Benliğinizin Psikolojisi: Aşkın Bedeninize Yaşattıkları

İnsan psikolojisinin bana göre en kötü özelliği, sadece ruh halinizi değil bedeninizi de etkiliyor olması. Bize çok çektiren fizyolojik sonuçlar durumu, hissettiğimiz veya yaşadığımız her şeyden sonra kendisini illa ki gösteriyor. Fizyolojik sonuçlar iyi olsalar de fazlasıyla beklenmedik ve kişisel olabildiklerinden insan neye uğradığını şaşırıyor. Ancak işin kişiselleşmediği ve bedeninizde yaşanan tepkilerin birçok insan için aynı olduğu durumlar da var tabii. Bu durumlardan biri ise insanın olduğu her yerde ve muhtemelen bambaşka şekillerde varolabilen “aşk”.

Uyuşturucu Etkisi ve Bağımlılık

Uyuşturucu kullanımının ve sonucunda getirdiği bağımlılıkla aşkın bir bağlantısı var. İkisi de insan vücudunda benzer etkiler yaratıyor. Aslında yaşadığınız tüm hisler birtakım hormonların salgılanması ile alakalı ve bu kadar basit. Aşık olduğunuzda da aynı şekilde bazı hormonların salgısı artıyor. Bunlardan bir tanesi zevkle ilişkili hormonumuz dopamin. Kendinizi bulutların üstünde gibi hissediyorsanız suçu dopamine atabilirsiniz. Bunun dışında vücudunuz oksitosin salgısını da artırır. Oksitosin yaygın olarak bilinen doğuma yardımcı etkilerinin yanı sıra “sevgi hormonu” olarak da anılır ve sizin sevdiğiniz kişiye bağlanma sürecinizi de destekler. Yaşadığınız bu hormonal farklılıklar aşık olduğunuz kişiyle vakit geçirdikçe artar. Siz de bunlar arttıkça daha da artsın istersiniz. Bu noktada bağımlılık başlar. Ne kadar çok vakit geçirirseniz o kadar aşık olur, o kadar bağlanırsınız.

Kalp Çarpıntısı ve Hastalık

Günlük hayatınızı etkileyebilecek çeşitli belirtiler de yaşarsınız. Aşık olduğunuz kişiyi görünce kalbiniz daha hızlı atmaya başlar, yanaklarınız kızarır, avuç içleriniz terler, gözbebekleriniz büyür. Midenizde kelebekler uçuşur ve buna ciddi bir mide bulantısı hatta hastalık hissi eşlik eder. Yeri gelir iştahınız kapanır ve kilo dahi verebilirsiniz. Normal şartlar altında normal karşılanmayacak tüm bu tepkiler aşk gibi anormal bir durum sırasında oldukça normaldir. Aşk ise elbette ki anormaldir. Bütün vücudunuzu derinden etkileyen aşk, duyguların en farklısı ve en kapsamlısı olarak sizi normal hayatınızın akışından uzaklara savurarak anormal varlığını hissettirecektir.

Kontrolsüzlük ve Güç

Bunlar yetmezmiş gibi bir de kontrolünüzü kaybedersiniz. Sürekli ona bakmak istersiniz. Fotoğraflarını favorilere ekler, ona özel bir albüm yaratır ve hatta bastırır yanınızda taşırsınız. Onun kendini güzel veya yakışıklı bulmadığı tüm o anlarda siz onu bambaşka gözlerle görüyor olursunuz. Sürekli ona bakarsınız çünkü ona her baktığınızda tarif edilmez bir enerji doluyorsunuzdur. Vücudunuza hızla yayılan mutluluk hissinin verdiği tatmin bir noktada uyuşturucuya benziyordur ve aslında sevdiğiniz kişi en kaliteli uyuşturucu olmaya artarak devam ediyordur. Onunla konuşurken ses tonunuz dahi değişebilir. Sesiniz yükselebilir, incelebilir veya kalınlaşabilir. Bir noktada kontrol sizin elinizde olmayı bırakır. Daha da ilginci, aşk sayesinde fiziksel acıya daha dayanıklı hale gelebilirsiniz. Sevdiğiniz kişinin iyiliği için kendinizi kolayca riske atabilir, çektiğiniz acıyı fark etmeyebilirsiniz. Aşk insanı güçlendirir. Aşk insanı güçsüzleştirir.

Güvenlik ve Sağlık

Bir noktada hep onunla birlikte olmak istersiniz. O yakında olmayınca endişelenmeye başlarsınız. Onu merak eder ve güvende olmasına ihtiyaç duyarsınız. Ancak endişelenmeyin, bir süre sonra bu kaygı daha stabil bir hale gelecektir. Olur da bir gün evlenirseniz daha uzun bile yaşayabilirsiniz. Kemikleriniz güçlenebilir. On beş yıldır çektiğiniz kronik baş ağrınız veya son dört yıldır peşinizi bırakmayan bel ağrınız bile iyileşebilir. Gerçi bir şeyler çok ters giderse stresli bir aşk sonucu kırık kalp sendromuna yakalanma riskiniz de vardır. Siz yine de aşktan vazgeçmeyin. Çoğunlukla tedavi edilebilen bir durumdur. Yani aşk yaşatır. Aşk öldürür.

Bütün bunlar gözünü korkutur mu, sizi aşktan soğutur mu yoksa sizi aşık olmaya mı iter bilmem. Ancak sadece hormonal bir tepkinin sizi bu kadar etkiliyor olmasına şaşırmanızda bir sorun yoktur. Neticede aşk her şeydir. Aşk hiçbir şeydir. Kimi zaman basit bir matematik formülüdür. Kimi zamansa edebiyattır. Bence siz yine de aşktan vazgeçmeyin. Aşka düşün. Aşık olacak gibi olun. Bir de “Eylül Akşamı” dinleyin.

Mevsimi geçmiş olsa da dinlemenizi öneririm. Çünkü her bahar biraz sonbahardır ve aşık oluyorsanız Nisan ile Eylül’ün farkı nedir?

Bu sefer sağlıkla değil, aşkla kalın.

Kaynakça
https://edition.cnn.com/2016/02/12/health/your-body-on-love/index.html
https://www.healthline.com/health/relationships/effects-of-love#negative-effects
https://www.cosmopolitan.com/uk/body/health/a35046357/physical-changes-in-love/
https://www.bayindirhastanesi.com.tr/blog/aska-fizyolojik-bakis-471

Leave a Reply