Bugün 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar günü!
Dünya’ya her dalda iz bırakmış, alanlarında inanılmaz başarılar sağlamış kadınları, film yapımcıları elbette unutmuyorlar. Dünya’ya iz bırakmış kadınları, mücadelelerini, hayatlarını konu eden filmlerin bir kaçına göz mü atsak?
FRIDA
Meksikalı dahi ressam Frida, sürdürdüğü yorucu ama oldukça çarpıcı yaşamıyla resim sanatının en önemli isimlerinden olmuştur. Feminist ve güçlü yapısıyla hayat boyunca çektiği sıkıntıları resmine yansıtmış, resminin de baş unsuru olarak sık sık kendisini kullanmıştır. Genç yaşında geçirdiği trafik kazasından sonra tüm ömrü boyunca sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalmış, acılarıyla beslediği resimleri resim sanatına yeni boyutlar kazandırmıştır. Kimileri tarafından sürrealist olarak kabul edilen Frida Kahlo’nun yaşamını anlatan “Frida” filminde ressamı, Salma Hayek oldukça başarılı bir şekilde oynamış ve Oscar’a aday olmuştur. Böylesine dolu bir yaşamın hakkını vererek çekilmiş filmi 6 dalda Oscar’a aday olup, ikisini kazanmıştır.
DEMİR LEYDİ
İngiltere’nin Demir Leydi lakaplı Avrupa’nın ilk kadın başbakanı Margaret Thatcher’in erkek hegemonyası altında, sınıf ve cinsiyet mücadelesi içinde verdiği güç savaşının anlatıldığı film “Demir Leydi”, Akademi Ödüllü Merly Streep tarafından mükemmel bir oyunculukla taçlandırılmış. 20. Yüzyılın en etkili kadınlarından biri olan Margaret Thatcher bir kadın olarak erkek parmağında oynayan siyasette kendine yer bulmakla kalmayıp, aldığı kararlarla oldukça eleştirilmişti de.
KALDIRIM SERÇESİ
Marion Cotillard’ın performansıyla Oscar, Altın Küre ve Bafta ödüllerini kucakladığı, Fransa’nın en sevilen sanatçılarından Edith Piaf’ın yaşamının konu edildiği “Kaldırım Serçesi” Piaf’ın yaşamı kadar renkli, hüzünlü ve masum. İnanılmaz şarkıları ve sesiyle sadece Fransa’yı değil dünyayı kendisine hayran bıraktıran Kaldırım Serçesini Cotillard tüm hakkını vererek oynamış, bizlere de bu muhteşem yaşamı ve sesi severek izlemek kalıyor.
SAATLER
Feminist yazar Virginia Woolf’un hayatından ve başyapıtı Mrs.Dalloway’dan yola çıkılarak yazılmış kitabın, sinemaya nefis bir şekilde uyarlanmış filmi “Saatler”. Başroller de Nicole Kidman, Julianne Moore ve Merly Streep’in oynadığı filmde Kidman’ın Virginia Woolf olabilmek için geçirdiği değişimi görmek gerekir. İyi düşünülmüş kurgusuyla “Saatler” hem Woolf hayranları tarafından hem de onu daha okumamış kişiler tarafından izlenilmeyi bekliyor.
MARILYN İLE BİR HAFTA
Michelle Williams’ın inanılmaz bir benzerlikle dünya sinemasının dev yıldızı Marilyn Monroe’yi canlandırdığı film iki dalda Oscar adayı ve Altın Küre Ödüllü. Monroe’nun bir haftalık bir aşk serüveninin anlatıldığı film yetersiz gelirse, gerçek tadı almak için Monroe’nun başrollerinde oynadığı “Bazıları Sıcak Sever”, “Perde Açılıyor”,”Sahne Işıkları” gibi birçok filminden birini de seçebilirsiniz.
COCO CHANEL’DEN ÖNCE
Madem her alanda mücadele vermiş emekçi kadınlardan bahsediyoruz, dişiyle tırnağıyla kendisine isim yapmış, kendisinden sonra bile dünya markası haline gelen adını koruyan modanın en önemli isimlerinden Coco Chanel’i unutmamak lazım. Chanel’i filmde Amelie filminden tanıyıp çokta sevdiğinize emin olduğum Audrey Tautou canlandırıyor.
AMELİA
Amelia’yı Amelie ile karıştırmayınız, Atlas Okyanusu’nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilot Amelia Earhart’tan bahsediyorum. 1937 yılında uçakla çıktığı dünya turunda kaybolan Amelia’nın izine bir daha rastlanmadı. Film de Amelia’yı yetenekli oyuncu Hilary Swank canlandırıyor.