Bu yaz, Türkiye’nin en büyük rasathanesi olan Tubitak Ulusal Gözlemevinde zorunlu yaz stajımı gerçekleştirdim. Bu yazıda, Türkiye’nin bu önemli kurumuyla ilgili staj boyunca edindiğim izlenimleri size elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım. Öncelikle kurumun yapısından başlayalım. Kurum, idari işlerin yürütüldüğü Akdeniz Üniversite’sindeki merkez binası ve bilimsel çalışmaların yürütüldüğü Saklıkent Kayak Merkez’inin biraz daha yukarısında bulunan Bakırlıtepe yerleşkesi olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Çalışanlar genellikle mesailerini bir hafta merkezde, bir hafta Bakırlıtepe’de olmak üzere ayarlıyorlar. Ben de 4 haftalık stajımın 3 haftasını merkez binasında 1 haftasını ise Bakırlıtepe’de geçirdim. Bu iki yerleşke hakkında da anlatılacak ilginç ayrıntılar var. Önce Merkez ile başlayalım.

 

Merkez binanın önünde

 

Merkez binası bahsettiğim gibi idari işlerin yürütüldüğü yer. Başkanın, Başkan yardımcısının, teleskop sorumlularının, ulaşım birimlerinin, muhasebe birimlerinin bulunduğu mekan. Önemli idari ve bilimsel konuların tartışılacağı bir toplantı salonu var. Bu toplantı salonu, beni içinde bulundurduğu kütüphanenin kaynak kapsamıyla büyüledi. Astrofizik adına yazılmış olan neredeyse bütün makaleleri içinde barındıran bu kütüphane, çok güzel bir evren atlasını ve bazı amatör teleskopları da içinde bulunduruyor. Yüksek matematiğe hakim herhangi bir kişi, orada geçireceği bir hafta ile evren üzerine kayda değer bilgi edinecektir. Binanın bahçesinde ise üstü açılabilen bir binanın içinde Meade LX200 teleskobu bulunuyor. Bu teleskobun ilgi çeken yönü güneş gözlemi yapmaya yarayan filtrelerinin bulunması. Bu teleskopla rahatlıkla aydınlık havada güneş gözlemi yapılabilir. Bu çalışma genellikle geceleri çalışan astrofizikçiler için bir istisna sayılabilir. Aynı binanın içinde, teleskobun hemen yanında ilkokul ve lise öğrencilerine eğitim verilen bir sınıf var. Merkez binasında yapılan en önemli çalışma bana göre bu eğitimler. İlkokul öğrencilerine ve ilgisi olan lise öğrencilerine hem konu üzerine teşvik hem de genel bir bilgi vermek amacıyla verilen bu eğitimler çok faydalı kanaatimce. Zaten staj konum da burada sergilenecek bir makinenin imalatı üzerineydi. Teleskop aynası yapımında kaba aşındırma adındaki süreci gerçekleştirecek bir makine yapmaya çalıştık. Bu makine kaba aşındırma sürecini çocuklara görsel olarak öğretme amacı taşıyordu. Bunu İstanbul’da koç müzesinde ki sergiye benzetebilirsiniz. Camekanın arkasındaki makineyi çalıştırmak için önünüzdeki kolu çevirmeniz gerekir. Bu size imalat sürecini güzel bir görsel ile öğrenme şansı sağlar.

 

                     

Bakırlıtepe’ye gelecek olursak, mesele biraz daha ciddi hale geliyor (senede 1 defa gerçekleşen gözlem şenliğini saymazsak tabii. O çok eğlenceli geçer.). Kurumun bütün bilimsel ve teknik işleri burada gerçekleştirilir ama bunlara değinmeden önce orada kalmanın nasıl olduğunu anlatmak isterim. Ulaşım biriminin yardımıyla merkez binasından 1 saatlik bir araba yolculuğuyla 2400 metre yükseklikteki Bakırlıtepe’ye ulaşırsınız. Haliyle oksijen daha az olduğundan bir alışma süreci gerekir. Çevrenizde yerleşke dışında hiçbir şey yoktur. Antalya’ya baktığınızda nemli bir şehir ne demek anlarsınız. Gerçekten de şehir üzerinde bir sis varmış gibi nem ile kaplıdır. Bu yüzden bulanıktır, net görülmez. Hava soğuktur ama Antalya’nın sıcağından bunalıp geldiğiniz için bu pek de rahatsız etmez. Bununla birlikte, geceleri ceketsiz dolaşmak imkansızdır. İnsanları ise çok samimidir. Günde 4 defa yemek verilir (astrofizikçiler gece çalıştıkları için saat 00.00 da da bir yemek çıkar.). Makine atölyesinde çalışırken bir anda kendinizi hocalarla masa tenisi oynarken bulabilirsiniz. Aşçı ve güvenlik ağabeylerle çekirdek çitleyip

