Batık Maliyet Yanılgısı (Sunk Cost Fallacy)

 Sahip olmak için para harcadığınız herhangi bir ürünü ya da hizmeti iade ya da iptal etmeyi  sıklıkla düşünür müsünüz? Yoksa bununla uğraşmayıp aldığınızın keyfini çıkarmayı mı tercih ederdiniz? Peki ya aldığınız ürün ya da hizmet sizi zarara uğratmakla beraber daha fazla almaya itiyorsa ondan kurtulmak mı istersiniz yoksa kâr etme umuduyla daha fazla yatırım yapmayı mı? Batık Maliyet yanılgısı burada devreye giriyor. Geçmiş zamanda yatırım yaptığınız bir ürüne veya hizmete, henüz kâr edemeseniz dahi yatırım yapmaya devam ediyorsunuz çünkü geçmişteki yatırımınız aklınıza geliyor ve bunun boşa gitmesini istemiyorsunuz. Zarara uğrasanız dahi ileride kâr edeceğiniz düşüncesiyle yatırım yapıyorsunuz. İşte bu batık maliyet yanılgısının ta kendisi oluyor. Bu noktada büyük ölçekli ve küçük ölçekli olarak yatırımlarımızı ayırmamız daha sağlıklı olabilir çünkü büyük ölçekli yatırımlardan bahsediyorsak üründen kurtulmak o kadar da kolay olmuyor. Küçük bir yatırımı hızlıca gözden çıkarabilirsiniz, büyüğü çıkarmak can acıtıcıdır.  Yanılgıyı tanıtmak için gerçek hayatta gerçekleşebilecek bir örnek vereyim. Bu örnekte hastane dediğim her cümlede özel hastaneleri kastediyor olacağım.

 Diyelim ki sağlık sektörüne adım atmak isteyen bir yatırımcısınız ve yeni satın aldığınız fabrikada yeni işe aldığınız işçilerin ürettiği inanılmaz kaliteli bir milyon kan alma tüpünüz var. Bunları satmanız gerekir ki fabrikanın masraflarını ve işçilerin maaşlarını ödeyebilesiniz. Hastanelerle anlaştınız ama iki milyonu toptan alacaklarını söylediler ve size iki ay süre verdiler. Satış yapmak için üretmeniz gereken bir milyon kan tüpü daha var. Karmaşık hislerle bu talebi kabul ettiniz ve bir milyon kan alma tüpü daha üretmek için borç alıp çalışmalara başladınız. Büyük bir hevesle tüp üretmeye devam ederken öldürülme tehlikesiyle ülkeyi terk edip hak ettiğini almaya çalışan sağlık çalışanları anlaştığınız hastaneleri terk etti ve hastaneler onları geri getirmek için maaş ve güvenlik önlemlerinde artış gerçekleştirdi. Bu senaryoda sağlık çalışanların geri dönüp dönmeme tercihi için başka bir yazı yazılabilir. Bu yüzden bazıları geldi bazıları gelmedi deyip kolaya kaçalım. Hastaneler, yeni politikalarıyla para kaybetti ve ucuz tüp alıp zararlarını az da olsa örtmeye karar verdiler. Yani anlaşmanız iptal oldu. İşte şimdi ne yapacaksınız?

 Zararı kabul edip pes edebilirsiniz ya da ‘’ O kadar da uğraştık şimdi, biraz daha üretip toptan satayım da zararımı ödeyeyim bari!’’ diyebilirsiniz. İkinciyi seçerseniz batık maliyet yanılgısının esiri olmuşsunuz demektir. Bu senaryoda daha fazla üretmek size yalnızca daha fazla zarar getirir ve zararınızı kapatma hayalleri kurup ürettiğiniz her bir tüp size pişmanlık olarak geri döner. Peki yatırımcılar bunu kabul edip pes etmeyi ve daha fazla zarara uğramamayı mı tercih eder yoksa devam edip daha fazla tüp üretip daha fazla hastane ile konuşmayı mı? Yatırımcılar genellikle devam eder ve devam edenlerin çoğu daha fazla zarara uğrayıp daha hazin bir şekilde batarlar. Hali hazırda gerçekleşmiş ve geri dönüşü olmayan harcamalara denilen batık maliyet can sıkıcıdır. Büyük hayallerle yaptığınız harcamalardır ve hayalleriniz gerçek olmadığı sürece can sıkıcı olarak kalmaya devam ederler. Az önceki senaryoda işe aldığınız işçilerin maaşları, tüp için ithal ettiğiniz plastik, hastaneleri ikna etmek için konuştuğunuz telefon faturanız ve hastanelerle anlaşmaya giderken kullandığınız benzin paranız, kendi işinizi kurmak için harcadığınız onca zaman; batık maliyet örnekleridir. Bunları düşünüp üretmeye ve zarar etmeye devam etmek ise batık maliyet yanılgısıdır. Basit bir şey gibi gözükebilse de pek çok kimsenin sıklıkla düştüğü bir yanılgıdır. Yanlış yolun yarısını yürüdüğümüz için diğer yarısını yürümek bizi doğru yolun götüreceği yere götürmez.  Bazen pes etmek kendini kurtarmak demektir.

