Biz seçim atmosferindeyken dünya Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasında başlayıp ardından yayılan ticaret savaşlarıyla meşgul. Peki nedir bu ticaret savaşları, kim hangi pozisyonda, bize etkileri neler?
Savaş Yalnızca Silahla Olmaz
Ticaret savaşının iki temel uygulanma metodu vardır. İlki, belirli ürünlerin yine belirli ülkelerden ithalini azaltmak amacıyla ek gümrük vergisi koymakken ikincisi ithal edilecek ürünlerin miktarının kota ile sınırlandırılmasıdır. Trump, seçim döneminde de sık sık dillendirdiği Amerikan çelik ve alüminyum sanayisinin bir darboğazda olmasını gerekçe göstererek Çin’den çelik ithalatına kota kararı verdi. Dünyadan gelen tepkilere rağmen geri adım atması beklenmeyen Trump geçtiğimiz hafta bu savaşta yeni bir cephe açtı, Kanada ve Meksika. Yedi kez toplantı yapılmasına rağmen halen sürdürülebilirlik adına bir anlaşma sağlanamayan Nafta’da masanın tamamen yıkılmasına zemin hazırlayan Trump, çelik ve alüminyum da olmak üzere ek %20’lik gümrük vergisi yürürlüğe koydu. Trump, bütün bu kararları ulusal güvenlik kisvesi altında alıyor. Çin ve AB ise bu kararlara misilleme olarak ABD’nin en büyük tarımsal ihracat ürünü olan soya fasulyesi başta olmak üzere 106 ürüne, ek %25’lik gümrük vergisi koyma kararı aldı.
Acem Oyunları
Dünyanın en kadim diplomasilerinden birine sahip İran ise bu savaşın gizli galibi olma arayışında. Yaklaşık 25 yıldır nükleer silah endişesiyle ABD’nin önderliğinde AB tarafından ambargo altında olan İran, geçtiğimiz yıl bu ambargonun kırılması adına önemli kazanımlar sağlamıştı. Ne yazık ki Trump Naftayla olduğu gibi İran’la da nükleer silahsızlanma anlaşmasını uzatmadı. Yeniden ağır bir ambargo ile karşı karşıya kalan İran, yeni açılan cephe sayesinde AB ile uzlaşı şansı yakaladı. İran’ın nihai amacı şöyle özetlenebilir: AB aracılığı ile ambargonun kırılması ve olası bir Suudi çatışmasında askeri kaynak sağlanması.
G7 ve Kopan İpler
10 Haziranda Kanada’da düzenlenen G7 zirvesinde ABD’nin ortak bildiriden çekilmesi ve gümrük vergileri hususunda kararlı duruşunu devam ettirmesi kapaktaki fotoğrafın ortaya çıkmasına sebep oldu. Merkel’in sosyal medya hesaplarından paylaşılan fotoğrafla ABD’ye yalnızsın mesajı verilmeye çalışılıyor olsa gerek. Avrupa medyasında da çokça tartışılan bu fotoğrafta Japonya’nın Amerika’nın yanında yer alıp almayacağının cevabı ise Shinzo Abe’nin yüzünde saklı. Japonya bu savaşta tarihin sıcak çatışmalarının aksine ABD’nin yanında yer alıyor.
Bir Bir Gelen Ayrılıklar
Öte yandan Trump, bu yüzyılın şımarık çocuğu mu yoksa yeni dünya düzencisi mi sorusunu yeniden akıllara getiren bir dizi olay da yaşanmıyor değil. ABD yönetimi geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletleri UNESCO aracılığıyla ABD’yi sömürmekle suçlamış ve UNESCO anlaşmasını tek taraflı feshetmişti. Bu karara ek olarak da bu hafta ABD birleşmiş milletler insan hakları konseyinden ayrılma kararı aldı. Trump ipleri, bir modern dünya hayali ile ekonomik çıkarlarını gözetme iddiasını öne sürerek koparıyor.
Nihayet Pozisyon Alan Türkiye
ABD ile Çin arasındaki gerilimde taraf belirtmeyen Türkiye de Trump’ın saldırgan tavrından nasibini aldı. Çelik ve alüminyuma ek gümrük vergileri ile Türkiye’nin çelik ihracatının yaklaşık %10’luk kısmını tahkim eden ABD ile ticaret büyük ölçüde sekteye uğrayacak. Bu saldırgan tavra karşılık ise Türkiye’de aralarında kozmetik ve tütünün de bulunduğu pek çok günlük ürüne ek 266 milyon dolar vergi yükü kararı alındı. Zaten seçim ekonomisinin ardından yüksek enflasyonla boğuşması beklenen ülkemizin pek çok günlük üründe zama yol açacak bu kararla nasıl başa çıkacağı ise ayrı bir merak konusu.
Kaynakça
https://tr.sputniknews.com/abd/201806201033930800-abd-bm-insan-haklari-konseyi-ayrildi/
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44429567
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/987750/ABD_ile_Kanada_anlasamadi__NAFTA_cikmaza_girdi.html
https://ekonomist.co/ekonomist/ekonomi/ticaret-savasi-nedir-14934/
‘Ticaret savaşı’nda Türkiye de topa girdi: ABD ürünlerine 267 milyon dolar vergi