Yaklaşık bir aydır tüm dünyayı kasıp kavuran ve toplumun büyük kısmının ilgisini çeken bir oyun var piyasalarda: Pokemon Go. Önüne bakmadığı için havuza düşeninden tutta bir pokemonu yakalamak için kano kiralayana kadar bir çok enteresan haberleri de beraberinde getirdi aynı zamanda bu oyun. Pokemon Go’nun Bilkent’e olan etkisini de gazetemizin kampüs bölümü yazarı olan Damla Demirel arkadaşımızın o güzel yazısında da görebilirsiniz. Ben bu yazımda oyunun toplum üzerindeki olumlu ya da olumsuz sonuçlarını incelemek yerine işin biraz daha ekonomik yönüne bakmak istiyorum.
Oyunun en büyük yatırımcısı olan Japon menşeili uluslararası bir elektronik şirketi Nintendo, geliştirici şirket olan ve eski bir Google startup ı Niantic’e yaptığı yatırımların olumlu sonuçlarını, oyunun piyasaya sürülmesinin ilk günlerinden itibaren almaya başladı. Oyunun çıktığı ilk iki haftada şirketin değerine 12 milyar dolar ilave etmesi ekonomi dünyasında büyük yankı uyandırdı. Bu duruma daha somut bilgilerle yaklaşacak olursak Pokemon Go’nun şirkete katkısı, borsadaki değeri yaklaşık 7.7 milyar dolar olan Türk Telekom’u sollamış bulunmakta. Bu ani ilgi patlaması sonucunda oyun geliştiricileri de şaşkına uğramış ve hatta yoğunluk nedeniyle oyunun alt yapısı da yetersiz kalmıştı. Fakat bu ani yükseliş sürekli devam etmedi ve firmayı borsada büyük bir pürüze sürükledi.
Açıkçası ben de bu oyunu telefonuma yükleyip oynadım ve oyunun verdiği zevki hissettim. Ama indirdikten iki gün sonra çok vaktimi aldığını ve işlerimi aksattığını düşündüğüm için oyunu sildim. Benim gibi düşünen birçok insanın etkisiyle ve oyunun daha tüm ülkelerde piyasaya sürülmemesi nedeniyle olacak ki oyun genel olarak ilk günlerde verdiği heyecanı kaybetmeye başladı. Bu durum piyasalara da yansıdı ve 22 Temmuz’da Nintendo şirketi oyunun kazandığı paralardan direkt olarak faydalanamayacağını, The Pokemon Company ile olan ortaklarından dolayı Nintendo şirketine yansıyacak olan miktarın kısıtlı olacağını açıkladı.
Bu açıklamanın sonucunda firma haftaya 6.7 milyar dolarlık bir değer kaybıyla başladı. Bloomberg’e göre bu yaşanan olay, firmanın 1990’dan bu yana yaşadığı en sert düşüş fakat açıklama öncesinde kazandırdığı değerlerin beklenenden yüksek olması şirkete çok zarar vereceğe benzemiyor.
Pazarlama açısından bakacak olursak Pokemon Go oyunu büyük bir devrim yaratacağa benziyor. Küçüklüğümüzde izlediğimiz çizgi filmleriyle hafızalarımıza kazınan Pokemonları artık akıllı telefonlarımızla kendi ellerimizle topluyoruz. Mobil uygulamanın yanında, firma giyilebilir teknolojiyide devreye sokarak Pokemon Go Plus’ları pazarlamaya hazırlanıyor. Tıpkı telefondaki uygulama gibi, giyilebilir bir aparat pokemonlara yaklaşınca titremeye başlayacak. Bu da büyük bir devrim olan giyilebilir teknolojinin yaygınlaşmasını sağlayacak. Yine hafızalarımıza kazınan atari oyunu Mario da Nintendo şirketinin kapsamında. Yarın bir gün zıplayarak kafasını bir yerlere vuran insanları görürseniz hiç şaşırmayın.
Bu olaylara bütüncül bir bakış açısıyla baktığımızda insanoğlunun çalışarak ve planlayarak tüm dünyayı bir oyunla dahi harekete geçirebileceğini görebiliyoruz. Eskiden topla tüfekle insanları öldürerek elde edilen kazançlar şimdi masa başında oturarak kazanılabiliyor. Bunlardan çıkarmamız gereken sonuç da, ülkemizdeki uğraştırıcı ve az kazanç getiren eski yöntemlerden sıyrılarak ve tüm milletimizle el ele vererek yeni sistemler oluşturmak için çalışmak bana soracak olursanız.