Tarih boyunca gördüğümüz üzere küresel boyutta yaşanan çevresel, ekonomik ve sosyal değişimler; ülkeler ve şirketlerin bu değişime ayak uydurması zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Artan rekabet koşullarında ülkeler ve şirketler ise rekabetteki üstünlüklerini devamlı kılmak için çeşitli stratejiler geliştiriyorlar.
Bu bağlamda tarihte küresel olarak üretim süreçlerini kökten değiştiren 3 büyük endüstriyel devrim yaşandı diyebiliriz. İlki Endüstri 1.0 olarak da adlandırılan su ve buhar gücünün daha verimli kullanılmasını sağlayan mekanik tezgâhların 18. yüzyılın sonunda bulunmasıyla başladı. Henry Ford’un üretim bandı tasarımıyla 20. yüzyıl tarihini değiştirmesiyle Endüstri 2.0 olarak isimlendirilen ikinci endüstri devrimi başlamış oldu. Elektriğin seri üretimde kullanılmaya başlaması ve üretim hattının geliştirilmesi yeni bir devrimi tetikledi. Endüstri 3.0 olan üçüncü endüstriyel devrim ise 1970’lerde üretimde mekanik ve elektronik teknolojilerin yerini dijital teknolojiye bırakmasına sebep olan programlanabilir makinelerin kullanılmaya başlamasıyla oldu.
Şimdi ise ilk olarak Almanya’da gündeme gelen ve kısa sürede dünyada etkilerini gösteren yeni bir endüstriyel devrime Endüstri 4.0’ a doğru yelken açtık ve birbirlerine bağlı süreçlerin iletişim halinde olduğu, internet üzerinden birbirine bağlı eşyaların veri toplayıp üretim sürecini tamamen değiştirdiği, makinelerin insanlarla etkileşimini öne çıkaran bir dönemde ilerliyoruz.
4.Endüstri Devrimi’nin en önemli bileşeni yeryüzündeki tüm cihazların birbiriyle bilgi ve veri alışverişi için kullandığı bir internet. Türkçeye cihaz tabanlı internet (internet of things) olarak çevrilebilecek bu kavram, kişisel bilgisayarların giderek yaşamımızdan çıkmaya başlayacağı ve bir gün yerlerini giysiler, binalar, ulaşım araçları ile kargo paketleri gibi aklınıza gelebilecek her türlü araç ve gerece entegre edilmiş, sensör ve işleticilerle donanmış, internet bağlantılı “akıllı” elektronik sistemlere (siber fiziksel sistemler) bırakacağı yönündeki vizyonu tanımlıyor. Günümüzden farklı olarak bu sistemlerin belirli bir oranda düşünce yeteneği olacağından da yola çıkılıyor. Yine bu kavrama göre akıllı sistemler, insanların dikkatini dağıtmadan hatta onların dikkatini dahi çekmeden, insanlara günlük yaşamlarında destek olacak ve böylece günlük hayatı büyük ölçüde kolaylaştıracak. Cihaz tabanlı internet servislerine günümüzden verilebilecek en basit örnek internet üzerinden kargo takip sistemleridir. Fakat cihaz tabanlı internet servisleri aşamasına geçildiğinde bu paketler neredeyse tek bir defa bile insan müdahalesi olmadan, nereden nereye, nasıl ve ne zaman gitmeleri gerektiğine kendileri karar verecek.
Tedarikçiden fabrikalara, dağıtımcıdan üretilen ürüne, imalat sürecinin her aktörünün birbiriyle sürekli iletişim kurmasını sağlayan siber fiziksel sistemler şirketlerin birbirine bağlı kurumlar olmalarına da imkân sağlayacak. Böylece endüstriyel şirketler üretim süreçlerini daha iyi ölçebilmekle kalmayacak, tedarik zincirlerinin yönetimini de daha kolay yapacak. Firmaların son kullanıcıların taleplerini daha doğru ölçerek kişiselleşen ürünler üretmesi de daha az maliyet ortaya çıkaracak. Örneğin telefon üreten bir fabrika düşünelim. Telefon üzerindeki RFID çip üzerinden tüm üretim bandı aşamalarında, sonrasında paket içerisinde sevkiyat anında, en sonunda müşterinin eline uluşana kadar bütün süreçler real-time izlenebilecek ve aksaklık durumunda müdahele edilebilecek. Cihazın herhangi bir arıza durumunda da çip gerçek zamanlı olarak fabrikaya veri gönderecek ve problemin çözülebilmesi sağlanacak. Üretim aşamasında arızalara-aksamalara karşı veya tedarik zinciri bazlı problemlere karşı hızlı çözümler sunabilecek.
Türkiye 4. Sanayi Devrimine Uyum Sağlayabilecek mi ?
Siemens Dijital Fabrikalar Divizyon Direktörü Ali Rıza Ersoy’a göre Türkiye 30 yıl içinde Endüstri 4.0 sürecini tamamlayacak ve Türkiye bu sefer bu treni diğer sanayi devrimlerinde olduğu gibi kaçırmayacak. Özel sektör ve kamunun Endüstri 4.0 için çok sıkı bir şekilde birlikte çalıştığını vurgulayan Ersoy Türkiye’nin de yakın bir gelecekte akıllı ve otomasyon seviyesi yüksek üretim hatları olacağını düşünüyor. Türkiye’nin bu alana hızlı bir giriş yaptığına da dikkat çeken Ersoy, “Almanya bunu 20 yılda tamamlama hedefi koydu. Biz de 30 yılda tamamlayabiliriz. Önümüzde bunun gerçek olmaması için hiçbir engel yok” dedi.
Sadece Türkiye değil küresel olarak Endüstri 4.0 için şunu diyebiliriz ki; İlk aşamada, gelişen teknoloji ile birlikte donanım ve yazılım bölümünün hayata geçirilmesinde bir problem olmadığı görülüyor. Fakat bugüne kadar yaşanan deneyimler, üretim süreçlerinde yer alacak ilgili tüm makinelerin ve bunların sunduğu hizmetlerin standart hale getirilmesinin ve kusursuzca programlanmasının hiç de kolay bir hedef olmadığına işaret ediyor. Bu da 4. Endüstri Devrimi’nin sanıldığı kadar çabuk gelmeyeceğini, günümüzde üretim sağlayan tüm makinelerin yerlerine yeni nesil üretimi mümkün kılacak makinelerin geçmesinin ve bunların koordine ve optimize edilmesinin çok uzun zaman alacağını gösteriyor.
Kaynakça:
- http://www.gelecekhane.com/nesnelerin-interneti-ile-gelen-4-endustri-devrimi/
- http://www.turkishtimedergi.com/genel/endustri-4-0/
- http://www.hurriyet.com.tr/tusiad-bu-kez-treni-kacirmayalim-diyecek-30081795
- http://ekoiq.com/wp-content/uploads/2014/12/ekoiq-ek-d.pdf
- http://bortecin.com/4_End%C3%BCstri_Devrimi.pdf
Görseller:
- http://www.kolaybpm.com/2015/10/07/endustri-4-0-nedir/
- http://www.levelteknoloji.com/#!otomasyon/cpsil
- http://www.valen.com.tr/
- https://worldindustrialreporter.com/konnichiwa-industry-4-0-fujitsu-ushers-its-own-version-of-the-fourth-industrial-revolution/
- http://www.endustriotomasyon.com/tr/icerik/sayfa/mobilya-endustrisi-icin-rekabet-avantaji-beckhoffun-pc-tabanli-kontrolu-ile-endustri-4.0
Ayhan
Başarılı bir yazı olmuş tebrik ederim