TCMB’nin ekonomik göstergelerdeki değişimleri yorumlamak ve gerekli önlemleri almak adına 18 Ağustos’ta topladığı Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz oranlarında artırıma gidilmemesi ve kısa vadeli faiz oranlarını sabit tutulması kararının ardından ABD Doları Türk Lirası karşısında yeni bir tarihi rekoru gördü. PPK açıklaması öncesinde 2,8675 seviyesinde olan dolar/TL kuru, toplantı sonrasında 2,89’u gördü.
Dünya Genelinde Eğilim Ne Durumda?
Gelişen ülkelerin azalmaya başlayan cazibeleri, FED’in faiz artırımına gideceği (!) yönündeki açıklamalarının bu ülkelerin ekonomileri üzerindeki etkilerini ve daralmakta olan uluslararası pazarın yansımalarını göz önüne aldığımızda Hindistan’dan Rusya’ya, Brezilya’dan Endonezya’ya kadar birçok ülkenin para biriminde, ABD Dolar’ına karşı değer kayıpları gözleniyor. Ancak değer kayıplarındaki oranlar karşılaştırıldığında Türkiye’nin uluslararası ekonomik unsurlarla açıklanabileceğin ötesinde bir dalgalanmayla karşılaştığını görmek mümkün. Öyle ki, daha önceki dönemde yapılan kıyaslamaların aksine dolar kurundaki dalgalanma ülkeler için birbirine çok yakın sonuçlar ortaya koymuyor. Seçim öncesi dönemdeki kıyaslamalı analiz için “Dolar Yükseliyor: Eyvah” yazısını okuyabilirsiniz.
Haziran 2015 başı ile Ağustos 2015 ortası arasında kur değerleri incelenerek oluşturulan tablo aşağıdaki gibidir:
Türkiye’nin En Büyük Problemi Ne?
Haziran başında yapılan genel seçimlerden bu yana koalisyon görüşmeleriyle geçirmiş olduğumuz iki aylık süre bir taraftan, ülke gündeminin yine en önemli maddesi haline gelmiş olan terör olayları diğer taraftan siyasal gerilimi artırıyor. Seçim öncesinde belirsizlikler neticesinde yükselip “şişirilmiş bir değere ulaşan” ABD Doları, seçim sonrasında belirsizliklerin sürdürülmesiyle bu değer üzerine yeni bir rekorlar dizisi inşa etmeye başlamış ve kur gidişatı hakkında tereddütlerin yerini endişeye bırakmıştır.
Buna rağmen, Türkiye’nin ekonomik açıdan en önemli problemi kurdaki yükseliş değil halihazırda tüm sorunlara temel teşkil eden siyasi belirsizlik unsurudur. Diğer bir deyişle, siyasi ve doğal bir sonucu olarak ekonomik belirsizliklerin sürmemesi kaydıyla ABD Doları’nın kırmış olduğu rekor değerler sunidir, piyasaların beklentisinin çok üstündedir. Ancak piyasaların siyasi belirsizliğe tepki olarak beklemede kalması, üretimin yavaşlaması ve hatta durması gibi endişeler ile birlikte kur değeri yükselmeye devam edecektir.
Son bir ay içerisinde kurlardaki değişimin karşılaştırması aşağıdaki grafikteki gibidir:
Yapılması Gereken Nedir?
Her problemin çözümünde olduğu gibi yapılması gereken sorunun temel kaynağını belirleyip bu unsuru ortadan kaldırmaktır. ABD Doları’nın “orantısız” yükselişi probleminde ise bu sorun siyasi belirsizlik ve neticesinde ortaya çıkmış bulunan ekonomik tereddütlerdir. Bu yaklaşım çerçevesinde TCMB’nin faiz artırımına gitmesi yalnızca problemin görünür tarafı üzerinde yatıştırıcı ve kısa süreli bir etkiye sahip olacaktır. Sorunun temelini teşkil eden siyasi bulanıklığa etkisi bulunmayacağı gibi diğer taraftan uzun vadede üretimi kısıtlayıcı etkisiyle sorunun bir parçası haline gelecektir.
Bütün bunlar göz önünde bulundurularak yapılması gereken, ekonomiyi kur çerçevesinde yapılandırma endişesini bir tarafa bırakıp, Türkiye ile benzer ülkelerin kurlarına kıyasla “şişirilmemiş” artışları doğal karşılamak, faiz politikasını üretimi destekleyici bir seviyede tutmak ve sorunun ana unsuru olan siyasi gerilimi minimal bir seviyeye indirmektir. Artık olmasına kesin gözüyle bakılan erken seçimin gerilimi artırmadan ve mümkün olan en kısa zamanda ortaya konulmasıyla, “2015 yılını ekonomik olarak bitirmeden” bu sancılı süreci bitirebiliriz.
Kaynakça:
http://www.bloomberg.com/quote/USDTRY:CUR
http://www.bloomberg.com/quote/USDINR:CUR
http://www.bloomberg.com/quote/USDRUB:CUR
http://www.bloomberg.com/quote/USDBRL:CUR
http://www.bloomberg.com/quote/USDZAR:CUR
http://www.bloomberg.com/quote/USDIDR:CUR
http://www.bloomberg.com/quote/USDJPY:CUR
http://www.bloomberg.com/quote/USDEUR:CUR