlere Erişim ve Finansal Eğitim
- Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları
http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/feb004f0-bb3c-4d52-bbff-086c0c72c072/eylemplani.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACEfeb004f0-bb3c-4d52-bbff-086c0c72c072
Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Genel Ağ Sitesi
- FODER’in tanıtım sunumu
http://www.fo-der.org/wp-content/uploads/2013/05/FODER-TANITIM-Kas%C4%B1m-2014.pdf
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Cilt: 8 Sayı: 40 Ekim 2015
- Aylin ALKAYA, İbrahim YAĞLI, Finansal Okuryazarlık – Finansal Bilgi, Davranış Ve Tutum.