 Peki ya sorumlular hatalarını anlasa ve sağlıkta şiddet sorununu çözmek için gerekli politik adımları atsalar? Özel hastanelerin sorunu çözmek için ek olarak para harcamaları gerekmese?  Hastanelere geri gelen sağlık çalışanları sayesinde hastaneler kâr etmeye başlasa ve hastane yönetimleri kaliteli kan tüpleri, yani sizin zorlukla ürettiğiniz tüplerinizi alsa ne olur? İşte o zaman kar edersiniz ama bu gelişmelerden önce, iki milyona ulaşmak için üretime devam ettiyseniz yanılgıya düştüğünüz gerçeği değişmiyor. Yalnızca bu senaryoda yanılgı işinize yaramış oluyor. Sonuçta hayat sürprizlerle dolu. Yapılan bir hata iyi sonuçlar da doğurabilir. Yine de bu yanılgıya düşmemenizi öneririm çünkü hayat her zaman toz pembe olmuyor.

 İş dünyasında bu yanılgıya düşen yatırımcıların çoğu başarısızlığa uğruyor. Başarısızlığa uğrarken de yanılgıya düşmeye devam ediyor. Bataklığa saplanıp kalan birinin kurtulmak için daha çok debelenip iyice batmasını andırıyor. En başarılı şirketler bile bazen bu yanılgıya kapılabiliyorsa ‘’ Neden?’’ sorusu üzerinde biraz daha düşünmemiz gerekiyor olabilir. Cevap olarak pes etme kavramının negatif bir etki yaratmasını ele almak istiyorum. Pes etmek toplum tarafından hor görülen bir kavram. Yalnızca güçsüz olanların pes edeceği, güçlülerin ise ne pahasına olsun uğraşmaya devam ettiği ve sonunda kazandığı düşünülür. Hayat bu kadar basit değil.  Pes etmek bazen bizi aklımıza bile gelmeyecek tehlikelerden koruyabilir. Mesela komşudan elma almak için ucu sivri demirlerin üzerinde atlamaya çalışan bir çocuğun pes etmesi hayat kurtarıcı olur. Ya da onca yaşanmışlık var deyip iletişimi koparmadığınız, size iyi gelmeyen insanlar için çabalamaktan vazgeçmek ruhsal sağlığınız için oldukça faydalı olacaktır.  Uygun koşullarda, pes etmek yalnızca cesurların yapacağı bir iştir. Daha fazla hata yapmamak için yapılanın bir hata olduğunu kabul etmek gerekir ancak bir hata ne kadar büyükse onu kabul etmek o kadar zorlaşır. Bu tip durumlarda çağımızın hastalığı mükemmeliyetçiliği bırakıp hepimizin hata yapan varlıklar olduğunu hatırlamakta fayda var. Batık maliyet yanılgısına düştüyseniz ya da düşmek üzereyseniz gülümseyin. Önemi yok, canınız sağ olsun. Geç olmadan o hatayı kabul edin ve arkanızda bırakın. Denediğiniz gerçeği ile gurur duyun. Kaybetmeden kazanmak mümkün değildir. Pes edin. Yeni bir yatırım yapın. Farklı yollar deneyin. Son olarak, sağlıcakla kalın!

KAYNAKÇA:

https://thedecisionlab.com/biases/the-sunk-cost-fallacy

https://www.indeed.com/career-advice/career-development/sunk-cost-definition-and-examples

Leave a Reply