Modanın İlham Kaynağı:100 Unforgettable Dress

Bazı elbiseler, kostümler vardır ki üzerinden 90 yıl geçse bile hiç bir heyecanını kaybetmeden moda dünyasının merkezine yerleşmiştir. Coco Chanel’in de dediği gibi “moda geçer, stil kalır”.

İşte birazdan okuyacağınız kadınlar, üzerinden uzun yıllar geçse bile her zaman hafızalarımızda kalacak isimler arasında.

Moda tutkunları, film meraklıları ve ünlü gözlemcileri için, “100 Unforgettable Dress” moda, sinema, televizyon, toplum ve siyaset dünyasından en unutulmaz, etkili elbiseleri bir arada incelememizi sağlıyor. Bu bol resimli tarzı özet olarak, InStyle dergisi editörü Hal Rubenstein şimdiye kadar yapılmış en çarpıcı elbiselerin büyüleyici kökenlerini ve hikayelerini, bölümlere ayırarak ve her ayrıntısını inceleyerek bu ansiklopedi niteliğindeki kitapla ortaya koymuş. Bende aralarından seçtiklerimi paylaşmak istiyorum.

İlk olarak; hepimiz Pretty Woman’ı izlemişizdir. 1990 yılında filmin kostüm tasarımcısı olan Julia Roberts’ın giydiği kırmızı, dudak uçuklatıcı elbisesi sadece Edward Lewis’in (Richard Gere) değil herkesi hayran bırakmıştı. Filmin kostüm tasarımcısı Marilyn Vance Straker, zarifliğin yanında Roberts’in doğal güzelliğini ve elbisesini tamamladığı inci kolye ve küpelerle muhteşem bir görünüm ortaya çıkarmış.

Kitabı elime aldığımda ilk düşündüğüm ve kesin içinde vardır dediğim elbise ise, tabii ki Marlyn Monroe ve beyaz uçuşan elbisesi oldu. “The Seven Year Itch” filminde giydiği, günümüzde ikonlaşan ama değerini asla kaybetmeyen bu elbise, Travilla tarafından tasarlanmış. Klasikler bölümünden devam ettiğimizde, Coco Chanel’in ‘little black dress’ diye tasarladığı küçük siyah elbisesi ve moda da yaratığı asil duruşu görebiliyoruz. Coco Chanel’e göre her kadının gardırobunda  klasik, zarif bir siyah elbise bulunmalı. 1926 yılında Vogue Dergisinde yayınlanan elbise için Vogue editörleri şu şekilde yorum yapmış: “Her türlü kadının zevkine göre bir üniforma”. Ayrıca Audrey Hepburn’un de “Breakfast at Tiffany’s” de giydiği Chanel elbisesinden de zarif duruşu tekrar görebiliyoruz.

Kitapta, kraliyet düğünleri başlığı altında 3 isim yer alıyor: Grace Kelly, Prenses Diana, Kate Middleton… Bugüne kadar gelmiş geçmiş prensesler arasında en çok konuşulan ve en beğenilenler onlar. Grace Kelly, gelmiş geçmiş en mükemmel gelin olarak birçok kişiye göre baş tacı olmuş. Hayran bırakıcı bir güzellik ve zerafetin  uyumunu yakalamış. Diana, ise kabarık etek, uzun duvak ve tacıyla tam bir Cinderella. Kate Middleton’a baktığımızda, Alexander McQueen tasarımı, modern ve mükemmel dantel gelinlik asla unutulmayacak gibi duruyor.

Grace Kelly ve Diana, kitapta kendilerinden fazlasıyla bahsettirmişler. Rare  Window filminde Grace Kelly’nin elbisesi rüyanın tanımı. İngiliz kadınlarının ikonu haline gelen Prenses Diana, dar siyah, omuzları düşük elbisesiyle sadece İngilizleri değil herkesi etkilemiş gibi..

Biraz daha yakın tarihe geldiğimizde ise Liz Hurley’in giydiği, birçok kişiye göre cesaret şovu olarak bilinen Vercace elbisesi, Sex and the City’den hatırlacağımız Sarah Jessica Parker’in giydiği su yeşili, Donatella Versace imzali katlardan oluşan kostümü ve Keira Knightley’nin yeşil saten elbisesi de asla unutulmayacak gibi.

Her sayfasını çevirdiğimde kendini bir kez daha hayran bıraktıran klasikleşmiş ama etkisini günümüz modasına yansıtmış elbiselerle karşılaşmaya devam ettiğim bu kitapta, günümüz modacıları için gerçekten önemli bir servet yattığına bir kere daha şahit oldum. Giydikleri elbiseler bir yana , bu ikonlaşmış kadınlar asil ve güçlü duruşlarıyla da her zaman bir kadın için idol olmaya devam edecek gibi duruyor.