Bilindiği üzere fakülte temsilciliği seçimleri yaklaşıyor. Seçimler 13, 14 ve 15 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Bu bağlamda, bazı fakültelerde seçimler yenilenecek. Bu fakültelerden biri de Hukuk Fakültesi. Genelde seçimlerin çekişmeli geçtiği ve katılım oranının diğer fakültelere nazaran hayli yüksek olduğu Hukuk Fakültesi temsilcilik seçimlerinde, bu sene 4 aday var. Bu adaylardan biri de seçimlerde bağımsız aday olarak yarışacak olan Bilkent Hukuk Çalışmaları Kulübü Başkanı Muhammed Yasir Şen. Seçim süreci sloganı olarak, “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” anlamına gelen Fransız Devrimi’nin meşhur sloganı, “Liberté, Égalité, Fraternité”yi seçen Muhammed Yasir ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu söyleşi için kendisine teşekkür ediyor ve temsilcilik yolunda başarılar diliyorum. Keyifli okumalar.

Muhammed Yasir Şen - Halil Akbulut

Muhammed Yasir Şen – Halil Akbulut

GB: Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

2009 yılında Aydınlıkevler Anadolu Lisesi’nden mezun oldum ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydımı yaptırdım. Hazırlıkta geçirdiğim bir yılın ardından 2011 Güz Dönemi’nde arkadaşlarım ile birlikte kurduğumuz ve hala faaliyetlerine devam eden Bilkent Üniversitesi İnsan Hakları ve Özgürlükleri Kulübü’nün Kurucu Genel Sekreterliği görevini iki dönem boyunca yürüttüm. O sıralar hepimiz bölüme yeni geçmemize rağmen gerçekten çok gayretli bir ekiptik. Daha sonra meslek alanıma daha fazla hitap etmesi dolayısıyla İnsan Hakları ve Özgürlükleri Kulübünden ayrılarak Bilkent Üniversitesi Genç Hukukçular Kulübünde çalışmaya başladım. Güz dönemi boyunca Bilkent Genç Hukukçular Kulübünde Genel Sekreterlik görevini yürüttüm. Bu dönemin başında Genç Hukukçular Kulübünden ayrıldım. Ayrıldıktan sonra fakülte arkadaşlarımla birlikte Bilkent Üniversitesi Hukuk Çalışmaları Kulübünü kurduk. Bu kulübün Kurucu Başkanlığına seçildim ve hala bu görevi yürütüyorum. Üniversitede yürütmüş olduğum bu görevlerin yanı sıra üniversite dışında da çeşitli görevlerde bulundum. Halen devam eden çalışmalarım da var. 2012 Güz Dönemi’nde üye olduğum ELSA/Ankara (The European Law Students’ Association)/Avrupa Genç Hukukçular Derneği Ankara Şubesi’nin 2012-2013 yılı Genel Sekreterliği görevine getirildim. Geçen sene Bilkent Üniversitesi de dahil olmak üzere birçok üniversitede yürütülen Strasburg-Paris Democracy 101 Projesi’nin Bilkent Üniversitesi Koordinatörlüğünü yaptım. Bu sene TPE (Türk Patent Enstitüsü) ve EPO (European Patent Office) tarafından başlatılan Patent Bilgisi Tanıtım ve Yaygınlaştırma Projesi kapsamında kurulan Üniversiteler Öğrenci Kulüpleri Temsilciler Konseyi’ne katıldım.

 

GB: Neden Hukuk Fakültesi Temsilci Adayı oldunuz?

Hukuk fakültesine kayıt yaptırdığım 2009 yılından bugüne kadar fakültemiz genelinde ve müfredatında yapılan birçok değişikliğin sonucunda, fakülte öğrencilerinin çeşitli sıkıntılar ile karşı karşıya kaldığına şahit oldum. Bu konuda acil ve elzem bir şekilde çalışma yapılması konusunda hemfikir olduğum arkadaşlarım ile bir çalışma başlattım. Ancak bu çalışmayı yapmaya yetkili olan asıl makamın fakülte temsilciliği makamı olması hasebiyle adaylığımı açıklamaya karar verdim. Temsilci olmam durumunda bu konuda arkadaşlarım ile yapmış olduğum çalışmayı ilgili mercilere yetkili kişi olarak sunmayı düşünüyorum.Fakültemiz ile alakalı bu çalışmayı yapmanın yanında fakültemizi markalaştırmak ve bizleri donanımlı birer hukukçu yapmak için de çeşitli projeler yapmayı planlıyorum.

