Hiç Ay’ın yüzeyini incelediniz mi? Eğer çok dikkatli bir şekilde Ay’ın yüzeyini incelerseniz şunu fark edeceksiniz ki aslında Ay, bize her zaman aynı yüzünü gösteriyor? Sonuçta Dünya da Ay da kendi etrafında dönmüyor mu? Peki neden böyle bir durum var?

Popüler yaşamda Ay’ın karanlık yüzü dendiğini duymuşsunuzdur. Aslında bu söyleniş biçimi dilin yanlış kullanımından kaynaklanıyor. Ay’ın bizim görmediğimiz yüzü karanlık değil aslında. Bilim insanları buna Ay’ın uzak tarafı (far side) demeyi tercih ediyor. Ancak bu taraf tahmin ettiğimiz gibi karanlık değil. Karanlık oluyor ama bizim karanlık yüzü dediğimiz tarafı her zaman karanlık değil. Nasıl?

Ay küreseldir. Bir tarafa güneş ışığı geldiğinde küresel biçiminden dolayı diğer tarafı gölgede kalır. Aynı zamanda eksen etrafındaki dönüşünden dolayı gece-gündüzün yaşandığı bölgeler değişkenlik gösterir. Sabit değildir. Ay kendi etrafındaki dönüşünü Dünya’ya göre çok daha yavaş yapıyor. Bir turu bitirmesi için 709 saat yani yaklaşık 30 dünya günü gerekiyor.  Bu da herhangi bir noktanın 2 hafta karanlık, 2 hafta aydınlık olduğu anlamına geliyor. Ay’ın karanlık yüzü kullanımının yanlış olduğunu belirttiğimize göre Ay’ın neden hep aynı yüzünü görüyoruz ona bakalım. Bu duruma İngilizcede tidal locking deniyor. Türkçeye gelgit kitlenmesi olarak çevirebiliriz. Bu ne demek?

Bu olayı en basit haliyle bir gök cisminin kütle çekim etkisiyle başka bir gök cismine kilitlenip yüzünün aynı tarafını göstermesi şeklinde açıklayabiliriz. Güneş sistemimizde bu durum sadece ay için geçerli değil. Jüpiter ve Satürn’ün uydularıyla olan durum da başka bir örnek. Hatta Plüton ve onunla boyut bakımından benzer olan uydusu Şaron’da bile gelgit kitlenmesi var. Kütle çekiminin bu olayla ne ilgisi var şimdi kısaca onu açıklayalım.

Dünya Ay’a bir kütle çekimi uygulamaktadır. Dünya’nın aya uyguladığı bu kütle çekim etkisi Ay’ın bize bakan tarafında karanlık tarafına göre daha fazladır. Dünya’nın Ay’a uyguladığı kütle çekiminin etkisi Ay’ın ön yüzünde arka yüzüne kıyasla daha fazladır. Bu nedenle Ay’ın uzak yüzü daha hızlı dönmek ister. Ama ön yüz kütle çekim etkisiyle daha yavaş dönmeye başlar. Bir süre sonra Ay’ın kendi eksenindeki dönüş hızı, Dünya çevresindeki dönüş hızına eşit olur ve Ay, gelgitsel olarak Dünya ile kilitlenmiş duruma gelir.

Yanlış anlaşılmayla ilgili hepsi bu kadar. Ay’ın karanlık yüzü deyişinin Pink Floyd’un 1973 çıkışlı The Dark Side of the Moon adlı albümünden geldiği ise yaygın bir inanış tabii ki. Bu konudan konuşup Pink Floyd’un efsanevi albümünden bahsetmek olmazdı. Keşfetmek veya tekrardan dinlemek isteyenler için aşağıya albümü ekliyorum. Ve sizi uzayın derinliklerinde kaybolmanız için yalnız bırakıyorum.

KAYNAKÇA

Leave a Reply