Pearl Harbor Baskını Sonrasında Neler Oldu ?
Saldırının sürpriz bir şekilde gerçekleştirilmesine rağmen, Amerika çok çabuk bir şekilde kendini toparlayabilmiştir. Oysaki; saldırıyı gerçekleştiren Japonya’nın amaçlarından birisi de Amerikan donanmasını toparlanamayacak hale getirmektir. Hatta hemen yaralarını sarmayı başarabilen Amerika Birleşik Devletleri, 8 Aralık 1941 tarihinde, saldırıdan sadece bir gün sonra, kongre kararı ve başkan onayıyla Japonya’ya savaş ilan etmiştir. Savaş ilanından sonra Başkan Roosevelt şunları dile getirmiştir;
Yoğun duygular ve heyecanla dolduktan sonra yatağıma giderek kurtulmuş ve müteşekkürlerin uykusunu uyudum.”
Yani görünen odur ki; Başkan, Japonya’ya karşı hiç bir korku beslemediklerini, kendilerinden sonuna kadar emin olduklarını tüm kamuoyuna açıklamaya çalışmaktadır.
Amerika’nın Japonya’ya savaş ilan etmesinden 4 gün sonra, Faşist İtalya ve Nazi Almanyası’nın da aynı anda Amerika’ya savaş ilan etmesi düşündürücüdür. Yani; bu durum akıllara Pearl Harbor baskının bardağı taşıran son damla olduğunu getirmektedir. Zaten Amerikan hükumeti saldırıdan hemen sonra savaş ekonomisi oluşturduğunu ve askeri seferberlik taslaklarına sahip olduğunu hızlı bir biçimde gösterebilmiştir.
Bütün bunların yanında dış tehditlerin ulus bilincini uyandıran ve ulusun fertlerinin birbirlerine kenetlenmesini sağlayan bir unsur olduğu bilinmektedir. Örneğin Pearl Harbor öncesi savaşa girme karşıtı bir çok Birleşik Devletler vatandaşının bulunduğu bilinen bir gerçektir. Buna rağmen baskından sonra bütün ulus savaşa girme konusunda hemfikir olmuştur. Öyle ki; baskın sonrası Birleşik Devletler Kongresi sadece bir karşıt oyla Japonya’ya savaş ilan etmiştir.
Buna rağmen bu durum Amerika’daki Japon asıllı vatandaşları, sonradan Amerika’ya giden Japonları ve Japon sempatizanlarını çok kötü bir yönde etkilemiştir. Yani toplumun büyük bir kısmı bu kişilerin ajan olduklarını düşünerek, bu kişilere şüphe ile yaklaşmıştır. Toplumun bu durumdan çok kötü etkilendiği rahatlıkla söylenebilir çünkü bu düşünce toplumun bir kesiminin dışlanmasına ve daha fazla ayrışmasına sebep olmuştur
Buna ek olarak her durum şahsına özel bir şekilde ortaya çıkar ve gelişir ama durumlar benzer özellikler gösterebilmektedirler. Örneğin Pearl Harbor baskınına benzeyen bir örnek tarihte bulunmaktadır. Pearl Harbor’ın olduğu dönemlerde, 1940 yılında İngilizlerin İtalya’da bir donanma üssüne hemen hemen aynı şekilde bir baskın yaptığı bilinmektedir. Bu saldırıda sürpriz bir uçak gemisi saldırısıdır ve bu saldırıyla beraber İtalyan donanması etkisiz hale getirilmiştir. Aslında bu örnek Pearl Harbor gibi saldırıların zaman zaman dünyayı tehdit edebileceğini çok bariz bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Japon Halkı Bu Durumu Nasıl Karşılıyordu ?
Aslında Japonlar, çoğunluk olarak, bu saldırı sonrasında kendi hükumetlerinin arkasında durmayı ve yapılanları desteklemeyi tercih etmişlerdir. Örneğin; “Pearl Harbor saldırısı parlak bir taktikti, fakat stratejinin bir parçası çelik kadar sert ve kiraz çiçekleri kadar güzel bir ruhun maddi olarak zengin Birleşik devletleri yeneceği inanışı üzerine kuruluydu. Bu strateji çöktü, ve bunu Japonya’nın “Nihai” yenilgisi takip etti.” ve “Bugüne yansıttığımız zaman, Pearl Harbor saldırısı cennetten gelen kutsama gibi görünen bir sürpriz başarısında olmalıydı.” gibi deklarasyonlar yapan Japon yazarlar bulunmaktadır o dönem. Bu iki alıntı köşe yazılarından alınmıştır ve Japonların da büyük çoğunluğunun hükumetlerinin kararını desteklediğini göstermektedir.
En Sonunda Hiroşima Saldırısı
Aslında savaşların kazananı yoktur çünkü savaşlar sadece yıllar boyunca sürecek olan kin ve nefret tohumlarını ekerler çoğu zaman. Hiroşima Saldırısı bu durum için en güzel örnektir. Bu saldırı Pearl Harbor baskınından hemen 4 yıl sonra, 1945 yılında, Amerika’nın Japonya’da bulunan Hiroşima bölgesine atom bombası atması olarak özetlenebilir. Dönemin Amerikan başkanı bu saldırı için “Japonlar savaşı Pearl Harbor’da havadan başlattı. Katmerli bir şekilde de hesabını ödediler.” demiştir. Yani, iki ülke birbirinden intikam almak istemektedir ve bu da daha fazla vatandaşın ölmesi, zarar görmesi ve mağdur olması anlamına gelmektedir. Önemli olan bu tür savaşları başlatmamak için elden gelenin yapılmasıdır.
Kaynakça:
Walter Lord, Day of Infamy (Henry Holt, 1957)
Michael_Bay (Yapım-Yönetim), Pearl Harbor (Film), Holywood, 2001.