Merhabalar. Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İsmim Mehmet Aybaş. Uluslararası İlişkiler son sınıf öğrencisiyim. TED Ankara Koleji mezunuyum.
Değişim Programı ile hangi ülkeye gittiniz? Bu ülkeyi tercih etmenizin özel bir sebebi var mıydı?
Başından beri Avrupa’da en çok görmek istediğim ülke Almanya olduğu için orayı tercih ettim.
Seçtiğiniz bu ülkenin beklentilerinizi karşıladığını söyleyebilir miyiz?
Kesinlikle karşıladı. Diğer ülkelere de çeşitli seyahatler yaptım; fakat Almanya’nın Avrupa’daki en güvenilir ve yaşam bakımından en ucuz ülke olduğunu söyleyebilirim.
Gittiğiniz ülkede herhangi bir uyum sorunu yaşadınız mı?
Gittiğim şehirde, ilk başlarda Almanca’yı iyi bilmemem ufak sorunlar yarattıysa da daha sonrasında hepsini atlattım. İlk iki haftadan sonra hiçbir uyum sıkıntım olmadı.
Program süresince ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Bürokrasi ve sosyal yaşam oldukça farklı. Bizim ülkemizde kabul ettiğimiz değerler ve bürokratik konular, Almanya’da farklılık gösterebiliyor. Ancak, bunlar kesinlikle öyle çok önemli sorunlar değil. Biraz özen gösterilirse, kolayca üstesinden gelinebilir.
Bu süreç içinde yaşadığınız en ilginç anı neydi?
Uçağım daha İstanbul’da iken rötar yapmıştı ve ben Berlin’den gideceğim yere tren biletimi de önceden almıştım. Havaalanından çıktığımda, trenin kalkmasına sadece 13 dakika vardı. Hemen bir taksi aradım ve daha tek kelime Almanca bile söylemeden bir Türk taksici geldi. Arabasına bindiğimde, aracın korsan taksi
olduğunu fark ettim. Adam beni tam zamanında trene yetiştirmişti. Oldukça değişik bir anı oldu benim için.
Gittiğiniz ülkedeki eğitimi Türkiye’deki eğitim ile karşılaştıracak olursanız, neler söyleyebilirsiniz?
Bilkent Üniversitesi, gittiğim üniversitenin eğitiminden çok daha iyi bir eğitim sunuyor; ama üniversitenin eğitim dilinin Almanca olmasına rağmen, açılan İngilizce derslere katılan Almanların gerçekten çok üst seviyede bir birikim ve kültüre sahip olmaları gerçekten dikkat çekici bir durumdu.
Yaşadığınız bu tecrübe hayatınıza ne kattı?
Kesinlikle hayatımın en büyük tecrübelerinden biri olarak adlandırabilirim. Değişik milletlerden bir sürü arkadaşım oldu, onların hayat görüşlerini bakış açılarını gördüm, görmek istediğim şehirleri gezdim, ve gerçekten Avrupa’ya gitmenin bambaşka bir deneyim olduğunu anladım.
Eğer tekrar bu programa katılacak olsaydınız, yine aynı ülkeyi tercih eder miydiniz?
Kesinlikle. Daha önce de bahsettiğim gibi Almanya Avrupa’nın en güvenilir ve yaşamı en ucuz ülkesi. Tarihlerinin de getirdiği bazı sonuçlardan ötürü düzen ve güvenlik onlar için çok önemli; ama bu kesinlikle insanların hayatına müdahale anlamına gelmiyor. Ayrıca eğlenmeyi ve boş zamanlarını gerçekten sosyal olarak geçirmeyi çok iyi bilen insanlar. Bu sebeplerden dolayı tercihim yine Almanya olurdu.
Son olarak, gittiğiniz ülkeyi tercih etmeyi düşünenlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Öncelikle Almanya dünyada en fazla tren ağına sahip olan ikinci ülke. Gidenlerin yapması gereken ilk şey tren tariflerini ve indirimleri her an takip etmeleri. Ayrıca mutlaka çok değişik aromalı biralarından ve patateslerinden de tatmalılar. Hayatı kolaylaştıracak birçok unsur da Almalarda mevcut. Üniversitelerin öğrenci topluluklarında görev alanlar da oldukça yardımseverler. Sadece Erasmus’un tadını bolca çıkarsınlar, verebileceğim en önemli tavsiye bu.