Her yıl düzenli zaman aralıklarında Apple tarafından gerçekleştirilen WWDC (Geliştirici Konferansı) bu yıl da yine bizleri bahsettikleri yenilikleriyle şaşırtmayı başardı. Dün gece yani 8.6.2015 tarihinde gerçekleşen konferans süresince yetkililer tarafından bahsedilen şeyler yeni ürünler değil, hali hazırda kullanılmakta olan Apple ekosistemindeki ürünlerin nasıl daha aktif ve daha performans dolu bir şekilde kullanılabilirliği üzerinde durmuşlar. Bunlara ek olarak tanıtılan yeni uygulamalarla da kullandığımız cihazların günlük hayatımızda daha da interaktif bir şekilde yer almasını sağlamaya çalışmışlar. Etkinlik boyunca bahsedilen konuları sıralamak gerekirse;
- Mac ekosistemi için yeni işletim sistemi olan OS X: El Capitan
- iPhoneları efsaneleştiren iOS un yeni sürümü olan iOS 9
- Daha aktif bir kullanım sunan Apple Pay ödeme sistemi
- Üzerinden acemiliğini atmış WatchOS 2
- Online müzik piyasasında sağlam yer edinecek yeni uygulama Apple Music
Kullanıcılarına zaten yeterince performans ve deneyim vadeden Mac serisi bilgisayarlar, yeni sürüm olan OS X: El Capitan ile birlikte piyasa da rakipsiz olmayı hedefliyor. Microsoft un Windows serisinden alışık olduğumuz bazı kolaylıkların eksikliğini hisseden Apple, ara yüzü geliştirmekten çok sistem odaklı, kullanıcıya rahatlatacak bir güncelleme yayınlamış gibi gözüküyor. Yenilenen tarayıcı Safari, artık beğendiğiniz sekmeleri ekranda sabitleyip kolay erişim sağlamamıza izin veriyor. Fakat en büyük yenilik ise Metal grafik ara yüzü. Bu ara yüz sayesinde sahip olduğu performansı yaklaşık %40 arttıran Apple mühendisleri, yoğun sistem yükü kullanan uygulamalarda daha seri ve daha hızlı çalışmayı vadediyor. OS X: El Capitan sonbahar aylarında, muhtemelen tanıtılacak olan yeni Mac serisiyle indirilmeye sunulacak.
Mobil kısımda en çok dikkati çeken olay ise beklenildiği gibi iOS 9 oldu. Yeni sürümde OS X: El Capitan da olduğu gibi ara yüzden çok sistem güncellemesiyle karşılaştık. Kullanıcı deneyimini ve cihazlarının performans artışını gerçekleştirmek isteyen Apple, bu noktada işe Siri ile başlamış. Daha derin arama yetenekleriyle donatılmış sesli asistan Siri, telefonda kayıtlı olmayan bir numarayı e-mail içerisinde arayarak tahmin edebiliyor. Ek olarak, üçüncü parti diye adlandırdığımız uygulamaları da ekleyebildiğimiz Spotlight arama ara yüzü ise artık daha aktif. Haritalar uygulaması ise artık farklı bir boyut kazanıp içerisinde otobüs ve metro duraklarını barındırıp, araçların hangi saatlerde hareket ettiğini bildirebiliyor (şuan sadece Berlin, Londra, Toronto ve ABD de birkaç şehirde mevcut). iPad kısmında ise iOS 9 ile birlikte android tabletlerden alışık olduğumuz aynı anda iki uygulamayı kullanma özelliği nihayet desteğe kavuşuyor. Geç oldu ama sonunda Apple eksiklikleri fark edip, rakip firmalardan kullanıcı sorunlarını çözen özellikleri artık almaya başladı diyebiliriz.
Sıradaki bahsedeceğim konu ise Apple Pay. Türkiye de hiç de alışkın değiliz aslında bu sisteme. Fakat dünya çapında baktığımızda online ödeme desteği sağlayan Apple Pay Amerika’da 1 milyondan fazla noktada kullanılıyor ve yapılan yeni bir anlaşma ile Londra toplu taşımada bilet görevi görebiliyor. Acaba İETT ve EGO gibi sistemlerde de ilerleyen yıllarda görür müyüz, sabırsızlıkla bekliyorum. Görselde ise Apple Pay ile ödeme gerçekleştirebileceğiniz noktaların logoları mevcut.
Çıkışının üzerinden çok zaman geçmeyen AppleWatch, alınan geri bildirimlerle günlük hayatımızda daha da aktif rol alması için geliştirilen WatchOS 2 sürümüne kavuşuyor. Saatin içerisinde uygulamaları kullanabilmemiz için iPhone a olan ihtiyacın gerekliliği ortadan kaldırılmış, artık bağımsız bir cihaz olmuş diyebiliriz. Fakat beta sürümü şuan sadece geliştiriciler için indirilebilir durumda.
Ve beklenen uygulama Apple Music. Üzerinde uzun süredir çalışılan ve alternatifleri (Spotify, Tidal vs.) ile piyasada yarışabilecek özelliklere sahip Apple Music sonunda tanıtıldı. Uygulamayı Apple CEO su Tim Cook şöyle tanımlıyor: “Müzikle ilgili sevdiğiniz her şey şimdi tek bir yerde.” Uygulama streaming özelliği sayesinde 7/24 yayın veren “Beats1” isimli online radyo ile Los Angeles, Londra ve New York’tan canlı yayınlar gerçekleştirerek yaklaşık olarak 100 ülkede dinlenebilecek. Fiyatlandırma konusunda ise Aile paketiyle dikkat çekiyor. Aylık $10 etiketine sahip tekil kullanıcı paketinin alternatifi olan aile paketi 6 farklı birey, 6 farklı cihaza $14.99 gibi bir ücret karşılığında eşsiz bir müzik deneyimi vadediyor. Hem Windows hem de Apple cihazları üzerinde çalışabilecek olan Apple Music ilk 3 ay ücretsiz. İlk olarak 30 Haziran da ABD de kullanıcılarla buluşacak fakat Avrupa için kesin bir tarih verilmiş değil. Son olarak müzik uygulamasını tanıtan, bence harika bir iş çıkartılmış Apple Music servisinin reklam filmiyle sizleri baş başa bırakıyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=BNUC6UQ_Qvg