Üzülerek söyleyebilirim ki başkalarının yaptıkları bizi tahmin edebileceğimiz kadar kötü bir şekilde etkileme gücüne sahip. Aynı durumu sevinerek de söyleyebilirim çünkü bu durumun iyi yanları da var. Sartre’nin dediği gibi ‘’Cehennem diğer insanlardır.’’ Bu sözü seviyorum çünkü doğruluk payı var ama aynı zamanda pozitif yaklaşmayı da seviyorum. O yüzden şunu da ekleyeceğim: Bazı insanlar kesinlike cehennem olabilir fakat cennet de diğer insanlar olabilir. Bu konuya biraz da ekonomik açıdan yaklaşmak adına dışsallıklardan (İngilizcede externalities) bahsedeceğim. Bunlar başkasının gerçekleştirdiği ve gerçekleşmesinde bizim etkimizin olmadığı ancak bizi etkileyen ve ekonomik rolü olan olaylardır.

Örneğin, mahallenizde afla beraber salınan katil bir komşunuzun olduğunu düşünün. Hiç şüphesiz bu diğer komşularınızı ve sizi rahatsız edecektir. Başka yere taşınanlar olacaktır ve mahalenizin demografisi değişecek, ev fiyatları düşecektir. Onun yerine peyzaj konusunda uzman bir komşunuzun olduğunu ve bu komşunun aynı zamanda toplumda saygın görülen bir diplomat olduğunu düşünün. Mahallenizin prestiji artacak ve evlere olan talep artacaktır. Talebin artmasıyla beraber evlerin fiyatı yükselecek ve sizin sahip olduklarınız daha değerli hala gelecektir. Bu iki örnek de dış etkenlerin yaşamımızdaki etkisini gösteren dışsallık örneğidir. İlk örnek negatif dışsallık, ikincisi ise pozitif dışsallıktır. Başkasının gerçekleştirdiği ve gerçekleşmesinde bizim etkimizin olmadığı ancak bizi etkileyen ve ekonomik rolü olan olaylardır. En klasik pozitif dışsallık örnekleri eğitim, bilimsel araştırmalar ve sanatken en klasik negatif dışsallık örnekleri ise fabrikaların sebep olduğu kirlilik ve pasif içiciliktir. Negatif olanların zararlarını biliyoruz fakat pozitif olanların neden pozitif olduğundan ayrıntılı olarak bahsetmek istiyorum.

Eğitim, beşeri sermayenin kapısı açan harika bir unsurdur. Yani bilginin, deneyimin ve yeteneklerin temelinde eğitim vardır ve başkalarının aldığı eğitimler bize fayda sağlayabilir. Hastayken gittiğimiz doktorlar, bize okumayı öğreten öğretmenler ve başımıza bir şey geldiğinde doğru kararı vermesi gereken hakimlerin aldığı eğitimler bizim kontrolümüzün olmadığı ama sonunda topluma pozitif olarak dönen yatırımlardır. Bizden kilometrelerce uzakta yapılsa bile dünyayı daha iyi anlamamızı sağlayan bilimsel araştırmalar da oluşumunda hiç katkımız olmasa bile bize fayda sağlayan yatırımlardır. Sanatçıların ilgi çekici sanat eserlerinden ise hiçbir katkısı olmayan başka biri fayda sağlayabilir çünkü sanat güzel bir reklamdır. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa tablosu her yıl Louvre Müzesi çalışanlarına ve pek çok kişiye katkı sağlamaktadır. Bazen de bir dilin unutulmamasını sağlar sanat, mesela Idir tarafından bestelenen “A Vava Inouva” şarkısı Berberice dilinin unutulmamasına katkı sağlamıştır ve hiç şüphesiz bu Berberice konuşanlar için faydalıdır.

Merak edenler için şarkının linki: A Vava Inouva

Yani dışsallıklar bizi etkiler ve bu konuda bizim bireysel olarak yapabileceğimiz bir şey yok. Bir şey yapabilme gücüne sahip olan devlettir çünkü büyük güç, büyük sorumluluk gerektirir. “Peki devlet bunu nasıl yapabilir?” sorusunun cevabı ise görece basit, vergiler ve sübvansiyonlarla bunlara müdahale edilebilir. Devlet, kirlilik yapan fabrikalardan vergi alırken bilimsel araştırmalarda kullanılan malzemelerin maliyetinin bir kısmını ödeyerek sübvansiyon yapabilir. Burada bahsedilen verginin kendisine özel bir ismi bile var aslında, o da Pigou vergisi. Ekonomist Arthur C. Pigou’nun katkılarıyla yaratılan bu verginin işe yarayıp yaramadığı konusunda tartışmalar olsa da iyi niyetli bir vergi olduğunu söyleyebiliriz. Belli tarım ürünlerine devletin maddi yardımı olarak görmeye alıştığımız sübvansiyonları ise eğitim ve sanat alanında da görebiliriz. Sanata önem veren devletlerin yıllar sonra bile turizm ve beyin göçü açısından kar etmesi bazı hükümetleri sanata yatırım yapmaya teşvik ediyor diyebiliriz, aynısını eğitim için de geçerli. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların eğitimine karşı olan ülkelerin mi yoksa herkesin kendisine en uygun eğitimi almasını sağlamaya çalışan ülkelerin mi daha mutlu ve başarılı vatandaşlara sahip olduğu sorusunun cevabı da oldukça açık.

Pigou vergileri ve sübvansiyonları göz önünde bulundurursak dışsallıkları mümkün olduğunca pozitife çevirmek bizim elimizde olabilir çünkü devletin imkanlarını kullanan hükümetleri seçme gücüne sahibiz fakat buna henüz pek alışkın olduğumuzu düşünmüyorum. O yüzden bize cenneti yaşatmaya çalışan ve dışsallıkları herkese faydalı olan kazançlara çeviren insanlarla tanışmamızı diliyorum, hoşça kalın!

https://www.investopedia.com/terms/e/externality.asp#:~:text=Investopedia%20%2F%20Madelyn%20Goodnight-,What%20Is%20an%20Externality%3F,of%20a%20good%20or%20service

Leave a Reply