Gelişerek, Geliştirerek Çözüm Üretmek: Emrehan Halıcı

Türkiye, bir Orta Doğu ülkesi: Bu coğrafyayı paylaşan diğer ülkeler (Belki biri hariç) gibi, asla bilim ve teknolojideki ilerleme, analitik düşünce yeteneğine verilen önem kalpleri kazanmakta, güzel söz söylemek kadar büyük olmadı; belki de bu yüzden, insanlığın gelişmelerini takip etmekte ülke hep geride kaldı.

Yine de, bu ülkede politik olmayan başarılarıyla da ön plana çıkmış insanlar var. Bu yazıda anılacak olan, onlardan birisi.

Türkiye Zeka Vakfı Başkanı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı  Emrehan Halıcı 1956 doğumlu. Konya Maarif Koleji’ni, ardından ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirmiş. Lisansüstü eğitimini de bu bölümde yapmış. Yurtiçinde ve yurtdışında bilgisayar ve yazılım alanlarında birçok proje gerçekleştiren Emrehan Halıcı, ilk Türk bilgisayarının üretiminde de yazılım sorumlusu olarak görev almış. Satrancın devlete bağlanmasında aktif rol oynamış,  Türkiye Satranç Federasyonu başkanlığı,  Dünya Satranç Federasyonu asbaşkanlığı görevlerinde bulunmuş.

 “Bir insan zayıf, şişman, güzel, çirkin olma durumuyla ilgili kendisi için bir takım çözümler üretebilir. Beyin yeteneklerimizi de hangi düzeyde olursa olsun, alıştırma yaparak artırabiliriz”  sözleri, kendi hayat hikayesini, mücadelesini de özetliyor.  Mesajı; işte bunlar üzerine kuruluydu:  “Zeka geliştirebilir.” Halıcı, zekanın ne olduğunu, zekayla akıl arasındaki farkı da şu sözlerle açıklamakta:

“Akıl ve zeka birbirlerinin yerine kullanılan iki kavram. Biri var olan yeteneklerin toplamı, ikincisi ise bunu etkin kullanabilme becerisi. Kavramlar ve algılar yardımıyla nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünebilme, muhakeme etme ve bu işlevleri etkin bir amaca yönelik olarak kullanabilme becerisine sahip bir kişiye hem akıllı hem de zeki diyebiliriz. Zekanın bilincinde olan kişi akıllıdır, aklını etkin kullanan ise zekidir…”

Halıcı, zekanın ölçülebilir olduğunu ancak geliştirilebilir olduğundan insanlara gurur kırıcı bir şekilde dayatmanın yanlış olduğuna da dikkat çekmektedir:

“Ancak insanı tek bir sayıyla ölçüp, bir kimlik verir gibi ‘senin zeka düzeyin bu, artık bu kimlikle yaşayacaksın’ demeyi doğru bulmuyorum. İnsanlar zeka testini gurur kırıcı buluyorlar ya da kendilerini ölçemeyeceğini düşünüyorlar.”

***

“R, T, E, B, İ, K, S, C, Ö, Z, K, Ü” harflerini kullanarak tek bir sözcük yazabilir misiniz?”

Halıcı, konuşmasını tamamladıktan sonra, birkaç zihin alıştırması göstererek var olan yeteneklerimizi nasıl kullanacağımızı gösterdi. Bu soruların bir kaçını paylaşmakta herhalde bir sakınca yoktur. Önce yukarıdaki sorunun cevabını verelim:

TEK BİR SÖZCÜK

Şimdi, yeni bir soru:

Üç sarı ne zaman bir kırmızı eder?

Üç sarı kart ne zaman bir kırmızı kart eder? Bravo! Cevabı buldunuz.

Ve… İşte, son soru:

Dokunma dersem dokunur, dokun dersem dokunmaz, nedir bu?

Cevap mı? DUDAK! :))

Leave a Reply