Onlar dört kişiydiler: Ecevit, Bilal, İbrahim ve Zeki.

Kuyubaşı’nda yaşayan çok yakın arkadaşlardı, hatta kardeşlerdi. Bir de bu dörtlünün gözbebeği olan Ahu vardı. Bu beş arkadaş, çocuklukları boyunca beraberlerdi. Bilmedikleri; bu çocukluklarının hayatlarına mal olacağıydı.
Hikâyemiz, bu beş arkadaşın çocukluk günlerine kadar iniyor ve Bilal’in sünnet olduğu günde başlıyor. Bilal sünnet olmaktan korktuğu için ekibin en büyüğü olan Ecevit’e ‘Biz arkadaş değil miyiz? Birbirimize yardım etmemiz gerekmez mi?’ diye sorar ve Ecevit, bunun üstüne İbrahim’i ve Zeki’yi de yanına alır ve Bilal’i evden kaçırırlar. Yolda da Ahu’yla karşılaşırlar ve Ahu da onlara katılır. Bu arada, Ahu ile Ecevit çocukluktan beri birbirlerini sevmektedir. Tatlıcının önünden geçerken, Bilal dayanamaz ve çocukları ikna eder; kaçırırlar tatlıcının baklavalarla, tatlılarla dolu arabasını. Arabayı süren Ecevit, bir süre sonra kenara çeker ve çocuklar için artık tatlı yeme zamanıdır! Yalnız unuttukları bir şey vardır: El freninin çekilmiş olmaması. Bir süre sonra çocuklar arabanın yokuş aşağı indiğini farkederler ama artık çok geçtir. Yokuş aşağı inen araba karşıdan karşıya geçen sağır bir amcaya çarpar ve amca olay yerinde hayatını kaybeder. Olayın şokuyla taş kesilen çocuklar Ahu’yu hemen oradan uzaklaştırırlar ve yaptıkları bu çocuksu ve masum hatanın cezası olarak çocukların kaldığı cezaevine gönderilirler.

Daha ilk günden cezaevindeki çocuklar ve görevliler tarafından acımasızca dövülen, aç bırakılan ve hücreye kapatılan bu dört arkadaş; yoğun işkenceler görür, ancak cezaevindeki bitmek ve geçmek bilmeyen ceza süreleri dolduğundan artık ayrılma zamanı gelmiştir.
Dördü birden aralarında anlaşarak hapisten çıktıktan sonra birbirleriyle irtibatı kesecekleri konusunda birbirlerine söz verirler çünkü her şeyi ancak bu şekilde unutabileceklerini düşünmüşlerdir.

Aradan tam yirmi yıl geçer: Ecevit çok başarılı bir avukat olur, Bilal ve İbrahim bir oto yıkama dükkânı açar ve Zeki ise şoförlük yapmaktadır. Bir gün, Zeki arabasında götürdüğü müşterinin onlara işkence eden çocuklardan biri olduğunu anlar ve arabayı kenara çekip adama bir el ateş eder. Televizyonlara haber konusu olan bu olayı; Ecevit, Bilal ve İbrahim de görmüştür ve bu dört arkadaşın yirmi yıl önce ayrılan yolları tekrar kesişir. Daha sonra bir araya gelerek onlara bunları yapanlardan teker teker intikam almaya karar verirler.

Aşk ve Ceza dizisinden Murat Yıldırım, Ezel’den Sarp Akkaya ve Kavak Yelleri’nden Aslı Enver’in başrollerde oynadığı Suskunlar; gerek hikâyesi, gerek oyuncu kadrosu ve müzikleriyle seyirciyi etkisi altına almayı başarmış gibi görünüyor.

Suskunlar, hayatta her şeyin tozpembe olmadığına dair; geçmişin ve geleceğin acılarını, pişmanlıklarını başarılı bir şekilde anlatan ve izlenmesi gereken yerli dizilerden bir tanesi.
Perşembe akşamları Show Tv’de saat sekizde izleyebilirsiniz.
Herkese şimdiden iyi seyirler.

Leave a Reply