Geçen hafta tatile girmemiz ile soluğu İstanbul’da aldım ve yolum oldukça lezzetli bir Türk lokantasına düştü: Hacı Abdullah Lokantası.
Bir asırı aşan gelenek sloganı ile tanınan Hacı Abdullah Lokantası, 1888 yılında esnaf lokantası olarak kurulmuş ve ruhsatı bizzat 2. Abdülhamit tarafından verilmiş. Turistlerin de oldukça rağbet gösterdiği lokanta, şu an Atıf Yılmaz Caddesi’nde bulunmaktadır. Yerli ve yabancı konuklarına klasik Osmanlı-Türk tencere yemekleri sunmakla birlikte kompostolarında da oldukça iddialıdır.
Beyoğlu’ndaki şubesinde ikisi alt biri üst katta olmak üzere toplam üç salonda hizmet vermektedir. Yemekleri kadar dekorasyonu ile de dikkat çeken lokanta dar girişinden itibaren duvarlarında komposto-turşu kavanozları, meyve sepetleri, tablolar bulunduruyor ve konuklarına adeta görsel bir şölen yaşatıyor desem yeridir. Orta salona geldiğimde birbirinden leziz çeşit çeşit öyle yemekler ile karşılaştım ki o an insan masaya geçmeyi unutup ne yiyip ne içeceği telaşına düşüyor.
Yemeklere gelirsek biz patlıcanlı kuzu incik, yoğurtlu yaprak sarma, kuru fasulye, enginar ve humus tercih ettik; tatlı olarak da Özel Hacı Abdullah Haşhaş tatlısını denedik. Açıkçası patlıcanlı kuzu incik oldukça yumuşaktı ve ağızda dağılıyordu. Fakat yağı bana fazla geldi. Yoğurtlu yaprak sarma ve kuru fasulye bence oldukça başarılıydı. Zeytinyağlılarda ise enginarı da humusu da çok beğendim. Masaya getirilen ekmek sepetinde favori ekmeğim zeytinli oldu. Özellikle ekmekleri sıcak sunmaları çok hoşuma gitti. Son olarak tatlıyı garsonun önerisi ile seçtik ve bizi yanıltmadığı için buradan kendisine teşekkür etmek istiyorum. Açıkçası pek revani tipi tatlılarla aram yoktur ama Özel Hacı Abdullah haşhaşlı tatlısını çayımla afiyetle yedim.
Sonuç olarak, eğer benim gibi yolunuz Taksim-Beyoğlu civarına düşerse ve tencere yemeği yemek isterseniz hiç tereddütsüz Hacı Abdullah Lokantası’na gitmenizi tavsiye ederim.
Daha detaylı bilgi için: http://haciabdullah.com.tr/