Ülkemizin kültür başkenti İstanbul’u düşündüğümüzde akla ilk gelen müzeler genellikle İstanbul Arkeoloji Müzesi veya Topkapı Sarayı Müzesi gibi müzelerdir. Bu bahsettiğim müzeler ve benzerleri her ne kadar İstanbul’un karakterini oluşturan mekanlar olsalar da İstanbul’un hem yakın zamanda açılmış olan hem de uzun zamandır var olan ve keşfedilmeyi bekleyen birbirinden güzel müzeleri var. Bu müzeler arasından geçtiğimiz yarıyıl tatilinde ziyaret ettiğim ve daha çok kişiyle paylaşılmaya değer olduğunu düşündüğüm beş müzeyi derlemek istedim.
1. Pera Müzesi
2005 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından nitelikli ve geniş ölçekli kültür sanat hizmeti vermek amacıyla kurulmuş olan ve Osmanlı Dönemine ait pek çok eser barındırıyor. 4 katlı özel bir müze olan Pera Müzesi İstanbul’un Beyoğlu semtinde bulunuyor. Müzenin faaliyet gösterdiği bina, 1893 yılında tasarımını mimar Achille Manoussos’un yaptığı Bristol Oteli binasının cephesi korunarak 2005 yılında faaliyete başlamıştır. Müzenin mimarisinde ve iç tasarımında Hotel Bristol geçmişine ve 1900’lerin Perası’na gönderme yapan, art deco bir yaklaşımın ağırlıkta olduğu görülebilir. Pera Osmanlı imparatorluğu zamanında Beyoğlu’na verilen isimdir ve müzenin ismi de buradan gelmektedir. “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” isimli Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait üç özel koleksiyonunun sergilendiği müzede geçici sergiler de yer alıyor. Bu koleksiyonlarda Ressam Osman Hamdi Bey’in ünlü eseri Kaplumbağa Terbiyecisi başta olmak üzere pek çok ünlü tablonun yer aldığı müze Osmanlı’nın İstanbul’una doğru sizi bir yolculuğa çıkartıyor. Çok amaçlı sergi salonu, oditoryum ve Pera Eğitim odası gibi birimler de bulunan müzeyi gezdikten sonra vakit geçirmeniz için Perakende Artshop ve Pera Cafe gibi alanlar bulunuyor. Ayrıca zaman zaman klasik müzik konserlerine ve film gösterimlerine de ev sahipliği yapan müzenin tam anlamıyla bir çok yönlü müze olduğunu söyleyebiliriz. MüzeKart sahipleri için tek seferlik ücretsiz olan müze, Çarşamba günleri öğrenciler için ücretsiz. Pazartesi günleri hariç haftanın her günü açık olan müze öğrenciler 10, yetişkinler içinse 25 TL karşılığında ziyaret edilebilir.
2. Masumiyet Müzesi
Aynı isimli kitabın yazarı Orhan Pamuk tarafından 2010 yılının Nisan ayında açılan bir özel müze olan Masumiyet müzesi İstanbul’un Beyoğlu semtinde bulunuyor. 2008 yılında yayımlandığında büyük ses getiren kitap Masumiyet Müzesi, okuyanların eski İstanbul sokaklarında Kemal ile Füsun’un arasında geçenleri, tutkuyu, öfkeyi, kırgınlığı iliklerine kadar hissetmelerini sağlamıştı. Müze de hem karakterler arasında geçenleri hem de romanın ait olduğu seneleri hissetmemizi sağlıyor. Pamuk’un yaklaşık 15 yıl üzerinde çalıştığı ve “Bir küçük ve alçakgönüllü İstanbul günlük hayat müzesi” olarak tanımladığı Masumiyet Müzesi aynı zamanda bir romandan esinlenen ilk müze olma özelliğini taşıyor. Beni orayı gezmeye iten en önemli nokta şüphesiz ki romanda geçen tasvirlerdi. Kitabı okuduktan sonra müzeyi geziyor olmam elbette ziyaretim boyunca bana kolaylık sağladı fakat gezdikten sonra kitabı hiç okumayan birinin de keyifle gezebileceğini fark ettim. Ayrıca Orhan Pamuk okuyucularına bir kıyak geçmiş ve aynı isimli kitabın içine bir yerler müzeye giriş için bir bilet saklamış. Müzeye kitapla gelirseniz o sayfayı göstererek ücretsiz giriş yapabilirsiniz. Dört kattan oluşan müzede dikkatle hazırlanmış kutu ve vitrinlerde kahramanların kullandığı, giydiği, işittiği, gördüğü, biriktirdiği ve hatta hayal ettiği şeyler sergileniyor. Birinci kata çıktığınızda sizi kitabın ilk cümlesi “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.” cümlesi karşılıyor. Müze kitapta olduğu gibi numaralandırılmış bölmelerle ayrılıyor ve gelen ziyaretçilerine her anı ve duyguyu yaşatıyor. Romanla birlikte paralel olarak ilerleyen müzenin müthiş bir özenle hazırlandığı her halinden belli oluyor. Müzenin içinde bir de Masumiyet Mağazası var. Bu mağazada müze koleksiyonundan seçilmiş imajların yer aldığı afiş ve kartpostallar, “Şeylerin Masumiyeti” adlı müze kataloğu ve farklı dillerde Orhan Pamuk romanları bulunuyor. Ayrıca kitap karakterlerinden Füsun’un küpesi ve kırık kalp gibi müze koleksiyonun özgün tasarımlarının replikaları da sınırlı adette satılıyor. Arzu ederseniz Masumiyet Mağazası’ndan kupa, buzdolabı mıknatısı, defter ve kalem gibi küçük hediyelik eşyalarla ayrılabilirsiniz. Öğrenci veya halk günü olmayan müzenin girişi öğrenciler için 10, yetişkinler içinse 15 TL.
