Bildiğimiz gibi son dönemde Avrupa Birliği Euro bölgesinde çok ciddi sorunlar ortaya cıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Artık neredeyse borcun dibine batmış ve kurtarılması mümkün görülmeyen Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı kurtarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Üst üste yardım paketleri onaylanıyor çünkü Euro bölgesi demek güvenli bölge demek ve Euro kullanan her yerin sorumluluğu ve temsilciliği bütün Euro bölgesini ilgilendiriyor. Dolayısıyla Yunanistan’ın ekonomisin kötüye gitmesi bütün Euro bölgesini zan altında bırakıyor. En son yine peş peşe Yunanistan ve İspanya için milyon dolarlık yardim paketleri hazırlandı AB tarafından, fakat sunun farkına varamıyorlar AB çöküş içinde özellikle güney yani tasıma suyla değirmen donmuyor…
Mesela Yunanistan’a baktığımız zaman sanayisi yok gelirlerinin neredeyse tamamı turizm ve tarımdan kaynaklanıyor .İspanya ve Portekiz de ise yine turizm hakim ekonomiye ağır bir sanayi anlayışı söz konusu değil maalesef birde tabi siesta denilen ve desteklenen bir tembellik anlayışı var ,krize rağmen hala bir rahatlık anlayışı, esas vahim olan da bu zaten. Gelelim İngiltere başbakanı David Cameron son konuşmasında, İngiltere’nin AB üyeliğini referanduma sunacağını açıkladı, Euro bölgesinin borç batağıyla bir çöküşe gittiğine değinen Cameron, artık İngiltere halkının çoğunluğun AB içinde yer almak istemediğini söyledi .
Bütün bu gelişmelere baktığımız zaman Türkiye’nin AB üyeliğini sürecini de düşünürsek AB’ yi hiç de kolay olmayan günlerin beklediğini anlayabiliriz.Bütün bu gelişmelere rağmen son 5 yılın en hızlı büyüyen ekonomilerinden Türkiye’nin üyeliğine ise ön yargılar devam ediyor maalesef.Son duruma bakıldığı zaman Türkiye’nin AB üyeliğine sosyal ve politik alan da ,AB’nin ise Türkiye’ye ekonomik alanda ihtiyacı var bu konuyu ise gelecek yazımda ele alacağım .Fakat Yunanistan,İspanya ve Portekiz’e uygulanan milyon dolarlarca yardımın yakin donemde pek ise yaramadığını da görüyoruz. Aslında çözüm çok açık Yunanistan ve Portekiz in Euro bölgesinden ayrılması ve non-euro AB üyesi olarak yoluna devam etmesi bunu ertelemek yalnızca zaman kaybı gibi görünüyor…