GB: Sizce fakültenizin çözülmesi gereken ne gibi sorunları var?

Bir kere burası bir üniversite, yani temel kitle olarak öğrencilerin bulunduğu ve hizmet gördüğü ya da görmesi gerektiği bir ortam. Dolayısıyla siz idare olarak öğrencilerin istek ve taleplerini de göz önünde bulundurmak zorundasınız. Ben öğrencilerin memnuniyetinin esas alınması gerektiğine inandığım bir ortamda çevremdekileri ve fakülte arkadaşlarımı mutsuz görüyorsam, bu noktada bir ya da birden fazla sorun var demektir. Devamsızlık sorunu, finallerin yüzdesinin % 40’a indirilmesi, rapor ve akademik izinlerin devamsızlığa etki etmemesi, bursların kesilmesi için sürenin 7 yıldan 5 yıla düşürülmesi gibi. Ancak sorunlar bunlarla bitmez bunlar sadece benim şimdilik aklıma gelenlerden birkaçı.

GB: Peki, bu sorunları çözmek için ne gibi projeler öngörüyorsunuz?

Bu sorunları çözmek için benim önceden attığım adımlar vardı. Daha önce de bahsettiğim gibi biz oturduk arkadaşlarımla ne kadar senato kararı, yönetmelik, dekanlık kararı varsa okuduk. Bunların yanında hocalarımızla, arkadaşlarımızla konuştuk; onların sıkıntılarını ve şikayetlerini temellendirerek bir rapor oluşturduk. Temsilci olmam durumunda bütün bu sıkıntıları anlatan raporumuzu Sayın dekanımıza ve rektörümüze teslim etmek için bir Bilkent Çalıştayı planlıyorum. Bu çalıştayı da özellikle Dekan Bey’in ve Rektör Bey’in katılımları ile yapacağız ki öğrenciler çalıştayda sorularını sorsunlar ve yanıtlarını alabilsinler.

GB: Diğer adaylar da büyük ihtimalle benzer sorunları teşhis etmişlerdir ve çözümü için bazı projeler öngörüyorlardır. Fakülte öğrencileri neden size oy vermeliler? Sizi diğer adaylardan farklı kılan şey ne?

Diğer adayların aksine ben sadece üniversite içinde değil üniversite dışında da üniversitemizin markalaşması adına fakültemizin adını duyuracak projeler yapmayı planlıyorum. ELSA Bilkent’te diye bir projemiz var. Avrupa’da 41 ülkede 300’e yakın şubesi bulunan Avrupa Genç Hukukçular Birliği’nin Türkiye’de üniversiteler bünyesinde ilk bürosunu Bilkent Üniversitesi’nde açmayı planlıyorum. Bu konuda ELSA/Ankara Genel Sekreteri olmamdan dolayı da bu, Bilkent Hukuk Fakültesi’nin eline geçmiş bir fırsattır diye düşünüyorum. Bunun yanında Türk Patent Enstitüsü ve European Patent Office ile ortak yapmayı düşündüğüm projeler var. Bu konuda yurtdışı staj imkanlarından çalıştaylara kadar yapılacak her proje için yetkili bir mercide bulunuyorum. Görüldüğü üzere benim projelerim sadece vaat değil, aynı zamanda yapmış olduğum çalışmalar ve bu konudaki geçmiş tecrübelerim beni diğer adaylardan farklı kılıyor. Aslında daha anlatılacak çok projem var; ancak şimdilik bu kadar olsun. Geri kalanını zaten adaylar için verilen tanıtım süresi içinde tüm fakülte öğrencilerine anlatmaya çalışacağım.

Bilkent Hukuk Çalışmaları Klübü, geçen hafta Yasama Eğitim Progarmı çerçevesinde TBMM'deydi.

Bilkent Hukuk Çalışmaları Kulübü, geçen hafta Yasama Eğitimi Programı çerçevesinde TBMM’deydi.

