10 Ekim Cumartesi günü, hain ve korkak bir saldırıyla gökyüzü kana bulandı. Kadın, erkek, çocuk birçok barış savaşçıları hayatlarını kaybetti. Türkiye’de 3 gün yas ilan edildi. Anneler ağladı, ağıtlar yakıldı. “Hangi gözyaşı akan kanı temizleyebilirdi artık kirli ellerden, hangi ağıt silahların, bombaların seslerini bastırabilirdi? Sahiden barış savaşçıları mıydı?” gibi birçok sorular soruldu. İrfan Değirmenci’nin de dediği gibi, acı o kadar derine indi ki ne bir tartışmaya ne bir savunmaya gücü kalmadı kimsenin. 9 yaşında Muhammet Veysel, 70 yaşındaki Meryem Ana, Öğretmen Osman Turan ve daha nice barış elçisi hiç şüphesiz artık tartışmaya uygun değil…
Bilkent Üniversitesi öğrencileri de Türkiye’nin, hepimizin acısını, tepkisini dün(12 Ekim) katledilen canlar için insanlık nöbeti tutarak gösterdi. Tepkiler; barış şehitlerini anmak, katliama sessiz kalmamak ve hala burada olduklarını göstermek için dile geldi ve yok edilmeye çalışılan insanlık için 5 saat insanlık nöbeti tutuldu.
“Ekilir ekin geliriz
Ezilir un geliriz
Bir gider bin geliriz
Bizi vurmak kurtuluş mu?”
Bu dizeler düne dair söylemlerden, etkinliğe dair kareler ise aşağıda yer almakta: