Bu seneki fizyoloji veya tıp alanındaki Nobel Ödülü Victor Ambros ve Gary Ruvkun’a verildi. Çalışmalarının konusu mikroRNA’ların gen ekspresyonuna etkisi. Peki bu mikroRNA’lar nelerdir? Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için öncelikle biraz daha temel şeylerden bahsedebiliriz. İlk olarak, bir organizmanın her hücresinin DNA’sının aynı olduğunu biliyoruz. Onların farklılaşmasını sağlayan etken ise farklı oranlarda ekspres edilen yani bir ürüne dönüştürülen genler. Ürün genellikle protein olma yolunda ilerlese de kimi zaman sadece bir RNA molekülü olarak da kalabilir. RNA ise DNA’ya benzer ama başka bir şeker içeren moleküldür. RNA’lar protein üretimi gibi birçok rolde görev alırlar. Bunun gerçekleşmesindeki aşamalardan biri de DNA’yı taslak olarak kullanarak mRNA (mesajcı RNA) sentezlenmesidir. Bu molekül aslında bir aracı olarak düşünülebilir. DNA’da bulunan bilgi bu şekilde transkript edilir. Daha sonrasında mRNA’lar ribozom denilen organelde proteine dönüştürülür. Hücrede farklı çeşitlerde RNA’lar bulmak mümkündür. Bunlardan biri de konumuz olan mikroRNA.
Bir hücrenin farklılaşabilmesi yani işlevsel olarak özelleşebilmesi için protein dengesini ayarlaması gerekir. Genlerin farklı seviyelerde ekspres edilmesi birçok mekanizmayla sağlanır ve kontrol edilir. Örnek olarak DNA’nın etrafını saran histon proteinlerinin sıkılaşması ya da gevşemesi verilebilir. Ya da transkripsiyon faktörleri adı verilen başka proteinlerin bu mekanizmada görev aldığı söylenebilir. Fakat bahsettiğim bu sistemler oldukça uzun bir zamandır bilinmekteydi. Ambros ve Ruvkun ise bambaşka bir yöntemin de aslında sürecin bir parçası olduğunu ortaya koydu.
Elbette ki çok uzun süren bu araştırmaları bu yazıya sığdırmak mümkün değil. Kısaca özetlemek gerekirse mikroRNA denilen protein kodlamayan küçük mRNA dizileri başka mRNA moleküllerine bağlanarak onların proteine dönüştürülmesini engelliyordu. Bu şekilde de gen ekspresyonunu düzenlenmesini sağlamış oluyorlardı. Bir mikroRNA birden fazla geni düzenlenmesinde rol alabilir; aynı zamanda bir gen farklı mikroRNA’lar tarafından baskılanabilir. Bu gelişme pek çok hastalıkta da bir çözüm yolu olarak araştırılmaya başlandı. Kanser ya da genetik hastalıklarda potansiyel yöntemler için değerlendirilmekte. Bu gelişmelere öncü olduğu için de bu bilim insanları 2024 Nobel Ödülü’ne layık görüldü.
Kaynakça:
Candaş, D. (2024, October 8). 2024 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü: MikroRNA’nın Keşfi. KURIOUS. https://kurious.ku.edu.tr/haberler/2024-nobel-fizyoloji-veya-tip-odulu-mikrornanin-kesfi/
Ocak, M. E. (n.d.). Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü MikroRNA’yı Keşfeden Araştırmacılar Kazandı. TÜBİTAK Bilim Genç. https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/nobel-fizyoloji-veya-tip-odulunu-mikrornayi-kesfeden-arastirmacilar-kazandi