Derdim ne bilmiyorum. Kalem kağıda sarılmayı bir borç bilirim yine şu akşamdan kalma sabahlara ağrılar içinde uyanan yüreğime… Samanlı kağıtlar ve titreşimlerini her kağıda dokunuşumda hissettiğim kalemin yerini hiçbir şey tutamasa da, içimdeki yazma aşkını öldüremeyecek kadar doldum bu gece.
Nedendir bilinmez içimdeki dinmek bilmez fırtınalar. Nedendir bilinmez hala sana bakışlarımdaki bu duygusallığım… Anlayamadığım bir şeyler var içimde, sanki bu defa zamanın dişli çarkları akıttıkları zehri bile durdurdular birkaç günlüğüne.
Dolunay mı? Bilmiyorum… İçimdeki yakarışları dışa yansıtamamak mı? Olabilir… Peki, canımın yanması nedendir bu kadar; bakışlarının doluluğundan mı, yoksa bana bakarken o içinde kaybolduğum gözlerinin bir daha öyle bakmayacak olmasının farkındalığından mı? Beceremedim ben oynamayı belki de, beceremedim o şarap tadındaki dudaklarında sarhoş olmayı…
Becerememekten midir canımın yanması yoksa aslında seni ne kadar yakınıma almış olduğumun farkındalığından mı? Soğuk ellerimin olması mı daha acı yoksa o soğuk ellerimi senin alnına yaslayamamak mı?
Sorularım var bu gece ey sevgili! Duy isterdim, anla yakarışlarımı ama anlatamam ki sana içimde kopan fırtınaları… Çünkü öğrettin bana sonu olmayan şeylerin, yasak meyveler kadar tatlı olsa da, yaşanmaması gerektiğini… Sonunu düşünürken bir anda zincirlerinden kopan ruhumun kelepçelerini bir bir verdin elime, sana yaklaşmaya çalıştığım her seferinde…
Her insan kaderini kendi kalemiyle şekillendirirmiş ya hani, ben onu beceremedim sanırım. Çünkü yorgun, birkin ve bitap bir haldeyken, gözlerim en koyu kızıllarla boyalı… Çünkü ölmüş, sürgün ve tutsak bir haldeyken, yediveren güllerim ayrılık sarısıyla boyalı…
Ellerim, defalarca sarı ellerim, defalarca keder dediğim ellerimse; en koyu siyahlarla bezeli… Sen gittin diye sevgili… Ben gidemedim diye… Ben bitirirken, kalbim kırıldı diye… İçimdeki susmak bilmez şeytanların, ismini her duyduğumda ürpermesine ve kükremesine rağmen, gözlerinin acımasızlığına şahit oldum diye… Çünkü biz bittik ama ben hala o bıraktığın yerdeyim diye…
Sanırım yapamıyorum bazen Sevgili… Sen gittin, ben gidemedim diye…