İstanbul ve Kahramanmaraş depremlerinin kapımızda olduğu,
Ankara’nın yağışlarla her kış (henüz çok ciddi olmasa dahi) seller altında kaldığı bu kriz dolu dönemde, acil durumda ne yapmamız gerektiğini biliyoruz: Toplanma yerine gitmek. Peki sonra? Korkmuş, hiçbir haberi olmayan yüzlerce insan çimenlikte oturup neyi bekler? Yoksa asıl kargaşa çocukların ağlaması, birilerinin kaybolması, telefonların çalışmaması ve otoritenin olmamasıyla, ondan sonra mı başlar?
Akla ilk gelen cevap muhtarın, Kızılay veya AFAD görevlilerinin gelip düzen sağlaması olabilir. Ancak gelin bu işin matematiğini yapalım:
Her mahallede 1 muhtar ve 1’den fazla toplanma yeri var, ve gezinmesi muhtar için güvenli değil. Kızılay ve AFAD görevlileri belirli merkezlerdeler ve o kaosta size ulaşmaları en az yarım saat sürebilir. Ayrıca Türkiye’de e-Devlet üzerinden bile görebileceğiniz yüz binlerce toplanma yerine, toplam sayısı yaklaşık 5 bin olan AFAD çalışanı nasıl yetişir? Yetişemezse krizi önleyen, merkezi bilgilendiren, insanları yönlendirip organize eden ve kaos duygusunu güvenlikle değiştiren kim olacak? Diyelim ki biri liderlik özellikleri gösteriyor, o kişinin bilgili ve yetkili olduğunu; bizi doğru yönlendireceğini nasıl anlayacağız?
Eğer siz de benim gibi çok zombie filmi izliyorsanız, benzer biçimde kriz anlarında neler yapılması gerektiğinin önceden bilinmesinin ne kadar rahatlatıcı olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur. İşte bu soruları cevaplamak, daha hızlı ve doğru acil durum yönetimi sağlamak için AFAD’ın gönüllülük programından size bahsetmek istiyorum.
NOT: AFAD’In gönüllülük programına dahil olan eğitimin acil durum listesinde “zombilere karşı önlemler” konusu var mıdır bilmiyorum.
Öncelikle AFAD gönüllüsü olmak, “gönüllü” kelimesinin anlamı da doğrultusunda kendi isteği ile maddi beklentisi veya bireysel bir çıkarı olmadan özellikle acil durumlarda topluma yardım ve hizmet eden biri olmayı gerektirir. Dolayısıyla AFAD çalışanından farklı bir konumu vardır. Amacı krizlere 0. dakikada müdahale etme (diğer bir deyişle en kısa zamanda) politikası gereğince halkı bilinçlendirme ve güvenliği halkın eline vermektir. Diğer bir deyişle yukarıda hesapladığımız senaryoda insanlara AFAD gönüllüsü olduğunu açıkladıktan sonra öğrendiği ilkeler doğrultusunda yardım etmek, düzen ve haberleşmeyi sağlayan otorite olabilmektir.
AFAD gönüllülük programı, komşularımızdan uzaklaştığımız şu dönemde, toplumsal yardımlaşma ve birleşmeyi arttırmasının yanı sıra toplumun direncinin de arttırılarak maddi ve manevi zararların azaltılması için çok önemli. En önemlisi de gönüllülerine insan hayatına dokunarak fark yaratma olanağı tanıması. Panik yaratandan düzen sağlayana dönüşerek dizginleri ele almak ise kişisel gelişim için fazlasıyla gerekli.
Bana katılıyorsanız, internet sitesi veya e-devlet üzerinden başvurunuzu yapıp eğitime başlayabilirsiniz. Eğitimler online video ve sınavlarla yapılmakta. Ancak her şeyin dijital olduğu bu çağda, belirli bazı beceriler için portaldan size uyan zamanı seçerek yüz yüze olan arama kurtarma, ilk yardım ve benzeri eğitimlere de katılabiliyorsunuz. Sınavdan %70’ini doğru cevaplayınca geçebiliyor ve ilk denemede yapamadığınız takdirde sınavı 3 kere tekrarlayabiliyorsunuz.
Eğitimini tamamlayan gönüllüler, tercih ettikleri projelerde yer alabilme hakkına sahip oluyor. Gönüllüler kendi aralarında eğitim seviyelerine göre 3′ ayrılıyor: temel, destek ve uzman ve buna göre yaptıkları faaliyetler değişiyor. Daha ayrıntılı bilgi için internet sayfasını mutlaka ziyaret edin.
Sonuç olarak sevgili hümaniteryen vatandaşlarım; dizginleri ele alma, topluma faydalı olma vaktimiz geldi. Toplayabildiğimiz kadar gönüllü toplayalım ve bir sonraki acil durumu, doğal afeti veya krizi daha kontrollü, az zarar görerek atlatalım.
Kaynakça:
https://www.afad.gov.tr/tr/24268/AFAD-Gonulluluk-Projesi
https://sakarya.afad.gov.tr/
http://www.habergazetesi.com.tr/haber/975609/afad-gonulluleri-toplandi
https://tr.pinterest.com/pin/310326230549593335/