Ayvalık… Zeytin ağaçlarının denizle kucaklaştığı bir cennet… Her ne kadar Ankara’dan kara yoluyla Ayvalık’a gelmek biraz zahmetli de olsa bu cennete varıp, buranın güzel manzarasını görünce tüm yorgunluğunuzu atacaksınız.
Balıkesir’in bu şirin ilçesine Ankara’dan kara yoluyla ulaşmak için sırasıyla Eskişehir, Bursa ve Balıkesir illerinden geçmeniz gerekiyor. Balıkesir’e vardıktan sonra 130 kilometre içerde olan Ayvalık’a yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta olan “Gömeç” adı verilen başka bir ilçenin sınırları içinden geçerken, yolun sol tarafında kalan “Atatürk Kayalıkları”nı görebilirsiniz. Tam izleme noktasından bakıldığında, dağların doğal bir şekilde oluşturduğu, Atatürk’ümüzün yatar vaziyetteki siluetini görünce gerçekten ürpereceksiniz bu heyecan verici moladan kısa bir süre sonra Ayvalık’ın merkezine ulaşmış olacaksınız. Merkezde gözünüze çarpan ilk detaylardan birisi muhtemelen; deniz kenarında bir çok çay bahçesinin bulunması olacaktır. Eğer Ayvalık’ın merkezinde tatlı tatlı esen rüzgara karşı oturup biraz soluklanmak, Cunda Adası’na gidip gelen tekneleri seyretmek, martıların seslerini dinlemek ve balıklara ekmek atmak istiyorsanız; inanın bana, bu çay bahçeleri tam aradığınız yerler. Ayrıca oturduğunuz yerden limana girip çıkan gemileri de izleyebilirsiniz.
Dinlenip yorgunluğunuzu attıktan sonra bu şirin ilçede hayran kalacağınız birçok yeri gezip görmeye hazır olmalısınız.
Deniz ile ormanı iç içe görmeyi arzulayan biri iseniz; “Çamlık” tam size göre. Çam ağaçları arasında otururken meşhur “Lokma Tatlısı”nı tadabilirsiniz.
Ayvalık’ın bir diğer gezilecek yeri -burayı çoğunuz duymuşsunuzdur- şüphesiz Sarımsaklı’dır. Burada eşsiz plajın keyfini çıkarabilirsiniz, ancak şunu da söylemeden geçmemeli, burada deniz suyunun sıcaklığı diğer yerlere göre daha düşüktür; bu nedenle dikkatli olmanız iyi olur.
İşte en can alıcı nokta, “Şeytan Sofrası”… Evet evet, “Şeytan Sofrası.” İlk kez duyanlar için biraz ürkütücü de olsa, bu tepe, Ayvalık manzarasının neredeyse tamamına hakim. Tepede, efsaneye göre “şeytanın ayak izi” olan ve etrafı demirlerle çevrili geniş bir çukur bulunmaktadır. Bu nedenle buraya Şeytan Sofrası denilmektedir. Öte yandan, burada manzarayı ve ayak izini görmeye gelenler için bir restoran da bulunmaktadır.
Gün batımını izlemek için en ideal yer kuşkusuz “Cennet Tepesi”dir. Şeytan Sofrası’nın tam karşısında bulundan bu tepeden, yaz güneşinin sulara gömülüşünü en güzel şekilde izleyebilirsiniz.
Akşam karanlığı yavaş yavaş çöküyor. Peki Ayvalık’ta hayat bitti mi? Elbette hayır. Akşam karanlığı çökerken, ister amfi tiyatroda yapılan etkinliklere ya da konserlere katılın; ister deniz kenarında oturup, pozisyon fenerleri yanan gemilerin sakin sularda sessiz süzülüşünü izleyin, ya da isterseniz saat başı kalkan teknelerden birine binerek “Cunda Adası”na gidin. Birçoğunuzun daha önce duymuş olduğu bu şirin ada, gece gezmek için en uygun yerlerdendir. Adada bulunan balık restoranlarında keyif yapabileceğiniz gibi, hediyelik eşya satan dükkanlardan alışveriş de yapabilirsiniz. Ya da daha farklı bir alternatif; adanın yükseklerine doğru çıkararak “Değirmen” veya “Kilise”yi gezebilirsiniz. Eğer eski evlere meraklı iseniz, adada bulunan Rum evlerinden herhangi birinin kapısını çalarak, evlerin altındaki sarnıçlara bakabilirsiniz. Gerçekten de büyüleyici bir mimariye sahip olan bu sarnıçlar, kilise, değirmen, adanın sıcakkanlı insanları ve eşsiz deniz manzarası size unutulmaz bir gece yaşatmaya yetecektir.
Peki ya ne yenilir, ne içilir Ayvalık’ta? Elbette bu sorunun oldukça doyurucu bir cevabı var. Burada da Ege Bölgesi’nin tümünde olduğu gibi zeytinyağlı yemekler ağırlıkta. Dolayısıyla, hemen hemen her restoranda zengin bir zeytinyağlı menüsüyle karşılaşmak mümkün. Tabii ki deniz ürünleri de oldukça ön planda. Burada hamsiye çok benzeyen, lezzeti hamsiden biraz farklı olan bir balık türü var, adı “papalina.” Boyutuna rağmen oldukça doyurucu olan bu balık türü, Ayvalık’ın vazgeçilmez lezzetlerindendir. Bunun yanı sıra, tostçular çarşısında ve hemen hemen her yerde “Ayvalık Tostu” yapan tostçular görmek mümkün. Burada yediğimiz tostlara hiç benzemeyen, oldukça dolgun ve doyurucu olan bu yiyecek, Ayvalık’ı sembolize eden en meşhur unsurdur
Sonuç olarak; eğer doğa, deniz ve manzara seviyorum diyorsanız, Ayvalık tüm güzelliklerini paylaşmak için sizleri bekliyor.
Kaynakça
Dilek Yalçın
Tek kelimeyle ŞAHANE olmuş. Şahane oğlum benim.
Seni çok seven annen :))
Müzeyyen Yalçın
Can’ım, biricik torunum… Daha 2 yaşındayken yazlığımızın bahçesinde çırılçıplak koştuğun günler geldi gözümün önüne… Şimdi o namütenahi Cennet Tepesi’nden bahsedişin, damaklarda eşsiz bir lezzet bırakan Ayvalık Tostu’ndan bahsedişin… Ne de çabuk büyümüşsün. Artık mezun ol, anan seni eversin, eli çantalı, boynu kravatlı bir memur ol ve buraya taşın oğlum. Evin tadilatı da bitti. Gözlerinden öpüyorum güzel gözlü torunum benim…