Bugünlerde hepimiz bir insan ömrüne denk gelebilecek en enteresan şeylerden birini yaşıyoruz. Bir yıldır içinde olduğumuz pandemi günlerinde herkes evinde bir şekilde kendini oyalamak, iyi hissetmek ve içine dönmek için çeşitli aktiviteler, hobiler geliştirdi. Çoğu insan da bu amaçla yeni şeyler keşfetmeye yöneldi; kimi yeni bir spora başlarken kimi el işleriyle ilgilenmeye başladı. Sosyal medyada ise en çok gördüğümüz şeylerden biri meditasyonlar; kendimizi iyi hissetmek belki de sadece kendimize özel bir an yaratmak için daha sık meditasyon yapılmaya başlandı. Çok duyulmamış, henüz ülkemizde yeni yeni yapılan ama bir o kadar değişik bir deneyim olan Kakao Seremonisi’nden bahsedeceğim sizlere.
Kakao, Orta ve Güney Amerika, Afrika’da yetişen, binlerce yıldır tıbben kullanılan bir bitkidir. Bu topraklarda yaşayan insanlar kakaoyu kutsal görmüş ve kakao aracılığıyla tanrılarıyla iletişim kurabildiklerini düşünerek kakaoya “Tanrıların Yiyeceği” adını vermişler. Kakao meyvesinin insanlar tarafından kullanmasının 5.000-15.000 yıl süresinde olduğu düşünülüyor ancak en eski arkeolojik kalıntı M.Ö. 2.000 yıllarından kaldığı düşünülen ve kakaonun içiminde kullanılan toprak bir kap.
Tanrıların yiyeceği olarak bilinen kakao, hem günlük hayatta hem de özel zamanlarda birçok farklı şekilde kullanılmıştır. Çok kıymetli olması nedeniyle bir dönem para olarak kullanılmışken aynı zamanda evlilik törenlerinde eşlerin birbirine sadakatlerinin simgesi olarak birbirlerine hediye etmiş oldukları bir bitki. Tüm bunların yanı sıra içeriğindeki birçok bileşen sayesinde tıbben de kullanılmış ve bugün de bireyin bedenine iyi geldiği, vücudun bağışıklığını arttırdığı bilinmekte.
Seremoniyel şekilde kullanılan kakao kendi içimize yolculuk yapmamızı, öz sevgimizi fark etmemizi, farkındalığımızı arttırarak kişisel gelişimimize yardım eder. İçimizdeki yolculuğun yanı sıra fiziksel anlamda da bize iyi gelir.
Yaklaşık 3 saat süren bu yolculuk kendinize zaman ayırmanız için eşsiz bir deneyim.
Kaynakça:
