Günlük hayatımızın değişmez bir parçası olan ekonomiye dair terimleri hepimiz sıkça duyuyor ve görüyoruz. Gördüğümüz yer kimi zaman ders kitapları, gazetelerin ekonomiye dair sayfaları yada televizyon ekranları gibi ciddi sayılabilecek yerler olabilirken kimi zamanda oldukça sıradan yerler olabiliyor. Mesela gittiğimiz markette yapılan zamları sorduğumuzda görevliler bize enflasyondan bahsediyor, bir arkadaşımız işsizlik oranın çok yüksek olduğu bir dönemde olduğumuzdan iş bulmanın ne kadar zorlaştığından dert yanabiliyor. Peki, biz bu bahsedilen terimleri ne kadar doğru yorumluyoruz ve kullanıyoruz? Çoğu kez otomatikman bildiğimizi saydığımız bu terimlerin gerçek anlamları sandığımızdan çok daha değişik oluyor. Birbirlerine sıkça karıştırılan ve çok kullanılan terimleri bu yazımda basitçe ve örneklerle derlemek istedim. Keyifli okumalar dilerim.
1-Enflasyon
Enflasyon, mal ve hizmetlere ilişkin genel fiyat düzeyinin yükselmesi ve dolayısıyla paranın satın alma gücünün düşme hızıdır. Yıllık enflasyon değerini ölçmek için yine ekranlarda sıkça duyduğumuz TÜFE terimini yani Tüketici Fiyatları Endeksini kullanırız. Tüketici Fiyatları Endeksi, tipik bir tüketicinin satın aldığı belirli bir ürün yada hizmet grubunun fiyatlarındaki ortalama değişimlerini gösteren ölçüttür.
Düşünelim ki, aylık geliriniz bir anda iki katına çıktı. Harika bir haber, şimdi eski durumunuza göre iki kat daha fazla harcama yapabilirsiniz. Ama ya maaşı iki katına çıkan sadece siz değilseniz? Herkesin aynı anda gelirinin iki katına çıktığı bir ülkede fiyatlarda bu duruma uygun şekillenecek, belirli bir ürüne olan talep değişmeyeceği için fiyatlarda iki katına çıkacaktır. Bu durumda gelirinizin artmış olması mevcut durumuzda hiçbir değişiklik yaratmayacaktır. Enflasyonun kaygı verici kısmı ise sizin aylık geliriniz sadece ikiye katlanırken, diğer kişilerin aylık gelirlerinin sizinkinden daha fazla katlanması ile başlıyor. Çünkü ürünlerin yeni fiyatlarını artıran enflasyon, sizin satın alma gücünüzü de düşürüyor.
2- Devalüasyon
Bir ülkenin resmi para biriminin diğer ülke para birimleri karşısında değerinin azaltılmasıdır. Devalüasyon, devlet tarafından, ülke ekonomisine yapılan dışarıdan bir müdaheledir ve en önemli uygulanma sebebi ülke ekonomisinin dış ticaret dengesinin açık veriyor oluşudur. Ülke para biriminin diğer dövizler karşısında değer kaybetmesinden dolayı hem satın alma gücü azalacağından ithalatı azalır hem de yerli malların fiyatı aşağı çekilmiş olacağından ihracatı artmış olur. Fakat devalüasyon her ne kadar olumlu bir para politikası gibi görülüyor olsa da yaratabileceği negatif etkilerde mevcut. Örneğin ihracatın daha ucuz olması ülke içindeki talebi artırarak enflasyon oluşturabilir ya da ithalatı daha pahalıya getirmek yurt içindeki üretimi yavaşlatabilir. Devalüasyon aynı zamanda son günlerde sıkça duyduğumuz kur savaşlarında da küresel ticarette avantaj elde etmek isteyen ülkelerin çok tercih ettiği yöntemlerden biri. 2015 yılında Çin’in yerel para birimi olan Reminbi’yi sıklıkla devalüe edip ihracatta avantajlı hâle geldiği için ABD tarafından sertçe uyarılmıştı.
3-İşsizlik – İşsizlik Oranı
İşsizlik ve işsizlik oranı ülkenin her iş kolunu yakından ilgilendiren bir durum. İşsizlik, bir ekonomide çalışmak isteyen fakat çalışacak iş bulamayan kişilerin olmasına denir. Diğer bir ifadeyle ise çalışmaya hazır, iş arayan bireylere gerekli istihdamın yaratılamamasıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bir kişinin işsiz sayılabilmesi için çalışma isteğinde olmalı ve çalışma yaşından büyük olmasıdır. Bu yüzden öğrenciler, hükümlüler ve ev hanımları işsiz sayılamaz. İşsizlik oranı ise çalışmak isteyen kişilerin toplam işgücündeki payını ifade eder. 2018 yılı Ocak döneminde işsizlik oranı geçen yıla göre 2.2 puanlık azalış göstermiş ve 10.8 olarak tespit edilmişti.
4-Gayrı Safi Milli Hasıla (GSMH) ve Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)
Birbirleriyle oldukça benzer isimlere sahip bu iki tanımı birbirinden ayıran en önemli ayrıntı, “Vatandaşlık” ile olan bağları olsa gerek. Bu anlamda GSMH, bir ülke vatandaşlarının verilen bir yıl içinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin belli bir para birimi karşılığındaki değerin toplamıdır. GSYİH ise GSMH’den farklı olarak, yerli veya yabancı üretim olup olmadığına bakılmaksızın bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeri oluyor.
5-Para Politikası ve Maliye Politikası
Ekonomi ve politikanın birbirlerinden bağımsız düşünülememesi ve yine birbirlerini karşılıklı olarak şekillendirdikleri fikri çoğunluk tarafından benimsenmiş durumda. Hâl böyleyken, para politikası ve maliye politikası da bu görüşün iki güzel kanıtı. Maliye politikası bu anlamda hükümetlerin vergi ve hükümet harcamalarını düzenleyerek ekonomiyi denetlerken, para politikası ise merkez bankaları tarafından genellikle faiz oranları ve para arzının kontrolü ile ilgileniyor.
Resimler için Kaynakça
Öne çıkarılan görsel – https://www.rumelifed.org.tr/esnaf-komisyonu-iletisim-formu/