Merkez Bankası’nın dün açıkladığı verilere göre cari açık aralık ayı için 4.66 milyar dolar olarak beklenilirken 5.4 milyar doların altında gerçekleşti. 2012’de ise 28 milyar 352 milyon dolar azalarak, 48 milyar 867 milyon dolar olarak gerçekleşti. Cari açığın GSMH’ya oranı olarak bakıldığında Orta Vadeli Planda yüzde 7.3 beklenirken, yüzde 6-6.3 gibi bir oranda gerçekleşmesi bekleniyor. 2011’de cari açık 77 milyar dolar ve açığın GSMH’ya oranıysa yüzde 10 civarı gerçekleşmişti.
Doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen düşüşe rağmen cari açıktaki iyileşme büyük oranda ihracat kalemindeki artıştan kaynaklanıyor. Cari işlemlerdeki iyileşmenin ortalama 28 milyar dolarlık iyileşmenin 23 milyar doları ihracattaki artıştan geliyor.
Cari Açıktaki Bu Düşüşte Tedbirler Etkili Oldu
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, cari açıkta sağlanan düşüşün TCMB’nin uyguladığı sıkı para politikası, BDDK’nın aldığı tedbirler ve Maliye Bakanlığı’nın uyguladığı ihtiyatlı politikaların etkili olduğunu belirtti.
Cari Açığımız Kriz Getirir mi?
Literatürde genel görüş şöyledir: cari açık oranı GSMH’nın % 4-5’ini geçtiği durumda kriz sinyallerinin verildiği düşünülür. Türkiye cari açıktaki bu gözle görülür iyileşmesine rağmen hala kriz sınırını aşmış durumdadır. Yalnız unutulmamalıdır ki cari açık güçlü bir ekonomik büyüme ile gelir. Bugün Avrupa’da birçok ülke kriz hissederken bu ülkelerle ve OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında yüksek büyüme oranlarına sahibiz. Kasım ayında kredi derecelendirme kurumu Fitch’in Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye getirmesiyle sermaye girişleri, beklenilenin aksine, Türk Lirası’nın değerlenmesine sebep olmadı. Böylece büyümemizin en büyük destekçisi olan ihracatta devam eden bir artış trendi sağlanmış oldu. Bu cari açık oranı finanse edildikçe Türkiye için kısa vadede kriz görünmüyor.