Diş bilemek, diş göstermek, dişini tırnağına takmak, diş geçirmek, dişini sıkmak… Günlük hayatımızın birkaç köşesine serpiştirilmiş bu deyimler. Sabah kalkıyoruz, diş fırçalıyoruz; küçüklüğümüzden beri tembihleniyoruz gece yatmadan önce bunu yinelemek için. Fotoğraf çekerken “Dişlerinle gül.” deyiveriyoruz. Peki vücudun en sert maddesine ev sahipliği yapan dişlerimizin yapısını merak ettiniz mi hiç?
Anatomi
Dişlerimiz çene kemiği ve diş etleriyle destekleniyor. Çene kemiğine -aşağıdaki görselden de inceleyebileceğiniz üzere- “periodontal ligament” denilen şerit gibi bir dokuyla bağlanıyor. Bu dokunun hemen üzerinde dişe besin ve sinyal taşıyan damarları ve sinirleri oluşturan “pulpa” bulunuyor. Hassas pulpayı çevreleyen bariyere “dentin” deniyor. Dentin, sert olmasına rağmen çürümeye dayanıksız. Dişin en dış tabakası ise “mine”den oluşuyor. Bu bölüm, neredeyse tamamen kalsiyum ve fosfat içeren cansız kristallerden meydana geliyor.
İnsanlar “difiyodont”, yani iki diş takımına sahip: Zamanla dökülen süt dişleri ve yetişkinlikte edindiğimiz kalıcı dişler. Yirmili yaşlarda çıkan son dişlerimiz, modern insana pek avantaj sağlamıyor. Çıkma sürecinde verdiği ağrı ve rahatsızlıktan dolayı da çektiriliyor. Hatta bazılarında hiç çıkmıyor bile. Bu durum, yirmi yaş dişlerinin evrimsel süreçte yok olabileceğini düşündürmüyor değil.
Neden fırçalamak?
Ağız boşluğumuzda milyarlarca bakteri var. Onlar da tıpkı bizim gibi yediğimiz yiyeceklerden besleniyor, şeker ve karbonhidratları metabolize ederek zararlı asitler üretiyor. Bunlar zamanla bir araya gelerek “plak” denilen biyofilmi oluşturuyor ve sertleşip “tartar” denilen diş taşlarına dönüşüyor. Plaklar temizlenmezse genişliyor ve bakteriler içine hapsoluyor. Burada oksijensiz ortamın oluşmasıyla bakteriler, oksijensiz solunum yapmaya başlıyor ve sonucunda laktik asit üretiyor. Laktik asit, sert mineyi aşındırarak yumuşak dentine, ardından pulpaya ulaşıyor. Bu noktada dişi tahrip edebilecek ciddi enfeksiyonlar görülmeye başlanıyor.
Tedavi
Enfeksiyon henüz kan damarlarıyla ve sinirlerle bezenmiş pulpaya ulaşmadığında oluşan açıklığı kapatmak ve dişi daha fazla hasardan korumak için dolgu yapılması gerekiyor. Günümüzde kullanılan dolgu malzemeleri şu şekilde:
Amalgam: Yoğun olarak cıva ve gümüşten oluşur. Dişi onlarca yıl korur.
Altın: Daha pahalı ve emek gerektirici olsa da uzun yıllar sağlam kalıyor ve kararmıyorlar.
Kompozit: Seramik parçacıklarından oluşur. Amalgam ve altın kadar dayanıklı olmasa da diş renginde oldukları için daha gerçekçi ve hoş görünür.
Enfeksiyon çoktan pulpaya girmiş ve kan akışı enfekte olmuşsa “kanal tedavisi”ne başlanıyor. Bu işlemde pulpa çıkarılıyor, bakteriler fiziksel olarak uzaklaştırılıyor ve boşluk kompozit malzemelerle dolduruluyor.
Enfeksiyon nedeniyle dişlerin görünümünde sorun oluştuğu takdirde (kırılma, dökülme vb.) yapay diş seçeneği düşünülüyor. Doğal diş tamamen kopmuşsa “implant” tedavisi uygulanıyor. Burada çene kemiği delinerek implant oraya sabitleniyor.
Dişlerimizin “body-guard”ı
Normal şartlarda tükürüğümüz içerdiği amilaz enzimiyle karbonhidratları çözerek bakterilerin dişler arasında sıkışmış yiyecek parçalarından faydalanasını engelliyor fakat uyku sırasında daha az tükürük üretiyoruz. Bu nedenle bakterilerin faaliyeti artıyor hatta kanıt olarak uyanınca fark ettiğimiz ağız kokusunu (halitosis) verebiliriz. Dolayısıyla, özellikle gece yatmadan önce diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak ağız sağlığımız için önem arz ediyor.
Diş macununun gizli formülü
Sodyum Florür (NaF): Diş minesini güçlendirerek çürük oluşumunu engeller ve çoğu diş macununun temel bileşenidir.
Lauryl Sülfat (CH3(CH2)10CH2(OCH2CH2)nOSO3Na): Bu deterjan macunun köpürmesini sağlayarak onu dağıtır ve temizliğin verimini arttırır.
Triklosan (C12H7Cl3O2): Diş eti iltihabını azalttığı bilinen antibakteriyel bir maddedir.
Sorbitol (C6H14O6): Doğal bir tatlandırıcı ve nemlendiricidir. Fırçalamaya keyif katarken macunun saklanma aşamasında kuruyup ufalanmasını da önler.
Kalsiyum Karbonat (CaCO3): Dişlerdeki yüzeysel lekeleri ve kırıntıları parçalayıcı özelliğe sahiptir.
Diş fırçaladıkça bu yazıyı anımsamanız dileklerimle… Ağzınızdaki bakterilere fırsat vermeyin!
KAYNAKÇA
Google. (t.y.). Dişlerin Genel Yapısı. [Dijital resim]. Özel Sevgi Ağız ve Diş Polikliniği. https://sevgidis.com.tr/dislerin-genel-yapisi adresinden elde edildi.
Google. (t.y.). Teeth Care Set. [Dijital resim]. Freepik. https://www.freepik.com/free-vector/teeth-care-set_9176912.htm#page=1&query=illustration%20dental&position=3&from_view=keyword adresinden elde edildi.
Horton, J. (2021, Kasım). Meet Your Teeth. How it Works. 37, 30-35.