Yazın belki de en özel, en yenilikçi ve en estetik olayı “Haute Couture” haftası bu sıcak havalara rağmen Paris’te moda rüzgarı estirdi. Her köşesinde en az on tane blogger görebileceğimiz kadar akına uğramış şehir bu yıl da namını korudu. Defilelerdeki yıldızlar geçidine birbirinden ilginç şovlar ve Vogue Partisi de eklenince, önümüzdeki yıl için uçak biletlerini şimdiden almak kulağa hiç de saçma gelmiyor.
Viktor& Rolf’ un Oyuncak Bebekleri
Hafta boyunca gerçekleşen sayısız etkinlik ve defileden en dikkat çekenlerin başında Michael Fassbender’ın baş rolde oynadığı Frank filminin Paris versiyonu Viktor& Rolf defilesi vardı. Modelleri oyuncak bebeklere dönüştürmeyi amaçlayarak yapılan kocaman kafa kasketleri defilenin odağında olsa da abartılı bomber ceketlerin, patchwork havasında geometrik motiflerin ve sanatsal kotların altına tercih edilen postalların da altta kalır yanı yoktu.
İki İkon Bir Karl
Hem Fendi’de hem de Chanel’de ağızları açık bırakan Lagerfeld, adeta Paris’e meydan okuyor Parizyenlik yarışında. Yün ceketler, şık şapkalar, seçkin ama bir o kadar da havalı renk paleti klasikleşmiş Chanel ruhunu üzerinde zaten taşısa da, Eyfel Kulesi’nin Grand Palais’e tekrar inşa edilmesi Lagerfeld’in Paris’le olan samimiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Fendi defilesi ise bir başka Paris klasiği “Jardin du Luxembourg”u (Lüksemburg Bahçesi) aratmadı. Sıkça kullanılan çiçekli işlemelerin yanında farklı motiflere ve desenlere de yer verilmesinin koleksiyonun etkileyiciliğini bir hayli arttırmasına rağmen, çiçekten yapılmışı andıran sepet çantalar hepsini gölgede bıraktı.
Modern Antoinette
Alexis Mabille de başka bir ikon olan Versailles’ı defileye taşımakta sakınca görmedi. Marie Antoinette’i 18. yüzyıldan alıp modern Parizyen bir kraliçeye dönüştürmeyi kendine görev bilmiş adeta. Bunu yaparken de modern bir saraylının nasıl siluetler, kumaşlar ve işlemeler tercih edeceği üzerine epey kafa yormuş olmalı.
Giambattista Valli ile Peri Masalı
Defileye katılımıyla bile damga vuran Celine Dion‘a ve zarafetten uzak topuklulara rağmen işlemelere ve kumaş seçimine bir de fonda çalan Vivaldi eklenince Valli, Petit Palais’de hedefi tam on ikiden vurdu. Özellikle yerlere kadar uzanan tasarımlarıyla, peri masallarını aratmadı.
Vahşi Doğada Bir Şehirli
70. yılını maskülen bir tavırla kutlamayı tercih eden Dior Evi, herkese hitap etmeye çalışan son derece zengin koleksiyonuyla görücüye çıktı. Vahşi doğa dekoruyla şehir hayatını birleştirmeye çalışırken “haute couture” hedefini biraz kaçırsa da, siluetleri ve kumaşlarıyla hazır giyime daha uygun bir defileydi. Fakat yine de o yılların Dior’u.
Görseller: www.vogue.com/fashion-shows/fall-2017-couture & www.chinadaily.com.cn/fashion/2016-07/08/content_26018546_11.htm