Herkesin çok iyi bildiği ancak ne hikmetse kimsenin çözüm üretemediği veya çözüm üretmeye dahi yanaşmadığı bir sorundur Türk futbolundaki altyapı sorunu. Ülkemizde sorun olduğu herkes tarafından kabul edilen “futbol altyapısı”ndan başka bir konu var mı bilmiyorum. Sektörde dönen tonlarca paraya rağmen yıllardır dillerden düşmeyen bu sorun nasıl çözülemiyor, nasıl futbolcu üretemiyoruz anlaması bir hayli zor.
Futbol 1850’li yıllarda İngilizlerin bulduğu 1870’li yıllardan beri dünyanın en medeni, ülkesinden en geri kalmış ülkesine kadar yaklaşık 205 ülkesinde milyonlarca insanın bir meşin yuvarlağın peşinden koştuğu güç, kuvvet, dayanışma, yardımlaşma birlikte hareket edip, birlikte kazanma esasına dayalı temelinde disiplin daha sonra yetenek gerektiren dünyanın en popüler takım sporu. Günümüzde her yıl milyarlarca dolar transfer ücretinin ödendiği futbol adeta bir endüstri konumuna gelmiş durumda. Birçok kulüp ekonomik gücünün etkisiyle bu oyunun en becerili ve yetenekli oyuncusunu bünyesinde bulundururken bazı takımlarda özellikle çok önem verdiği alt yapı projeleriyle her yıl birçok oyuncusunu dünyanın en zengin kulüplerine göndererek kasasını sonuna kadar doldurmayı başarıyorlar. Özellikle Ajax, Atletic Bilbao gibi takımların başını çektiği birçok kulüp adeta bir fabrika gibi çalışarak altyapısında yetiştirdikleri oyuncuları büyük kulüplere satmasına rağmen çizgisini devam ettirerek gerek ligde gerekse transfer piyasasında başarılarını devam ettiriyorlar.
Yetiştiremezsen Yok Olmaya Mahkûmsun!
Türk futbolunun kesinlikle en büyük sorunu birkaç kulüp haricinde alt yapı eğitimlerine gereken önemin verilmemesi sonucu yetenekli oyuncu sayısının neredeyse bir elin parmakları kadar az olması, yeni yeteneklerin keşfedilememesi. Ülkemizde de başta Bucaspor, Altınordu, Gençlerbirliği gibi bazı kulüplerin öncülük ettiği altyapı organizasyonları yeni yıldızlar yetiştirmek için var güçleriyle çalışırken ülkemizin dev kulüpleri alt yapılarına önem vermek yerine yetişen bu oyuncuları milyonlarca Euro vererek kadrolarına katmaya çalışıyorlar. Bu da kulüplerin borçlarını arttırarak geleceklerine adeta ipotek koymak anlamına geliyor. Altyapılar futbolun ve kulüplerin olmazsa olmazlarıdır. Amatör ya da profesyonel her kulüp ne şartta ya da ekonomik güçte olursa olsun altyapılarına mutlak surette önem vermek zorundadır. İyi bir altyapı organizasyonu kuran takımlar başarılarını uzun yıllar sürdürürken bunu yapmayan birçok kulüp zamanla kaybolup gitmeye mahkûmdur.
Peki, Ne yapılmalı?
Kulüplerimizin altyapı sorununu dillerinden düşürmemesine rağmen somut adımlar atılmadığı göz önüne alındığında Devlet müdahalesi olmadan futbol altyapımızı geliştirmek zor gözüküyor. Çünkü birçok futbol yöneticisi günü kurtarmak adına göz boyayan transfer hamlelerinden ileriye gidemiyor. İlk olarak altyapı eğitmenliği meslek haline getirilip profesyoneller tarafından yapılmalı. Milli Eğitim Bakanlığı ile Spor Bakanlığı’nın koordineli olarak altyapı yetiştirme ve geliştirme merkezleri kurmasının yanında özel sektörün de katkı sağlaması amacıyla altyapı geliştirme merkezlerini kuran kulüplere teşvik verilmesi, kurumsal yapıdan uzak olan altyapının gelişmesi (öncelikle oluşturulması) adına önemli bir adım olacaktır. Kurulan tesisler başta eğitim olmak üzere futbolcu adaylarının her türlü ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde olmalı. Futbolcu adaylarının yaşıtlarının edindikleri donanıma ulaşmaları sağlanmalıdır. Ülkemizde genç nüfusun futbol sevgisi düşünüldüğünde talep konusunda bir sıkıntı olmayacağını düşünüyorum. Ayrıca futbolcu adaylarına burs adı altında küçük de olsa ekonomik bir desteğin verilmesi arzularının artması anlamında önemli bir etken olacaktır. Ancak kulüplerin alt yapı eğitimini tam manasıyla tamamlamamış futbolcu adaylarına yüksek ücretler vererek hem kulüplerinin hem de Türk futbolunun geleceğini mahvetmemeleri çok önemli. Adaylara futbol olarak yeterli olgunluğa eriştiklerinde hak ettikleri ücretlerin verilmesi ve gelişimlerinin sürekli takip edilmesi olmazsa olmazlardan.