RTT150

muhabbet edebilirsiniz. Oraya gelen akademisyenlere sorular sorup gelecek için tavsiyeler ve referanslar alabilirsiniz. Tabii küçük bir ayrıntıyı vermeyi unuttum. Bunlar hava bulutluysa olur. TUG’daki teleskopların tamamı optik teleskop olduğundan gözlem yapılabilmesi için tamamen temiz bir hava gerekir. Küçük bir bulut kümesi bile yaptığınız gözlemi etkileyebilir. İşte bu yüzden hava bulutluysa gözlemevindeki çalışmalar aksar. Eğer hava güzelse o zaman ciddi çalışmalar başlar. Akşam yapılacak gözlem için sabah erkenden Gözlemevinin en büyük teleskobu RTT150 araştırmacılar, teknisyen ve mühendisler tarafından hazırlanır. Üzerine çalışılacak yıldıza odaklanır ve görüntüler alınmaya başlar. O vakitten itibaren bütün gece teleskobun yanında kalınır. Alınan datalar incelenir, öncekiler ile karşılaştırılır. Yıldızdan alınan ışık spektrometreden geçirilip yıldız tayfı incelenir. Gerçekten etkileyici bir bilimsel süreci yakından takip edersiniz. Sorular sorarsınız ve öğrenirsiniz. Stajın bilgi yönünden en verimli zamanıdır bu. RTT150 Rus-Türk ortak kullanımına açık bir teleskoptur. Senenin bir bölümünde Rus araştırmacılar, bir bölümündeyse Türk araştırmacılar kullanırlar. Teleskobun bakımından ise genel olarak Türk teknisyenler sorumludur. Yerleşkede RTT150 dışında T100, T60, ROTSE3d gibi teleskoplar da bulunur. Bunlar da farklı amaçlarla da olsa sıklıkla kullanılırlar.

Stajım için genel izlenimimi şu şekilde özetleyebilirim. Muhteşem geçti ama daha iyi de geçebilirdi. Bu ifade stajın potansiyelini anlatmak için yeterli olmuştur diye düşünüyorum. Staj boyunca insanlarda sadece samimi ve gülen yüzler gördüm. Herkes kendi departmanı içinde çok yardımcı oldu ve herkes çok samimiydi. Staj danışmanımdan, araştırma gruplarına; akademideki hocalardan, teknisyenlere; ulaşım biriminden, muhasebe ve güvenlik birimine kadar herkes gayet samimi bir şekilde yardımcı oldu ve ellerinden geldiğince bilgilerini aktardı. Sadece bilimsel değil hayat tecrübelerini de aktaracak kadar yakınlığımız ilerlemişti stajın ilerleyen dönemlerinde. Kısacası güzel bir staj ve güzel bir rapor olmuş oldu benim için. Antalya’da staj yapmanın bir güzelliği de hem kültürel hem de sosyal olarak çok aktif bir şehir olması. Stajın bilimsel katkıları haricinde şehirden de öğrenilecekler var. Antalya müzesi Kültür ve Tarih sevenler için bir cennet. Antalya civarında ise çok fazla ziyaret edilebilecek antik kent var. Tabii bunlar bu yazının konusu olmadığı için sadece değinip geçmeyi uygun gördüm. Özetle, bir fizikçi veya mühendis için TUG, muhteşem bir staj seçeneği. Umarım, değerlendirmek isteyenlere faydalı bir yazı olmuştur.

 

Güneş gözlemi yaparken

Not: Benim danışmanın olan Kadir Uluç gelecek dönem kimya bölümünden öğrencilerle de çalışmak istediğini belirtti. Ben de buradan duyurmuş olayım. Kimya bölümü öğrencisinin gözlem evinde ne işi var demeyin. Teleskop aynası yapımında kimyacılar için de öğrenilecek çok şey var.

 

Kadir hocamla staj sonu fotoğrafı

Leave a Reply