3. İstanbul Modern
Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olan İstanbul Modern, Karaköy’deki yeni binası tamamlanana dek 3 yıl boyunca faaliyetlerini eksiksiz olarak sürdüreceği Beyoğlu’ndaki geçici mekânında bulunuyor. Koleksiyon ve süreli sergi salonları, fotoğraf galerisi, eğitim ve sosyal programları, kütüphane, sinema, kafe ve mağazasıyla Türkiye’nin sanatsal yaratıcılığını ve kültürel kimliğini ulusal ve uluslararası sanat ortamıyla paylaşmak amacıyla 2004 yılında ülkemizin ilk modern sanat müzesi olarak kurulan İstanbul Modern, disiplinlerarası etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Salı günleri 14.00-18.00 arası öğrencilere ve Perşembe günleri tüm ziyaretçilere ücretsiz olarak hizmet veren müze diğer günler öğrenciler için 21, yetişkinler ise 37 TL karşılığında ziyaret edilebilir.
4. Arter Çağdaş Sanat Müzesi
Arter, sanatın tüm disiplinlerini kapsayacak programıyla herkes için erişilebilir, canlı ve sürdürülebilir bir kültür ve yaşam platformu olmayı hedefliyor. Bir Vehbi Koç Vakfı kuruluşu olarak 2010-2018 yılları arasında İstiklal Caddesi’nde hizmet veren kuruluş, geçtiğimiz sene Eylül ayından beri Dolapdere’deki dört katlı binasında hizmet veriyor. Bünyesinde sergiler, oditoryum, öğrenme alanları, performans alanları, kütüphane, film gösterimleri, mağaza ve kafe bulunduran merkezin bu açıdan tamamıyla bir post modern müze olduğunu söyleyebiliriz. İstiklal Caddesi’ndeki binasında 2010-2018 yılları arasında 35 sergiyi izleyicilerle buluşturan Arter, çağdaş sanatın görünürlüğüne katkıda bulunurken günümüz sanatını tüm boyutlarıyla geniş kitlelerle buluşturmayı hedefler. Bugüne dek ev sahipliği yaptığı sergilerle 183 eserin üretimine destek sağlamıştır. Ziyaret ettiğimde izlediğim “Kelimeler pek gereksiz”, “Saat Kaç?”, “Beyazımtırak” ve “Bir an için durdu” isimli sergilerden oldukça keyif aldığımı söylemeliyim. Çoğu insanın aklındaki müze algısının ötesinde çağdaş bir ortam yaratmayı başaran Arter, 24 yaş altı ziyaretçileri için ücretsizken yetişkinler içinse 25 TL karşılığında ziyaret edilebilir.
5. İllüzyon Müzesi – Museum of Illusions
2015 yılında Zagreb’de ilkinin açılmasının ardından 4 yıl içinde Berlin, New York, Atina gibi 15 farklı dünya şehrinde müze deneyiminden fazlasını sunmaya devam eden Museum of Illusions – İllüzyon Müzesi, 16. lokasyonu İstanbul’u etkileyici illüzyonlarla buluşturmak için geçtiğimiz yıl açılmıştı. İstanbul’un Beyoğlu semtinde yer alan müze içerisindeki keyifli illüzyonlar alanları ile hem yetişkinler hem de çocuklar için farklı bir müze deneyimi sunuyor. İçinde bulunan illüzyon alanları ile yetişkinleri dahi şaşırtan müzeden çok keyif almış bir şekilde çıkacağınız kesin. Müzede yer alan Sonsuz Oda, Tepetaklak Ev, Ames Odası, Vortex Tüneli ve daha birçok illüzyonu deneyimleyebilir ve görsel illüzyonlarla daha önce yaşamadığınız interaktif bir müze deneyimi yaşayabilirsiniz. Müze hakkında küçük bir eleştiride bulunacak olursam yurtdışındaki illüzyon müzeleri göz önüne alındığında alan olarak çok dar olmasını ve pek çok illüzyonun hitap edilen yaş kitlesine göre çok basit olduğunu söylemeliyim. Umarız ki hem alan bakımından hem de içeride bulundurduğu illüzyonların niteliği bakımından kendini geliştirmeye devam eden bir müze olur. Özel bir müze olması nedeniyle MüzeKart kabul etmeyen ve ne yazık ki öğrenci günü olmayan müze öğrenciler için 39, yetişkinler içinse 59 TL karşılığında ziyaret edilebilir.