GB: Hukuk fakültesinde temsilcilik seçimleri genelde çekişmeli geçiyor ve seçim propagandası genelde ideolojiler üzerinden yürütülüyor. Bu seçimde de dört aday var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ne yazık ki bu konuda fakültemiz için söylenenlerin çoğu doğru. Aslında hukuk fakültesinin mantığına ters bu tarz şeyler. Hukukçu dediğin hakkaniyetle bakmalı, çalışana çabalayana oy vermeli. Yani o koltuk sadece oturmak için değil hatta belki oraya gelen kişinin oturmaya bile vakti olmamalı. Ancak bizim fakültemizde zaman zaman durumun bunun tam tersi olduğunu ve daha önce bu konularda çalışma yapmamış, tecrübesi olmayan kişilerin temsilci olması için uğraşıldığını görüyoruz. Şimdiye kadar ne yazık ki bu durumdan hep fakültemiz öğrencileri yani bizler zararlı çıktık. Temenni ederim ki bu sefer hakikaten çalışacak, tecrübeli birisi temsilci olsun; çünkü hfakültemizin artık gerçekten bir değişime ihtiyacı var.

GB: Peki, sizce kazanma şansınız ne? Beklentiniz nedir?

Aslında bunu merak eden çok kişi var. Zaman zaman yakın çevremden ve fakülte arkadaşlarımdan da bu soruyu duyuyorum; fakat bizim anket yaptırmak gibi bir lüksümüz yok. O yüzden şansım ne kadar diye tahmin etmem biraz zor. Ancak güçlü bir aday olduğumu biliyorum. Zaten benim çalışmalarımı bilenler de bunu takdir ediyorlar. Bazı arkadaşlar da favori aday olarak söylüyorlarmış beni, böyle söylenmesi de çok güzel bir şey. Ancak önemli olan seçim sonuçları. Umarım hiç kimsenin emeğinin zayi olmayacağı bir seçim atlatırız.

GB: Kazandığınız takdirde, bahsettiğiniz projelerin hayata geçme ihtimali nedir? Farklı bir Bilkent Hukuk Fakültesi vaat ediyor musunuz yoksa genelde olduğu gibi, bu tarz sözler yine havada mı kalacak?

Dediğim gibi ben çeşitli dernekler ve kurumlar aracılığı ile bazı yetkilere sahip birisiyim. Bu yetkiler çerçevesinde planlamış olduğum projelerin hepsini gerçekleştireceğim. Bu projeler daha çok benim girişimciliğime bağlı şeyler. Mesela; ELSA Bürosu açmak ya da TPE ve EPO ile ortak etkinlikler düzenlemek gibi. Zaten sırf seçimi kazanmak için de tutamayacağım, yapamayacağım vaatler vermiyorum. Ancak bazı sıkıntılar var ki onları çözmek sizin tek başınıza elinizde olmuyor. Bunlar daha çok yönetmelik ve senato kararı ile gelen sıkıntılar; ama ben bu sıkıntıları çözmek için de elimden gelenin en iyisini yapacağım. Bu konuda idare ile her türlü görüşmeyi yapacağım. Zaten elimde önceden hazırlamış olduğum bir yol haritam da var.

GB: Peki, sizce fakülte öğrencileri de seçimlere sizin yüklediğiniz kadar anlam yüklüyor mu? Eğer fazla önemsemiyorlarsa bunun nedeni ne olabilir?

Bazılarının çok önemsemediğini görüyoruz. Özellikle adaylardan dahi sembolik olarak görenler var. Bence böyle değil. Şimdiye kadar zaten temsilcilik sadece sembolik bir seçimden ve bir koltuktan ibaret görüldüğü için bu duruma geldik. Ben bu seçimi sembolik görenlerin sayısının çok az olduğuna inanıyorum; çünkü artık fakültemiz öğrencilerinin memnun olmadığı düzenlemeler ile alakalı sıkıntılarını gidermek için çok fazla yolu kalmadı. Temsilcilik de bu yollardan birisi. O yüzden bu sefer bunun bilincinde olacaklarını düşünüyorum.

Leave a Reply