Anahtar Deliği Serisi – 3 “Yeniden Başlamak İçin Güzel Bir Zaman”

Yeniden başlamak için güzel bir zaman
Devam etmek için, selam vermek için
Davranmak için çok doğru
Anlamaya çalışmak içinse geç değil

Geçmiş günlerin ardında kalan ne varsa
Söylenmemeye yüz tutmuş bir iki söz belki
Hepsi köşe başından gözlerken geri dönüşleri
Başka bir yola sapmak için güzel bir zaman

Aklımın kelepçelerinde şimdi ellerim
Yolu bilip de kaçamadığım hangi hapishanemde
Hangi ben tuttuysa beni köşede
Yavaşça bırakıyor kuşlarımı özgür göklerine

Y.Aşık

***

Hayatı döngüler içerisinde görmek… Bilmediğin o sisli yolun diğer ucuna aklındakileri koymak sadece. Hayali yarınlarla kendini avutmak ya da yarınını da tutsak etmek geçmişine. Zamanın tadını kim çıkarabilmiş ki zaten? Hangi döngüde ya da hangi doğrusal çizgide yaşamış insan ömrünü? Her güne uyanmanın tek referansı güneşin doğmasından emin olmak mı olmalı, yoksa bilmediğimiz yarını yaşamak üzere yeniden başlamış olma hissi mi?

Bence her şeye yeniden başlayabiliriz aslında. Henüz yaşamadığımız bir şeye, yaşamaktan kaçındığımız ya da kıyısından döndüğümüz bir şeye. Her fırsatımız olduğunda tekrar bir yol belirlemek için bir adım atıyoruz. Hepimizin bildiği bu basit akışta durup bunu tekrar görmek istedim bugün. Bugün belki kendimize çizdiğimiz sınırlarımız içinde dolanıyor, aklımızın kelepçelerinin ağrıttığı yerleri ovuşturuyoruz; ya da çoktan bu sınırlar içerisinde oturur pozisyona geçtik. Sahi esaret nedir? En iyi bir başkası mı hapseder sizi, yoksa kendiniz mi?

Yeni bir kapının başındayım bir süredir. Bir süredir adım atmaya karar vermeye çalışıyorum, belki de şimdi farkına varıyorum. Çoğu zaman biliyorum ki bir gün elimize bir tükenmez kalem alıp pervasızca çizdiğimiz o çizgiler içinde dolanmaya başlayabiliyoruz. Farkına vardığımız o “yeniden” başladığımız günleri bekliyor gibi zaman. Sanki bir olmuş da bütün döngüler bu noktayı bekliyor. Yine geri döneceğimiz yer burası mı peki? Mecbur olmak kime sahi, kendi kendini mecbur eder mi insan?

Kurallarını yazdığımız ve bazen geri dönüp güncellemeyi unuttuğumuz mecburiyetlerimiz var. Tanımlarımız var mesela en basitinden, bir başkasının ağzından çıkan kelimeleri onun sınırlarına; kurallarına göre yorumlayıp anladığımız. Sahi biz gerçekten karşıdakini duyuyor muyuz olduğu gibi? Yoksa kendi sözlüğümüzden mi anlam kazanıyor sadece?

Yenilemek, yeniden başlamak, başka kapıları zorlamak gerekiyor bence bazen. Çoğu insan evini arar, bulduysa sahip çıkmak ister, ya da kaybettiyse artık hiç bulmamak ama hep başını çevirmek zorunda kalarak yaşar gördüğü bütün evlere. En küçük halkamıza çekildiğimizde bizimle aynı yaşta olmayan biri gibi tarihi geçmiş kurallarımız bize emirler yağdırmaya başladığında “doğruyu”, daha önceki bir “ben”in doğrusunu yaşamaya başlıyoruz gibi hissediyorum. Sadece bunu anlamak istiyorum bugün, düne göre mi yaşamalı, yarına mı, yoksa şimdiyi mi kılavuz almalı?

Kafanızda bu dizeler arasında kendinizi dinlerken duyduğunuz şeyleri bilemem, ama benim duyduğum tek şey kendi içimde kurduğum düzeni tozlu bırakmamam gerektiği oluyor. Belki yeniden başlamak için güzel bir zaman şimdi, anlamak için de geç değil. Devam etmek, selam vermek ya da en önemlisi davranmak için doğru belki de.

Leave a Reply