Ünlü Fransız moda tasarımcısı Hubert de Givenchy 91 yaşında hayatını kaybetti. Moda dünyasının efsane isimlerinden olan Givenchy’nin 10 Mart Cumartesi günü uykusunda yaşamını yitirdiği haberini arkadaşı ve eski defile tasarımcısı Philippe Venet doğruladı.
Hubert de Givenchy’nin çalışmaları
Givenchy centilmen tasarımcı kuşağının en önemli simgelerindendi. Paris’te kurduğu moda evinde müşterileri ile kişisel ilişkilerini genişletip tüm koleksiyonlarını kafasındaki spesifik kadınlara göre oluşturdu.
Audrey Hepburn, Grace Kelly,Guinness-Grimaldi aileleri ve Jackie Kennedy gibi önemli isimleri giydirerek altın çağ için zamansız bir stil oluşturdu. En unutulmaz tasarımı Audrey Hepburn’in “Breakfast at Tiffany’s,” filminde giydiği siyah mini elbiseydi.
İlk moda şovunu sergilediğinde yalnızca 24 yaşındaydı ve büyük yankı uyandırmayı başardı. Çok geçmeden yeni yükselen bir yıldız olan Audrey Hepburn’in dikkatini çekti. Hepburn, Givenchy’nin yeni nesil tasarımlarından öylesine büyülenmişti ki rol aldığı her filmde kıyafetlerinin onun tarafından tasarlanmasında ısrarcı oldu. Hepburn yapmış olduğu bir açıklamada, birlikte çalıştıkları süre boyunca ona rolünü yaparken özgüven veren şeyin Givenchy’nin tasarımları olduğundan bahsetmişti.
“Küçük bir siyah elbise gerçekleştirmesi en zor şeydir, çünkü onu sade tutmalısın” -Givenchy
1961 yılında Hepburn ve Givenchy, sinematik modanın en unutulmaz görüntüsüne imza attılar. “Breakfast at Tiffany’s,” filminde Holly Golightly isimli karaktere hayat veren Hepburn, ihtişamlı 5. cadde kuyumcusuna yaklaşırken giydiği oversize güneş gözlükleri, 4 sıra halinde ışıtılı inci kolyesi, uzun gece eldivenleri ve siyah Givenchy elbise-beli saran,omuz dekolteli- kombinasyonu ile başka bir dünyadan geldiğini düşündürecek kadar zarifti. Kuşaklar boyunca genç kadınların hayal ettiği büyük şehirdeki ihtişamlı hayat figürü, Hepburn’in Holly karakterindeki görüntüsü ile anıldı. Unutulmaz elbise, 2006 yılında Londra’da bir hayır kurumuna yapılan açık arttırma ile 923.187 dolara satıldı.
Balenciaga ilhamı
1953 yılında Givenchy, yaratıcı idolü Cristobal Balenciaga ile tanıştı. 10 yılı aşkın süredir farklı markalarda çalışmalarına rağmen Givenchy Balenciaga’dan büyük ilham aldı ve onu mentorü olarak gördü.
Katı bir protestan olan Givenchy yeteneklerini Tanrı’dan bir hediye olarak gördüğünü ifade etse de Women’s Wear Daily’e vermiş olduğu röportajda türkçeye çevirisi epey bir zor olan “Balenciaga was my religion. Since I’m a believer, for me, there’s Balenciaga, and the good Lord.” ifadesine yer vermişti. Givenchy’nin Balenciaga aşkı hiçbir zaman son bulmadı. Cristobal Balenciaga kurumunun kurucu başkanıydı ve Getaria,İspanya’da Balenciaga adına bir müze açtı.
Givenchy stili
Kıyafetlerine işlenmiş ince renk armonisi ve kontrast uyumu Givenchy tarzının farkını yarattı. Paris’i moda dünyasının başkenti haline getiren ve zerafet sembolünü temsil eden Givenchy 1957 yılında Audrey Hepburn adına ürettiği L’interdit markası ile parfüm piyasasına başarılı bir giriş yaptı. Kıyafetlerinde olduğu gibi parfümünde de feminen ve sade harmoniler kullanan Givenchy, parfüm alanında da moda kadar başarılarını devam ettirdi.
Kaynakça
www.newyorker.com/culture
www.theguardian.com
www.grazia.com.au
www.onlydopefashion.com