Cesur Yürek ”Braveheart” Türkiye sinemalarında defalarca gösterilerek rekor kırmıştır. Filmdeki İskoç halkının İngiltere kralına karşı ayaklanmasını sanki kendi bağımsızlık savaşımızmış gibi özümsemişizdir. William Wallace’ın ”Freedom” diye bağırışı her türk gencinin zihninde yer etmiştir diyebiliriz.
İşte bugün 18.09.2014, İskoçya tarihinin gidişatını değiştirecek bir dönüm noktası ile karşı karşıyayız. Bugün yapılan referandumla, İskoçya Birleşik Krallıktan (BK) ayrılıp ayrılmayacağına karar verecek. Sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla biz Türkler çoğunlukla, filminde etkisi olacak ki İskoçyanın Birleşik krallıktan ayrılmasını istemekteyiz. Ancak İskoç halkı için bu, o kadar kolay alınabilecek bir karar değil. Zira son anketlerde, İskoçya’nın Birleşik Krallık’tan ayrılmasına ”evet” diyenlerin oranı 51%. Daha 3 gün öncesine kadar bu oran %54 ile hayır diyenlerin kazanacağını gösteriyordu. Lakin bunlar Seçim stratejisi de olabilir. Ancak kesin bir gerçek varki İskoçya halkı bu konuda hemfikir değil. Bunun esas sebebi ise ekonomi üzerinde beklenen pozitif yada negatif etkileri. Birleşik Krallık, referandumdan ‘hayır’ oyu çıkması halinde, İskoçya’ya imtiyazlarının artırılacağını vaad etti. Örneğin, vergilendirmedeki adaletsizliğin azaltılması ve kritik politik konularda söz hakkının İskoç meclisine bırakılması gibi. Ancak referandumda evet oyu çıkması durumunda ise bizleri bir yığın ekonomik belirsizlik bekliyor.
İlk ekonomik belirsizlik iki tarafın da diğerinde yaşayan vatandaşlarının geleceği ve bu şekilde kurulan şirketlerin geleceği. Olası bir ayrılma durumunda, yatırımlarını kendilerini ait hissettikleri yere götürmek isteyebilir ve bu özellikle İskoçya için sıkıntılı olabilir. Bunun sebebi olarak İskoçya’da yaşayan 4 milyonu aşkın Britanyalı’yı gösterebiliriz. Bu şirketlere ek olarak büyük şirketlerin ve kurumların alabileceği yatırımı kaydırma kararları, İskoçya’yı büyük bir sıkıntıya sokacaktır. Bunlara örnek vermek gerekirse İskoçya’daki Sterlin rezervlerinin İngiltereye kaydırılması gösterilebilir.
Bu durumun devamı olarak para birimi olarak güçlü ve stabil olan Sterlinden ayrılması gündeme gelebilir. Bu durumda İskoçya, ya kendi para birimini çıkaracaktır yada Euro’ya katılmak isteyecektir. Bağımsızlığını ilan eden bir ülkenin kendi para birimini kullanması daha makul olacaktır. Ancak Sterlin karşısındaki durumu çok kritik bir önem taşımaktadır. Zira bu yeni para birimi Sterlin karşısında tutunamazsa, ülke olarak çok zor bir durumla baş başa kalabilir. Eğer Euro’ya katılmak isterse ki bu durumda Euro bölgesinin de bunu onaylaması gerekecek. İskoçya’nın olası bağımsızlık durumunda AB ile ilişkisinin ne olacağı belirsiz olduğundan, örneğin gümrük geçişleri, var olan ticari anlaşmaların akıbeti ve yeni ticari anlaşmaların ne şartlarda olacağı belirsiz olduğundan bu da pek olası değil. Buna ek olarak seçim kampanyası sırasında AB ve BK tarafından gelen açıklamalara göre İskoçya’nın AB üyesi olması yılları bulabilir. Kim bilir belki biz bile üye olmuş olabiliriz o zamana kadar (bende inanmadım). Böyle bir durumda İskoçya’nın ihracatı büyük bir darbe almış olacaktır.
İhracattan söz açılmışken İskoçyanın en büyük ihracatlarından olan viski ve petrolden bahsetmemek olmaz. İhracata getirilecek düzenlemeler sonucunda Birleşik Krallık’ın himayesinden çıkacak olan İskoçyanın, viski İhracat hacminde önemli ölçüde kayıp bekleniyor. Birleşik Krallığın sahip olduğu ticari imtiyazlara, bağımsızlığını yeni kazanan ve şimdiye kadar ”made in UK” baskısı ile piyasaya sürebildiği bütün ürünleri bu imtityazdan yararlanamadan sunması bu kayıbın ana sebebidir. Buna zıt olarak petrolden ise büyük bir gelir beklenmektedir. Birleşik Krallığın çıkardığı petrolün %96 sının İskoç petrolleri olduğu düşünülürse, bunun ne denli önemli bir ekonomik etken olduğu daha iyi anlaşılabilecektir. Ayrılıkçılar, büyük bir argüman olarak sundukları petrolü, Norveç’in petrolden gelen paraları bir yatırım fonuna aktararak, ülkelerini finanse edebildikleri gibi finanse edebileceklerine inanıyorlar. Birleşik Krallık yanlıları ise bunun bir aldatma olduğunu o kadar büyük bir rezervin olmadığını iddia etse bile, bağımsızlık taraftarları bunun 1 trilyon sterlin civarında olduğunu belirtiyorlar.
Bütün bunlara ek olarak olası bir politik ters düşme durumunda, diğer ülkelerle olan ticari ilişkileri de belirsizliğe sürüklenen diğer bir etken olacaktır. Ancak bu belirsizlikleri çözmek için 6 ayları var ve bu 6 ay yumuşak bir geçiş ortamı sağlayabilir. Bağımsızlıkla gelebilecek ekonomik faydaların yada ”hayır” oyu vererek Birleşik Krallık’ta kalmanın getirdiği imtiyazlar göz önünde bulundurulduğunda, İskoçya’nın karlı çıkacağı aşikar. Ve olası ekonomik yaptırımlar sonucunda veya ekonomik krizde ise sorulacak soru, bağımsızlığın bütün bunlara değip değmeyeceğidir. Sahi bağımsızlık söz konusu olduğunda ekonomi ne kadar önemlidir?
Fotolar;
http://image.tmdb.org/t/p/original/fRQATr704bMpLc5Skzpj3V9b2iW.jpg
http://i.telegraph.co.uk/multimedia/archive/02244/flag_2244416b.jpg
http://www.zerohedge.com/sites/default/files/images/user5/imageroot/2014/09/Scotland%20poll_0.png
http://www.filmzen.net/resimler/images/bXSX0ub3nQiP0Mnh3i0AyzFrXTo.jpg
Kaynakça:
http://www.bloomberght.com/yorum/cuneyt-basaran/1628761-iskocya-viski-ve-bagimsizlik
http://www.abhaber.com/iskocyanin-bagimsizligi-referandumuingiltere-trilyonluk-petrolden-olabilir-bagimsizligin-ada-sporuna-etkileri-tartisiliyor/
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/09/140917_iskocya_referandum.shtml
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/09/140912_iskocya_bagimsizlik_maliyet.shtml
http://www.usasabah.com/Guncel/2014/09/17/iskocyada-paylasilamayan-ne