Şimdi ilk olarak şunu demek gerekir ki insanoğlu çiğ süt emmiş bir varlıktır, genel itibariyle çıkarı peşinde koşup, ilişkili olduğu toplumu o yönde etkiler. Tabi bu biraz (!) realist bir yaklaşım oldu ama bunu demekten kastım başka. Bulundukları zamanlarda birçok kişi-kuruluş karları için çalışırlar. Kimisi gayri meşru işlere girmez değil. Geçmişte nice savaşlar sırf bazı büyük aileler para kazanabilsinler diye çıkarıldı. Dolayısıyla kimi büyük kişi-kuruluşlar dünya genelinde etkileri olur çıkarları doğrultusunda. El altından bir dünya iş dönmüştür, dönecektir de.
Ama bu sefer işler biraz başka gibime geliyor. Çünkü “faiz lobisi” bir yerde günah keçisine dönmeye başladı. Hayır, hakikaten bir şeyler olabilir hani karanlıktan gelenler ama iki laftan bir tanesi faiz lobisi var tüm bunların arkasında, o olmaz işte. Polis su sıktı hop faiz lobisi, biber gazı kovanı kafa yardı aman faiz lobisi; işte bu noktada muhalefet olan kısım (muhalefet partilerinden bahsetmiyorum sadece burada) mevzuyu ti’ye almaya başlar. Ondan sonra ne oldu demesin kimse. Bahsi olan konu hakkında kabinedeki yetkili kişilerin faiz lobisini pek dillendirdiği yok sadece Ali Babacan’ın faiz lobisi faizlerin artmasıyla birlikte kar eden gruplardır demekle yetindi. Şu noktada faiz lobisinin ismini bile yordular, ciddiyetini zora sokmaya başladılar. En nihayetinde adamlar koskoca faiz lobisi.
Aslında en büyük faiz lobisi şamatasını bazı gazeteler yapmakta. Genel yayın yönetmeni olmak başka bir hikâye, Sayın Erdoğan’ın bahsettiği bir kavramı kötü karakter olarak lanse etmek başka hikâye. Hayır, mevzuyu öyle hallere getiriyorlar ki sanki gladyatör arenasından canlı yayın yapıyor. İşin garip tarafı yazarlarken yazılarını hiç düşünmüyorlar. Diyorlar ki ekonomimiz bu kadar geliştiği için, faizler bu kadar düştüğü için faiz lobisi müdahil oldu. Tamam, oturup aklı salimce düşünelim, Kemal Derviş’ten bu yana ekonomi yavaş yavaş bir yerlere geliyor. Peki, bu malum kişiler iki yıl önce ya da üç yıl önce hadi bilemedik 2008’deki kriz zamanında niye bizi zora sokmadılar. Düşünsenize, Lehman krizinde (2008 krizi) bir batsaydık nasıl toparlardık. Bırakın bugün borcu kapatmayı IMF’e daha çok almış olurduk. Yani bu onların yaptıkları da bir nevi provokatörlük. Bu şekilde yaparak desteklemek istedikleri başbakanı da zora düşürüyorlar.
Ama temel olarak faiz lobisi faizlerin yükselmesiyle birlikte karları artan kimselerdir. Tabi bu açıdan düşündüğümüzde bankada parası olan herkes, faiz arttıkça parasındaki artış artacağı için bir nevi hepimiz faiz lobisiyiz, elbette kendi çapımızda tabi. Kimisi yüksek koyar artışı daha gani olur. Hani derler ya her yılbaşı akşamı bu piyangonun aylık faizi ile bir ev alınır, bu şekilde işte.
Lakin herhalde bahsedilen faiz lobisi, Türkiye’de mevduat sahipleri olmayacağına göre, borçlarının faizi ile kar edecek gruplardır herhalde. Zira faizlerin artmasından memlekette kimsenin pek kar ettiği yok. Ellerinde tahvil veya bono bulunanların durumu iç açıcı değil. En nihayetinde ellerindeki bono ve tahvillerde değer kaybı olacak. Ayrıca hazinelerde bu işten zarar görür. Borçlanma faizleri artacağı için borçlanma maliyetleri de artar. Ama şu da var ki biz daha yeni bitirmedik mi IMF’e olan borçlarımızı, neyin faizi bu? Bunu sorarlar adama sonra anlaşılır ki biz IMF’e olan borçları bitirirken bir dünya başka borç yaptık, cari açık birazcık (!) sıkıntılı konumda. Tabi böyle olunca faizleri ödenmesi gereken hala bazı şeyler var. Yoksa o bahsedildiği kadar kurtarmış olsaydık kendimizi ekonomik olarak dış mihraklardan, bugün başka başka günah keçilerimiz olurdu.