Hem tarihi hem lezzetleri hem de kurucusu Sadık Görgülü ile 36 yıldır Ankara’nın vazgeçilmez mekanlarından biri Chez le Belge. Sadece Türkiye’nin değil Avrupa ülkelerinin sanat, siyaset ve cemiyet hayatından da birçok isme ve önemli etkinliklere ev sahipliği yapan mekan, hem Ankaralılara sunduğu yeni lezzetler hem de gastronomi ve lokantacılık alanında ülkemize kazandırdığı başarılar ile kendinden dünya çapında bahsettiriyor.
Mekan şu an el değiştirip Sadık Bey’in kardeşi tarafından işletiliyor olsa da hala Sadık Bey ile anılıyor. Kendisinin ise şu an hem işletmeciliğini hem de mutfağında yılların tecrübesiyle harika lezzetler yaptığı Şövalye adında yeni bir restoranı var.
Sadık Bey, 1966 yılında, henüz on altı yaşındayken, yüksek öğretimini tamamlamak için Türkiye Cumhuriyeti bursu ile Avrupa’ya gider. Aldığı eğitim, edindiği tecrübeler ve anılar onun yarattığı lezzetlerin baş malzemeleri… İlk restoranını Şereflikoçhisar’da yol kenarında açar fakat bir Fransız restoranı olan Chez Lé Belge Şereflikoçhisar’daki diğer restoranlardan oldukça farklıdır. Kebapçılarla olan rekabetinde Fransız restoranına müşteri çekmeyi başaran Sadık Bey kariyerinde büyük başarılara da imza atar. Bunlardan en önemlisi de Belçika Kralı I. Baudouin’in 1983 yılında verdiği şövalye unvanıdır ve Sadık Bey gastronomi dalında şövalye unvanına sahip olan tek kişidir.
Hikayesi ve lezzetleri kadar isminin nasıl Chez Le Belge, dilimizde “Belçikalı’nın Yeri”, olmasının da ilginç bir hikayesi var. Günün birinde Şereflikoçhisar’da kaza yapan yabancı bir tır şoförü yardım istemek için restorana gelir ve Sadık Bey’in yardım etmesinin ardından restoranın daimi müşterisi olur. Zamanla beraberinde arkadaşlarını da getirmeye başlar ve bir süre sonra restoran tır şoförlerinin uğrak yeri haline gelir. Böylece yabancı tır şoförlerinin ricasıyla Görgülü Restoran’ın adı Chez Le Belge olarak değişir.
Chez Le Belge sadece sunduğu kerevit, ördek ve kurbağa bacağı gibi tipik Fransız mutfağına özgü deniz mahsulleriyle değil sunduğu farklı tatlardaki kırmızı etleriyle de tercih edilen bir restoran olmuştur. En beğenilen tatlarından kerevit, bilinen adıyla tatlı su ıstakozu, ise yerli kerevit olup Hirfanlı Barajı’ndan ve çeşitli küçük göllerden temin edilmektedir.
Ankara’da kerevit, kerevit kokteyli ve kerevit köfteyi ilk yapan mekân olmasının yanı sıra Chez Le Belge’de uzun yıllar İskandinav ülkeleri kerevit partileri düzenlemiştir. 1993 yılının 13 Haziran günü Tansu Çiller kongre zaferini kutlamak üzere eşi Özer Çiller ile birlikte Chez Le Belge’ye gelmiştir. Çift ayıklanmış kerevit, mevsim salata, bıldırcın ızgara ve kendine özgü mantar yemeklerini tercih etmişlerdir. Gölbaşı’na tutkusuyla bilinen Barış Manço da Chez Le Belge’e gelmiş olup, hatıra defterine Fransızca ‘’Ben geldim, gidiyorum. Gelenlere selam olsun.’’ diye yazmıştır.