Geçtiğimiz sene Mart ayında Suriye’de başlayan halk direnişi, Esad rejiminin baskısı altında artan can kayıplarıyla devam etmekte. Zaman zaman sert açıklamalarına rağmen, Ankara olayları başından beri soğukkanlılıkla takip etmeye ve Beşir Esad’ı demokratik reformları hayata geçirmeye ikna etmeye çalışyordu. Ancak, geride kalan bir yıla bakıldığında görülüyor ki, Beşar Esad yeni bir düzenin taraftarı değil, aksine babası Hafız Esad’ın kurduğu ve 42 yıldan beri devam eden rejime dört elle sarılmış durumda. Esad’ın bu tutumu karşısında, Ankara’nın artık sabrı taşmış gözüküyor. Nitekim, bu konuda atılan ilk somut adım geçtiğimiz günlerde geldi. Seul’da Barack Obama ile görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Şam’daki büyükelçiliğimizin kapatıldığını bildirmişti. Ancak, Suriye’nin Türkiye’nin bu hamlesine yanıtı gecikmedi. Türkiye, Ürdün ve Lübnan gümrüklerinden 42 yaşın altındaki kişilerin geçişini askeri birliklerin iznine bağlama kararı aldı. Suriye’den gelen bu haberler Esad’ın askeri seferberliğe mi hazırlandığı sorusunu akıllara getiriyor. Yaşanan bu gelişmeler üzerine, iki ülkenin de mal taşıyan tırlarının gümrüklerden döndüğü açıklandı.

Türkiye, komşusu Suriye konusunda tavrının kesin olduğunu belirtmekle birlikte tek başına hareket etmemesi gerektiğinin de farkında. Nitekim, karşısında Suriye konusunda ikna edilmesi gereken üç büyük ülke var: İran, Çin ve Rusya. Bilindiği üzere bu üç büyük ülke farklı sebeplerden ötürü Esad rejimine cephe almamakta kararlılar. Ancak, Erdoğan Suriye konusunda yoğun bir diplomasi trafiği başlatacağının sinyallerini verdi ve bu husustaki ilk görüşmeyi, önümüzdeki günlerde Medvedev ile yapacağını belirtti. Görünen o ki, Türkiye’yi daha uzun bir süre meşgul edecek Suriye meselesi kapıda. Türkiye’nin Suriye konusundaki çabalarının bu üç ülke üzerinde ise ne kadar etkili olacağı görüşmelerden sonra anlaşılacak.

Leave a Reply