Eski çağlardan beri insanlar hep silahlara, aletlere ihtiyaç duymuşlardır. İlk başlarda sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılamak içindi; bir şeyler kesmek, hayvanlardan korunmak. Daha sonra ise onları avlamak için kullandık. Sonrasında diğer kabilelerden korunmak ve akabinde onları avlamak için kullanıldı… İnsanların silah ihtiyacı bu şekilde kısır bir döngüyle günümüze kadar ilerleyerek geldi. Artık günümüzde tabancalar, bıçaklar, sapanlar değil; atom bombaları, nükleer silahlar, savaş uçakları konuşur oldu insanların yerine. Artık yeni sloganımız “Siz Susun Silahlarınız Konuşsun”.
Ülke olarak askeri gücünüz, silah gücünüz, teknolojiniz kadar söz hakkına sahipsiniz. Eğer bunlara diğer ülkelerden daha fazla sahipseniz, yöneten siz olursunuz. Yok eğer değilseniz, yönetilmeye alışsanız iyi edersiniz.
Günümüzde hangi ülkeler kral koltuklarında otururken, hangileri onları eğlendirmeye çalışıyor bir göz atalım.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) 2012 raporunu yayımladı. 5 yıllık zaman dilimlerini kapsayan bu raporda, değişmeyen yegâne şey ABD’nin bir numaradaki yeriyken, herkesi şaşırtan ülke Çin oldu ve bütün gözleri üstüne çekmeyi başardı. Son 20 yılda ilk beşte yer alan Britanya’nın ilk kez ilk 5 dışına düştüğü ve onun yerini Çin’in aldığı gözlerden kaçmadı.
Çin, silah satışını deyim yerindeyse “patlatan” bir ülke olmuş: 2003-2007 döneminden 2008-2012 dönemine gelirken yüzde 162 artış sağlamış. Payı da yüzde 2’den yüzde 5’e çıkmış. SIPRI, Çin’in satış patlamasını Pakistan’a bağlıyor. 2008-2012 dönemindeki beş büyük konvansiyonel silah satıcısı ülke ve küresel silah ihracatındaki payları şöyle:
1. ABD % 30
2. Rusya % 26
3. Almanya % 7
4. Fransa % 6
5. Çin % 5
Listeye giren ülkelerin sevincini ve kasalarını doldurmalarını bir kenara bırakırsak, asıl gerçek ortada. Onların artan paralarıyla birlikte birçok ülkenin de insan sayısı nüfusu azaldı ve hala da azalmaya devam ediyor. Veriler biraz eski olabilir ama günümüzde etkileri sürüyor (Irak ve Afganistan) ve bunlara yenileri katılıyor. Bugün, bunun en canlı örneği Filistin’de yaşanıyor. Orantısız güç kullanılıyor. Birçok masum insan ansızın hayatlarını kaybediyor. Hastanelerde, oyun parklarında, sokaklarda… Suçu işleyen belli “İsrail”. Peki, gücün kaynağını hiç düşündünüz mü? İsrail’in bu denli silahlanmasının altında yatan kaynak kim? ABD! Tabii ki İsrail de kendi silahlarını üretebilecek konumda. Bunu insansız hava araçları üretiminin büyük bir payını elinde bulundurmasından da anlayabiliriz. 2008-2012 yılları arasında 12 ülke, 31 ülkeye 353 insansız hava aracı sattı. En fazla insansız hava aracı satan ülke 114 adetle İsrail oldu. ABD 76, İtalya ise 40 adet insansız hava aracı sattı.
Fakat ABD nin destekleri de göz ardı edilemeyecek bir gerçek. ABD dünya silah ticaretindeki payını bir yılda yüzde 44’ten, yüzde 79’a yükseltmiş. ABD’nin petrol zengini Arap bölgelerinde savaş çıkarmasının nedeni silah satışı… Kimi korkusundan ABD’den silah alırken, kimi de kendini düşmandan(!) savunmak için silah alıyor. En büyük alıcı da Suudi Arabistan (%50,2). Yani Arapların petrolden kazandıkları fonlar bir şekilde ABD’ye aktarılıyor.
Bileşmiş Milletler güvenlik konseyinin üyesi olan ABD için ironik bir durum bu. Daha ironik olan şey ise; BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin – Fransa, Rusya, Çin, Britanya ve ABD – dünyanın konvansiyonel silah ihracatının %88’ini ellerinde tutuyor olması ve bu ihraç edilen silahlar düzenli olarak ağır insan hakları ihlallerinin işlenmesine yardımcı olması. Ne de olsa bu silahları katillerin ellerine ulaştıran küresel silah ticareti büyük bir sektör. Ve büyük bir para kaynağı. Dünyanın en güçlü ülkeleri -aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticileri- küresel ticaretin kontrol altına alınmasında en fazla sorumluluğa sahip.
Fakat son dört yılda ABD, Britanya ve Fransa, Afrika, Asya, Orta Doğu ve Latin Amerika’ya yaptıkları yardımlardan çok daha fazlasını bu ülkelere yaptıkları silah satışından elde etti.
Yıl 2010, dünya silah ticaretinin hacmi 28 milyar dolar…
Yıl 2012, dünya silah ticaretinin hacmi 85 milyar dolar…
Rapora göre, dünyada silah ithalatına yapılan harcamalar, 2007-2011 yılları arasında, bir önceki 5 yıllık döneme göre yüzde 24 arttı. İthalatın yüzde 44’ünü Asya ülkeleri gerçekleştirirken, aynı oran Ortadoğu ülkeleri için yüzde 17, Amerika ülkeleri için yüzde 11 ve Afrika için yüzde 9 oldu.
Anlaşmalar, çıkarlar ve paralar çok ortada olmasa da; raporlar, sayılar ve ölen insanlar ortada.
Haydi, şimdi hep birlikte düşünelim. Ama sadece düşünelim tamam mı? Hiç bir şey yapmayalım. Biz alışığızdır her şeyi bilip yine de üç maymunu oynamaya. Ya biz bir şeyler yapacak olursak ve artık insanlar ölmezlerse(!)
Kaynakça:
ntv.com
hürriyet.com
vikipedi.com